Mehmet Görmez, Diyanet'in FETÖ raporunu açıkladı
Diyanet İşleri Başkanlığı, FETÖ elebaşı Gülen'in İslam dinine verdiği zararları, "Kendi Dilinden FETÖ Örgütlü Bir Din İstismarı" adıyla raporlaştırdı.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından "Kendi Dilinden FETÖ-Örgütlü Bir Din İstismarı" başlığı altında hazırlanan çalışmayı açıkladı.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in açıklamalarından satırbaşları:
Bu çalışma aslında artık, geçmiş için değil, gelecek için çok daha büyük önem arz etmektedir. FETÖ terör örgütünün bunlardan biri olduğundan hiç şüphe yoktur.
Çalışmalarımız bu hareketin düşüncelerinin arka planını ortaya çıkarmıştır. FETÖ sadece devletlere değil düşüncelere, inançlara, kalplere bir sızma hareketidir. Yanlış bilgileri doğru bilgilerle harmanlayarak verdiler hemen her konuşmada mutlaka saptırıcı bir ifade satır arasına gizlenmiştir. Takiye sözlerle insanların zihinlerine inançlarına ve değerlerine sızmıştır.
FETÖ elebaşı kibri tevazu olarak pazarlıyor. Sadece Allah ve Peygamber değil Kur'an-ı Kerim'i de istismar ettiler. FETÖ elebaşısı için ayetler sadece araç ve işarettir, onun için hiçbir şeyin gerçekliği yoktur.
FETÖ elebaşısı kendisi için Allah'ın ulaşılabilir, Peygamberlerin dokunulabilir olduğu bir dünya kuruyor.
SİNSİCE GÖZYAŞLARI İÇİNDE SIZDI...
FETÖ, yöntemlerini sinsice gözyaşları içinde uyguladı. Kendi mensuplarına sürekli Allah'a ulaşmanın mümkün olduğunu anlatma çabasında olmuştur. Her konuşmasında Peygamberi İzmir'e getirmesi, camiye, cemaati arasına sokması, onunla görüştüğünü sürekli iddia etmesi artık işten bile değildir. Fakat bunu sinsice yapıldığını görüyoruz. Gözyaşları içerisinde söylendiğine hep şahit oluyoruz. Önündeki genç çocukların çığlıklarını artıracak şekilde söylediğine şahit oluyoruz.
ALÇALMIŞ BİR KİŞİ...
Bir yandan Peygamber efendimizi haşa, ayağına kadar getirirken kendisi meleklerle görüştüğünü ifade ediyor. Kendisini Hak'tan nida geldiğini söylemekten çekinmiyor. Sadece Allah ile aldatılmıyor insanlar, Kur'an-ı Kerim de suiistimal ediliyor. Kendini işaret eden ayetlerden söz ediliyor. Herhangi bir ilke gözetmeden kendi örgütünü yükseltmek için kullandığına şahit oluyoruz. Kur'an bir araca dönüşüyor alçalmış bir kişinin dilinde.
Hav hav ederek, birilerinin arkasından tırmanıp durmaktadır. Bu birileri kim bilmiyoruz fakat belki onlar kendilerini biliyor. Böylelikle gayb aleminin bilinebilir, Allah'ın ulaşılabilir, ölmüş zevatın görüşülebilir bir dünya kuruyor kendisi için.
"HER İNSANIN BİR DUBLESİ VAR, PEYGAMBERİN DE BİR DUBLESİ VAR, ARANIZDADIR" DEMEKTEN ÇEKİNMİYOR"
Her insanın bir dublesi var, Peygamberin de bir dublesi var, vallahi o duble şu anda aranızdadır demekten çekinmiyor. Herkül'den bahsediyor, resimlerini Sızıntı dergisinin kapağına defalarca taşıyor. Sızıntı dergisinde 19 bin resim incelenmiştir. 8 bini başka inanç dünyaların sembolünden ibarettir. Her resim zihin bulandırıyor, adı Sızıntı ya, insanların inancını zedeliyor. Bir İsa betimlemesi ile bir Meryem Ana resmi ile ve hatta gökten inen Tanrı'nın eli ile. Zihinleri yeterince bulandırdıktan sonra işi mesihe bağlıyor bütün konuşmalarında.
Kahramanları olduğunu iddia ediyor, hatta ikinci Sahabiler adını veriyor.
Onun için diyalog dünyaya yayılmanın bir aracıdır. Diyalog çalışmalarını, o çalışmaları başlatanların kastında da öteye taşımaktan çekinmemiştir.
ONUN İÇİN ONLAR ALLAH CEMAATİDİR
Kendi mensuplarına gelince onun için onlar Allah cemaatidir. Bu karmaşa içinde kendisi de, kah mesih olmuş kah Peygamber'in onayladığı kişi. Tüm bu birleştirmeleri Peygamber'e rağmen, Peygamber için yapacaktır. "Ben bu kötülükleri yaptım diyor, düşündüm, Peygamber'i karşıma getirdim, bunları senin için yaptım" diyor.
Ona göre mabedler kapanabilir, onun açtığı ışık saçan evler vardır. Hasreten çocuklarını bunlara teslim eden bütün anne ve babalara sesleniyorum. Biraz sonra izleyeceğiniz konuşmalar, yüzbinlerce defa o evlerde, gece yarılarında çocuklarınıza izlettirilmiş ve dinlettirilmiştir.
Bu rapor aynı zamanda zihnimizi bu tür istismarlara karşı daha duyarlı kılmaktadır. Sadece bu yapıyı değil, istismar eden her hareketi ortaya bütün cinayetleri çıktıktan sonra değil, bizatihi başladığı zaman takip edip toplumla paylaşmak zorundadır.