Cumhuriyet yazarından CHP'ye sert Ekmeleddin yazısı

Cumhuriyet yazarından CHP'ye sert Ekmeleddin yazısı

Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Işık Kansu bugünkü köşe yazısını CHP ve MHP'nin "Çatı aday"ı Ekmeleddin İhsanoğlu'na ayırdı. Kansu köşesinde Ekmeleddin İhsanoğlu'nun kim olduğunu araştırarak bir dizi sonuçları okurlarıyla paylaştı.

İşte Işık Kansu'nun o köşle yazısı

Kılıçdaroğlu ve yakın destekçileri, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu kamuoyuna “laik, demokrat, birikimli, insan hakları savunucusu bir aydın” gibi sunma çabası içinde...

Bir insanın düşünce dünyasını belirleyen temeller aile ve sosyal çevresi ile eğitim sürecidir. Biz de bu açıdan bakarak Ekmeleddin İhsanoğlu’nu tanıtmaya çalışan bir araştırma yaptık. İşte sonuçları:

Ekmeleddin İhsanoğlu’nun babası Yozgatlı İhsan (İhsan İhsanoğlu), 1924’te El Ezher’de (din odaklı şeriat üniversitesi) eğitim görmek üzere Mısır’a gider. Yozgatlı İhsan’ın Mısır’a gidişi, Cumhuriyet’in ilanı ve hilafetin kaldırılışının hemen ertesine denk düşer. Yozgatlı İhsan burada, Mehmet Akif (Ersoy) ve Mustafa Sabri ile birlikte olur. Bilindiği üzere, Mustafa Sabri, İngiliz Muhipleri Cemiyeti kurucularından, Ulusal Kurtuluş Savaşı sürerken Mustafa Kemal ve Kuvayı Milliyeciler için ölüm fetvası yazan, Lübnan’da Mehmet Akif ve Saidi Nursi ile birlikte Dâr-ül Hikmet-il İslâmiye Cemiyeti’ni kuran şeyhülislamdır. Yozgatlı İhsan, El Ezher’deyken, Mustafa Sabri de burada din dersleri verir. Mehmet Akif, Atatürk’ün kendisinden istediği Kuran’ın çevirisini, ölümünden sonra yok edilmek üzere Yozgatlı İhsan’a verir. Anlatılanlara göre, Mehmet Akif’in ölümü üzerine Mustafa Sabri’nin de bulunduğu bir ortamda, Yozgatlı İhsan, Türkçe Kuran çevirisini bir leğene koyarak yakar. Yozgatlı İhsan’ın, DP döneminde Diyanet İşleri Başkanlığı için adı geçer, ancak kendisi Mısır’a hizmet etmeyi uygun görür ve orada ölür.

Ekmeleddin İhsanoğlu da babasının yolundan gider. Mısır’da Ayn Şems Üniversitesi Fen Fakültesi’nden sonra El Ezher’de asistan olur. Ekmeleddin İhsanoğlu, Türkiye’de de babasının mirasına sahip çıkar ve onun öğrencilerinin kurduğu İslami İlimler Araştırma Vakfı’nın kurucuları arasında yer alır. “İslami ilimlerde değerli âlim, mütefekkir ve araştırmacıların yetişmesini temin etmek, özellikle bunlara çalışma imkân ve vasıtaları sağlamak, İslami sahalarda gerekli ilmi araştırmalar yaptırmak” amacını güden ve Turgut Özal (ANAP) döneminde vergi muafiyeti almış bu vakıfta, Ekmeleddin İhsanoğlu ile birlikte kurucular kurulunda yer alan kimi isimler ve özellikleri şöyledir:

Emin Saraç: “İlim hicreti” için gittiği Mısır’da El Ezher’de, hocalarının tanımıyla “Osmanlı devletinin çocukları” olarak eğitim görenlerdendir. Emin Saraç’ın oğlu, BİM mağazalarının, Yeni Şafak gazetesinin ve Yasin El Kadı’nın eski ortaklarından, Ciner Yayın Holding’in başında bulunduğu süreçte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sık sık telefonla arayarak uyardığı “Alo Fatih” olarak bilinen Fatih Saraç’tır.

Mustafa Runyun: Mısır’da El Ezher’de öğrenim görmüştür. Saidi Nursi ile son görüşen müritlerdendir. 1957’de DP milletvekili seçilmiştir.

Ali Özek: Ekmeleddin İhsanoğlu’nun babası Yozgatlı İhsan’ın El Ezher’den öğrencisi.

Mustafa Topbaş: 17 Aralık soruşturmaları ve Erdoğan ailesine ait olduğu ileri sürülen Urla’daki villaların yapımı ile adı gündeme gelen işadamı.

Mahmut Bayram: Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun imam okulundan hocası. Cenazesinde tabutunu bizzat Recep Tayyip Erdoğan taşıdı.

Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kendisini vakfettiği bu vakfın diğer kurucuları arasında Korkut Özal (Turgut Özal’ın kardeşi), Numan Kurtulmuş (AKP Genel Başkan Yardımcısı), Sabri Ülker ve Murat Ülker (Ülker Holding sahipleri), Nevzat Yalçıntaş (eski AKP milletvekili), Sabahattin Zaim (Abdullah Gül’ün hocası) gibi isimler de bulunuyor.

Ekmeleddin İhsanoğlu’nu çevreleyen ilişkiler ağına baktığımızda, Kılıçdaroğlu’nun Alevileri yönlendirmek için dillendirdiğini sandığımız “İhsanoğlu, bozkırın tezenesi Neşet Ertaş gibi” benzetmesinin hiç de yerinde olmadığını görüyorsunuz. Hiç, ama hiç benzemiyorlar. Yaşam öyküleri, felsefeleri, yolları ve dünyayı algılayışları açısından!

İhsanoğlu’na, laik, demokrat vb. sıfatları ekleyen Kılıçdaroğlu ve destekçilerinin bir avuntu içinde oldukları gün gibi ortada.

Huysuz

Genel kanı:

Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı, Deniz Baykal’ın bir kaset ile götürülüp yerine Kemal Kılıçdaroğlu’nu getiren çevrelerin işi. Aynı çevreler (uluslararası sermaye ile bütünleşmiş İstanbul baronları), Kemal Derviş’in bir sömürge valisi gibi Türkiye’ye getirilmesine ön ayak olmuş, DSP’yi böldükten sonra AKP’ye iktidar yolunu açmışlardı.

Şimdi bu çevreler, elleriyle tımar ettikleri at huysuzlaşınca onu değiştirme niyetindeler.

Demokrat Lider

Kemal Kılıçdaroğlu, kulağına fısıldanan Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adını, partisinin karar organlarından; MYK’den, PM’den ve parlamento grubundan özenle sakladı.

Böylece, her demokrat lider gibi demokrasi ilkelerine ne denli sadık olduğunu kanıtladı.

Parmak

Kılıçdaroğlu, yerel seçim kampanyasını bozkurt işaretiyle yürütmüştü. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de şehadet parmağını göğe yükselterek sürdüreceğe benzer.