Çin Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Cheng Weihua: İdlib'de Uygurlara terör eğitimi veriliyor

İdlib’deki Uygur kökenli teröristlerin Çin için eğitildiğini belirten Weihua, Çin’in toprak bütünlüğünü koruma konusunda kimseye taviz vermeyeceğini söyledi

Çin Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Cheng Weihua: İdlib'de Uygurlara terör eğitimi veriliyor

Çin Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Cheng Weihua; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in bir ayda üç kez bir araya geldiğini, bunun önemli olduğunu söyledi. İdlib’deki Uygur kökenli teröristlerin Çin için eğitildiğini belirten Weihua, Çin’in toprak bütünlüğünü koruma konusunda kimseye taviz vermeyeceğini söyledi. Weihua, İran’dan petrol aldıklarını ve almaya devam edeceklerini ifade etti.

Elçi Müsteşarı Cheng Weihua, Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği’nde gazetecilerle bir toplantı yaptı. “Çin-Türkiye İlişkisi ve Gelişmeler” konusunda değerlendirmelerde bulunan Weihua, iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişme içinde olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in bir ay içinde Duşembe’de, Japonya’da G-20 zirvesinde ve Beijing (Pekin)’de olmak üzere üç kez bir araya geldiğini hatırlatan Weihua, şöyle konuştu: “Bu, her iki ülke de ikili ilişkileri geliştirmek için çok güçlü bir irade gösteriyor, demektir. Çin ve Türkiye iki önemli ve gelişmekte olan ülke. Birçok uluslararası ve bölgesel konuda da aynı görüşü paylaşan ülkeler olarak liderlerimizin sık sık görüşmesi, politikalarımızın sıkı bir eşgüdüm içinde uygulanması çok önemli. Bunun, sadece ikili ilişkiler için değil aynı zamanda dünya barışı ve kalkınması için de çok önemli olduğunu düşünüyoruz.”

‘TERÖRLE MÜCADELEDE İŞBİRLİĞİ MEKANİZMASI’

Erdoğan’ın Çin ziyaretinde ikili ilişkilerin kapsamlı bir şekilde görüşüldüğünü kaydeden Cheng, şu bilgiyi verdi: “Öncelikli olarak ikili siyasi güvenliğin pekiştirilmesi, Sinciang Uygur Özerk Bölgesi konusuyla ilgili terörle mücadele konusunda iki ülke arasındaki işbirliği mekanizmalarının daha aktif bir şekilde çalışması ele alındı. İki ülke arasında Karma Ekonomik Kurulu (KEK) toplantısının yapılması kararlaştırıldı. Ayrıca bu yıl kasım ayında Çin Uluslararası İthalat Fuarı'na Türkiye’nin de katılımı, Türkiye’nin tarım ve hayvansal ürünlerinin Çin pazarına girmesi, turizm, Türkiye’den daha fazla uçuş seferi yapılması konularında da derin ve kapsamlı bir şekilde görüş alışverişinde bulunuldu. Ziyaret çok verimli sonuçlandı. Çin ve Türkiye arasındaki stratejik işbirliği ilişkilerine büyük bir ivme kazandırılmış oldu. Bundan böyle iki ülkenin her alandaki işbirliğinin daha hızla gelişeceğine inanıyoruz.”

Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Weihua, özetle şöyle konuştu:

‘TÜRK MEDYASI İSTİSMARA ARACI OLMASIN’

Erdoğan, Türkiye’nin önceden beri ‘Tek Çin’ politikasını kararlılıkla sürdürdüğünü ifade etti. Bu ne demek; dünyada meşru olarak sadece Çin Halk Cumhuriyeti var, Sinciang da Çin’in bölünmez bir parçasıdır. Bu nedenle Türkiye’nin de Çin’in dost ülkesi olarak, bu topraklarda Çin karşıtı özellikle Çin’i bölmek için çalışanların yürüttüğü faaliyetlere izin vermemesi gerektiğini düşünüyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sinciang konusunda, “Bu konuyu istismar eden yaklaşımlar da var. Bu istismarlar Türk-Çin ilişkilerinde olumsuz yansımalara neden oluyor” ifadeleri de çok önemli. Sayın Cumhurbaşkanı “Bu konudan rant elde etmek için çalışanlar var” dedi. Türk medyasının bu konuyu istismar eden ülkelere aracı olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Zaten bunun Sayın Cumhurbaşkanı da farkında.”

‘HERKESE AÇIĞIZ BÖLÜCÜ DESTEKÇİLERİ HARİÇ’

Türkiye’den Sinciang Uygur Özerk Bölgesi heyet gitmesi konusunda çalışmalar sürüyor. Tamamen açığız, kaç kişi gelecek, kimlerden oluşacak, devlet yetkilileri mi, gazeteciler mi, düşünce kuruluşları mı, hepsine açığız. Ama burada bir ön şartımız var; Çin’e karşı önyargılı olmayan, Çin’e karşı bölücülük faaliyetlerine destek vermemiş olan insanları davet edeceğiz.

‘KİMLİĞİN, DİNİN, DİLİN YASAKLANDIĞI YALAN’

Çin’in 70 yılda kaydettiği mesafe batı ülkelerinin birkaç yüz yılda kaydettiği mesafeden daha fazla. Çin şu anda dünyanın ikinci büyük ekonomisi.

En büyük beş din legal bir şekilde varlığını sürdürüyor. Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nde “kimliklerinin yok edilmeye çalışıldığı, Uygur dilinin yasaklandığı” söylemleri yalan. Uygur olsun, Kazak olsun kazanırsan, çalışırsan, yükseliş yolu herkes için açıktır, ayrımcılık diye bir şey yok ama bölücülük, terör, şiddet kesinlikle yasaktır ve buna kesinlikle izin verilmeyecektir ve darbe indirilecektir.”

‘CİHAT TECRÜBESİYLE ÇİN’E DÖNECEKLER’

Basında çıkan haberlere göre İdlib’de aileleriyle birlikte 5-7 bin Uygur cihatçı grubu var. Türkistan İslami Partisi altında El-Nusra ile birlikte savaştıklarını herkes biliyor. Sinciang konusuyla bağlantılı olarak bizim izlediğimiz bazı videolarda, oradaki cihatçılar çocukları savaşçı olarak eğitiyorlar ve cihat sloganları atıyorlar. Amaçları, İdlib’de savaş tecrübesi elde edip Çin’e geri dönerek cihat yapmak. Terör ve şiddet konusunda Çin’in karşı karşıya kaldığı tehdit çok açık ve çok büyük.

‘İZİN VERMEYİZ’

Çin, dünyadaki bütün ülkelerle işbirliği yapmaya hazır, aramızdaki dostluk ilişkilerini geliştirmeye hazırız. Ama bağımsızlığımızı, egemenliğimizi, toprak bütünlüğümüzü koruma konusunda da çok ciddiyiz ve çok kararlıyız. Devlet Başkanlığımızın söylediği bir söz var; hiç kimse bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüğümüz konusunda taviz vermemizi beklemesin.

‘İRAN’DAN PETROL ALMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

ABD tek taraflı olarak bir ülkeye yaptırım uyguluyor ve dünyadaki bütün ülkelerin de buna uymasını talep diyor. Bu da adil bir talep değildir. Çin önceden beri Amerika’nın İran’a veya herhangi bir ülkeye karşı tek taraflı yaptırımlarına karşıdır. Çin ve İran arasında şeffaf, kazan-kazan anlayışına dayalı bir ticari işbirliği vardır. Hem Çin hem İran çıkarına uygun bir şekilde işbirliğimiz devam etmektedir. Şu anda Çin İran’dan petrol almaya devam ediyor, bu da bizim doğal hakkımız. İran konusunda bir sonraki aşamada ne olacak, İran ve Amerika’nın karar verebileceği bir husustur, biz tabi ki bu bölgede istikrar bekliyoruz, çatışmanın olmamasını bekliyoruz.

‘DOĞU AKDENİZ DİYALOGLA ÇÖZÜLSÜN’

Doğu Akdeniz’deki sorunun diyalog yoluyla, bütün tarafların kabul edebileceği bir sonuca varmasını arzu ediyoruz.

Aydınlık

ankara çin idlib uygurlar