Diyanet İşleri Başkanlığı'nın gizli tarikat raporu-3: Süleymancılar için 'istihbarat' uyarısı
Diyanet’in tarikatlara ilişkin değerlendirmelerini yayımlamaya devam ediyoruz. Diyanet’in dikkat çektiği tarikatlardan biri de Süleymancılar. Raporda Süleymancıların ‘ciddiye alınması’ gerektiği belirtiliyor
Süleymancılarla ilgili şu değerlendirme yapılıyor: Süleymancılarla ilgili olarak, onların, birtakım yabancı istihbarat örgütleriyle bağlantısı olduğu iddialarının ciddiye alınması ve yeni bir FETÖ ile karşılaşmamak için gerekli incelemelerin yapılması, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur.
SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN CEMAATİ
Süleyman Hilmi Tunahan’ın (1888-1959) öncülüğünde ortaya çıktığı için ona izafeten “Süleymancılık” olarak bilinir.
ÖNE ÇIKAN GÖRÜŞLERİ:
Nakşî geleneğin içinde filizlenmekle birlikte kendilerini bir tarikat olarak nitelemeyen oluşumun son derece içe kapalı yapısı nedeniyle görüşlerini sağlıklı bir şekilde tespit edebilme imkânı pek bulunmamaktadır. Yayın organları olan “Yedi Kıta” dergisi “Tarih, İnsan ve Hayat” dergisi aktüel içerikli olup, cemaatin kendine özgü görüşlerini yansıtan bilgilere buralarda rastlanmamaktadır.
FAALİYETLERİ:
Cemaatin faaliyetleri günümüzde orta ve yükseköğretim öğrencileri için yurtlar, Süleymaniye Özel Eğitim Kurumları ve Kur’an kurslarıyla devam etmektedir. Yurt, kurs ve okulların finansmanı, sahip oldukları çok sayıdaki holding ve halktan toplanan yardımlarla karşılanmaktadır.
Süleymancıların, Kur’an kurslarına Diyanet’in ismini kullanarak yardım topladıkları, cenazelerde para karşılığı Kur’an okuma ve ıskat hususlarında da oldukça aktif davrandıkları bilinmektedir. Süleymancılarla ilgili olarak, onların, birtakım yabancı istihbarat örgütleriyle bağlantısı olduğu iddialarının ciddiye alınması ve yeni bir FETÖ ile karşılaşmamak için gerekli incelemelerin yapılması, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur.
Zira uzun yıllar cemaat bünyesinde çalışmış, içyüzlerine vâkıf olduktan sonra onlardan ayrılmış olan ve cemaat içinde “Kozan imamı” olarak bilinen Mustafa Akyıldız, oluşumun din anlayışı ve yapılanmasıyla ilgili oldukça ciddi iddialarda bulunmaktadır. Buna göre, cemaatin Türkiye genelinde bölgeler bazında “kolordu kumandanlığı” ismi altında yapılandıkları öne sürülmektedir. Cemaat hakkında dile getirilen bir başka iddia da 16 yıldır derin güçler tarafından kontrol altında tutulduğudur. 1980 darbesinden sonra arkadaşıyla hapse alınan Kemal Kacar’ın, o dönemki MİT tarafından hapiste anlaşmaya zorlandığı, anlaşmayı kabul etmek zorunda kaldığı söylenmektedir.
İSMAİLAĞA CEMAATİ
Nakşibendi tarikatının Hâlidiyye kolunun günümüz temsilcilerinden biri. İsmailağa adı, 56. Şeyhülislam İsmail Efendi (ö. 1137/1725) tarafından Çarşamba’da (Fatih-İstanbul) yaptırılan camiden alınmıştır. Cemaat’in Mahmut Ustaosmanoğlu’ndan sonra öne çıkan isimlerinden Hızır Ali Muratoğlu ve Bayram Ali Öztürk, suikast sonucu hayatlarını kaybetmişlerdir.
ÖNE ÇIKAN GÖRÜŞLERİ:
Cemaatin, dini görüş ve fetvaları genellikle Diyanet İşleri Başkanlığı ile uyum arzeder. Bazı konularda farklı görüş ve fetvaları da vardır.
FAALİYETLERİ:
Cemaatin, özel okullar, medrese ve Kur’an Kursları, basın-yayın organları gibi çeşitli kurumları vardır. Cemaat mensubu yazarların kitap ve yazıları İsmailağa Yayınları, Siraç Yayınevi, Ahıska Yayınları, Lalegül Yayıncılık, Çelik Yayınevi, Kitap Kalbi Yayıncılık, Yasin Yayınevi, Hüküm Kitap gibi yayınevleri tarafından basılmaktadır.
DEĞERLENDİRME:
Mahmut Ustaosmanoğlu’nun yaşlı ve hasta olması nedeniyle yapı içerisinde bazı isimler etrafında birbirleriyle çatışan/çekişen müstakil gruplaşmaların olduğu görülmektedir. İndirgemeci tercihler Müslümanları ayrıştırma riski taşımakta; birlik, beraberlik ve kardeşliğini de olumsuz etkileyebilmektedir.
ADNAN OKTAR
1956 yılında Ankara’da doğdu. Lise mezunu. Dini bir eğitim aldığına dair bir bilgiye rastlanmamıştır.
ÖNE ÇIKAN GÖRÜŞLERİ:
Harun Yahya müstear ismiyle öne çıkan Oktar, evrim ve Siyonizm karşıtlığı ile özellikle muhafazakâr kesim arasında şöhret basamaklarını tırmandı. Oktar’ın, www.harunyahya.org sitesinde kamuoyuyla paylaştığı kitaplar arasında en dikkat çeken “Müşrikler İstemese de Mehdi” adlı kitabıdır. Onun Siyonizm karşıtlığı ise Yahudi devleti ile yakın temaslar kurarak, Filistin’in Yahudilerin hakkı olduğunu savunabilecek bir noktaya savrulmuştur. Faaliyetleri Oktar, faaliyetlerini kurucusu olduğu Bilim Araştırma Vakfı (BAV) aracılığı ile yürütmektedir. Evrim karşıtı 300 adet kitap yazdırmış ve bu kitaplar 70’den fazla dile tercüme edilmiştir. Öte yandan A9 kanalının internet versiyonunda İslami kurallara, örf ve adaba yakışmayacak programlar yapmaktadır.
DEĞERLENDİRME:
Oktar’a göre evrim teorisi; materyalizm, nazizm, komünizm ve Budizm gibi ideoloji, din ve inançlarla doğrudan bağlantılı, şeytanî bir öğretidir. Seksenli ve doksanlı yıllarda o, bu düşünce ve yaklaşımlarıyla İslami kesimin dikkatini çekmiş ve desteklerini elde etmiştir. Oktar, etrafındaki bakımlı kız ve erkeklerden oluşan bir propaganda grubuna sahip olmakla birlikte aslında bir tabandan ve doktrinden yoksundur.
ALPARSLAN KUYTUL (FURKAN VAKFI)
Bu başlık altında selefi eğilim taşıyan yedi şahıs/grup üzerinde incelemeler yapılmıştır: Abdullah Yolcu, Alparslan Kuytul, Feyzullah Birışık, Halis Bayancuk (Ebu Hanzala), Kul Sadi Yüksel, Mehmet Balcıoğlu (Ebu Said Yarpûzî) ve Mehmet Emin Akın. Kuytul, 1965 yılında Adana’da dünyaya geldi. Mısır’ın Ezher Üniversitesi İslam Hukuku Fakültesi’nden 1997’de mezun oldu. 1994 yılının Kasım ayında Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı’nı kurdu.
ÖNE ÇIKAN GÖRÜŞLERİ:
Kuytul, kendi çizgisini Rabbani ve tevhîdî bir hareket olarak nitelemektedir. Demokrasi, anayasa, kanun ve laiklik gibi yönetim şekil ve rejimlerini reddetmekte; ümmetin bu konularda sapkınlığa düştüğünü iddia etmektedir.
DEĞERLENDİRME:
Kuytul’un, devlet karşıtlığı söylemi, darbecileri ve FETÖ’yü savunmaya, bunun yanında birçok milli meselede Türkiye düşmanlarını tercih etmeye kadar ulaşmıştır. Öte yandan FETÖ elebaşına benzer şekilde Hz. Peygamber’in adını istismar ederek onun kendi mitinglerine katıldığını iddia etme noktasına gelmiştir.
AHMET MAHMUT ÜNLÜ (CÜBBELİ AHMET)
1965 İstanbul Fatih doğumlu Cübbeli Ahmet diye bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, ilkokuldan sonra ortaokulu dışarıdan bitirmiş, Fatih İsmailağa’da ve Rize’nin Pazar ilçesinde Tütüncüler Köyü Kur’an Kursu’nda medrese eğitimi almıştır. 1999 yılında yaptığı 17 Ağustos depremiyle ilgili konuşmasından dolayı 13 ay hapis yatmıştır. Yine 12 Ekim 2011 tarihinde Karagümrük Çetesi operasyonu kapsamında gözaltına alındıktan sonra 7 Aralık 2012 tarihinde tutuksuz yargılanmak üzere tahliye olmuştur.
ÖNE ÇIKAN GÖRÜŞLERİ:
Aylık dergide ve haftalık sohbetlerinde sıkça yer verdiği dualar sebebiyle bazı kesimlerin İslam diniyle alay ettikleri gözlemlenmektedir. Cinsel uzva üflenecek dua, cehennemi haram kılan dua vb. dualar örnek gösterilebilir.
FAALİYETLERİ:
Altmıştan fazla derleme ve tercüme mahiyetinde eseri olan Ünlü, geniş kitlelere ulaşmaktadır. Ünlü, Arifan dergisinde yazılar yazmakta, her çarşamba ve perşembe akşamı Lalegül TV’de ve Lalegül FM’de sohbet programı yapmaktadır.
DEĞERLENDİRME:
Hadis Usulüne adeta tavır alması ve ilmi eleştirileri dikkate almaması, ciddi bir problem olarak görülmelidir. Dini ticarî amaçlarla kullanması dikkat çekmektedir.
ERENKÖY CEMAATİ ERENKÖY
Cemaati, ismini şeyhleri Mahmut Sami Ramazanoğlu’nun 1955’ten sonra İstanbul’da görev yaptığı Zihni Paşa Camii’nin bulunduğu Erenköy semtinden alır. Öne Çıkan Görüşleri Nakşiliğe bağlı bu cemaatte tasavvufî söylem ön plandadır. Bazı yönlerden sahih İslam öğretisiyle çelişkili görülen rabıta, istiğâse, istimdat, müridin gassâl elinde meyyit gibi olması gerektiği vb. düşünceler bu cemaatte de benimsenmiştir.
FAALİYETLERİ:
Cemaate bağlı vakıf ve kuruluşlar arasında en dikkat çekenleri, Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı, Muradiye Kültür Vakfı ve İLAM (İlmî Araştırmalar Merkezi)’dır. Sadece hayri hizmetler değil; okullar, kurslar vb. aracılığıyla eğitim ve öğretim faaliyetleri de yürütmektedirler.
DEĞERLENDİRME:
Erenköy cemaati Nakşibendiliğin esnaf ve zanaatkarlar kolu olarak bilinir. Üst gelir düzeyine sahip mensupların sayılarının oldukça fazla olduğu ifade edilmektedir. Geleneksel tarikat anlayışlarında görülen ve özgün dini telakki ve uygulamalar açısından sakıncalı olarak değerlendirilebilecek bazı hususlar, Erenköy Cemaatinde de bulunmaktadır. Bununla birlikte söylem ve eylemleri itibariyle uyumlu ve mutedil bir görüntü sergilemektedir.
IŞIKÇILAR CEMAATİ
Işıkçılar Cemaati’nin kurucusu, “Tam İlmihal Saadet-i Ebediyye” kitabının yazarı Hüseyin Hilmi Işık’tır. Nakşîlerin bir kolu olduğu iddia edilir. Işık’ın 2001’de vefat etmesiyle damadı Enver Ören oluşumun lideri olmuştur. Ören, 1970 yılına kadar İstanbul Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. “Türkiye Gazetesi” adını alan gazeteyi 1970 yılında çıkarmaya başladı. Ören, 1975 yılında da İhlas Vakfı’nı kurdu. 1993 yılında İhlas Holding adıyla şirketleşti, İhlas Haber Ajansı’nı ve TGRT’yi kurdu. BDDK tarafından el konulan İhlas Finansı da 1995’te kurmuştur. Ören, 2013 tarihinde vefat etmiştir. Yerine geçen oğlu Ahmet Mücahit Ören, Amerika’da yaşamaktadır.
ÖNE ÇIKAN GÖRÜŞLERİ:
Hüseyin Hilmi Işık’ın kaleme aldığı, 1963’te bastırılan “Tam İlmihâl” adlı (temel referans aldıklaı) kitapta, Hanefi mezhebinin temel yaklaşımıyla bağdaşmayan vurgular dikkat çekmektedir. Faaliyetleri İhlas Holding, Türkiye Gazetesi, TGRT Haber, TGRT FM, TGRT Belgesel Tv, İhlas Eğitim Kurumlan, Hakikat Kitabevi, Hüseyin Hilmi Işık’ın eserleri, İhlas Vakfı, Türkiye Takvimi, Türkiye Çocuk dergisi, İrfan Turizm (hac umre hizmetleri).Ayrıca birçok internet sitesi aracığıyla da çeşitli yayınlar yapmaktadırlar.
DEĞERLENDİRME:
Klasik anlamda bir tarikat veya dini bir cemaatten farklı bir yapıdır. Dini lideri: Hüseyin Hilmi Işık. Ön plana çıkan isimler: Mücahid Ören, Osman Ünlü, Mehmet Ali Demirbaş, Mehmet Said Arvas ve Ramazan Ayvallı. Oluşum siyasi olarak milliyetçimuhafazakâr bir çizgidedir. Öte yandan oluşumun bazı söylemlerinin din istismarına kapı araladığı görülmüştür. H. Hilmi Işık’ın öğretileri doğrultusunda, devletle barışık, siyasilerle yakınlık içerisinde bir çizginin benimsendiği görülmektedir.
NURETTİN ŞİRİN
1964 yılında Trabzon’da doğdu. 1982 yılında Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’ne girdi. 1985 yılında aylık İstiklal (daha sonra Şehadet) degisini, 1990-93 yılları arasında aylık Tevhid dergisini çıkardı. Haftalık ve günlük yayınlanan Selam Gazetesi’nde köşe yazarlığı ve haber müdürlüğü yaptı. 1979, 1981, 1989, 1995, 1997 yıllarında tutuklanarak cezaevine konuldu, yaklaşık 10 yıl hapis yattı. Halen Kudüs TV genel yayın yönetmenliğini yapmaktadır.
ÖNE ÇIKAN GÖRÜŞLERİ:
Şirin’in düşüncesinin ana merkezini Kudüs davası oluşturmaktadır.
FAALİYETLERİ:
Şirin; www.velfecr.com, www.israhaber.com internet siteleri ve “İsra Kültür Merkezi” aracılığıyla sosyal faaliyetlerini sürdürmektedir.
DEĞERLENDİRME
Türkiye’deki İran-Hizbullah lobisinden olduğu yönünde değerlendirmelere rastlamak mümkündür. Asıl amacının “vahdet” söylemi altında takiyye yapmak suretiyle Şiiliği yaymak, İran ve Hizbullah propagandası yapmak olduğu söylenmektedir ki yazdığı yazılar, TV programlarındaki söylemlerde bu iddianın izdüşümlerini görmek mümkündür. Genel yayın yönetmenliğini yaptığı Kudüs TV de günümüzde bu lobinin medya ayağı gibi değerlendirilmektedir.
İSKENDERPAŞA CEMAATİ
Nakşibendiyye Tarikatının Hâlidiyye koluna bağlıdır. Aralarında Muhammed Zahid Kotku’nun şeyhi Tekirdağlı Mustafa Feyzi Efendinin de bulunduğu 116 kişiye hilâfet veren Ahmet Ziyaüddin Gümüşhânevî (18131893) yayılmalarında önemli bir rol oynamıştır. Gümüşhânevî’den sonra Şehzadebaşı İsmail Paşa Medresesi müderrisi Mustafa Feyzi Efendi (1267/1851) pek çok talebe yetiştirmiştir. Onun hilafet verdiği talebelerinden Mehmet Zahit Kotku (1897-1980), çeşitli camilerde imamlık görevi ifa etmiştir. Fatih İskenderpaşa Camii’ndeki görevini vefatına kadar sürdürmüştür. Cemaatin başına Kotku’dan sonra damadı Mahmud Es’ad Coşan (1938-2001) geçmiş, 2001 yılında hayatını kaybetmiştir. Yerine, 1963 doğumlu olan oğlu Nureddin Coşan geçmiştir. Nureddin Coşan Ankara İmam-Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra Suudi Arabistan’da Arapça eğitimi, ABD’de işletme eğitimi almıştır. Babası Es’ad Coşan’ın vefatı üzerine, vasiyeti gereği onun sorumluluk ve görevlerini devralmıştır.
ÖNE ÇIKAN GÖRÜŞLERİ:
Cemaat mensuplarının geleneksel tasavvuf ritüelleri bağlamında diğer Nakşi cemaatlerden çok farkları bulunmamaktadır.
FAALİYETLERİ:
Cemaatin bir diğer özelliği siyasetle ve siyasetçilerle yakından ilgilenmeleridir. Zahid Kotku döneminde, cemaatin önde gelen isimleri Milli Nizam ve Milli Selamet Partisi’nin kurulmasında aktif rol üstlenmişlerdir. Ancak daha sonra cemaat ile Necmettin Erbakan ve çevresi arasında ihtilaf çıkmıştır. Mahmud Esad Coşan 1987 yılında Refah Partisi’ni desteklemişse de Coşan daha sonra kendi partisini kurma çabasına girmiştir. 28 Şubat döneminde ise Büyük Birlik Partisi’ne yakın durmuştur. Türkiye’de tarikat-siyaset-ticaret ilişkisi bağlamında İskenderpaşa Cemaati önemli veriler barındırmaktadır.
HAYDAR BAŞ
1947 yılında Trabzon’da doğdu. 1970 yılında Kayseri Yüksek İslam Enstitüsü’nü bitirdi. Kullandığı akademik unvanlar ile ilgili yaygın kanaat, usulüne uygun olarak elde edilmediği yönündedir. Çeşitli devlet okullarında yedi yıl öğretmenlik yapmış ve İPA A.Ş.’nin Bölge Müdürlüğü görevlerinde bulunmuştur. Baş, Bağımsız Türkiye Partisi’nin genel başkanlığını yapmaktadır. İddiaya göre Haydar Baş, Kâdirî şeyhi Hacı Mustafa Hayri Öğüt’ün 1979 yılında vefatının ardından onun yerine geçmiştir. Kâdirîliğin bir kolu olan bu teşekkül, onunla birlikte “İcmalciler” veya “Haydar Baş Grubu” olarak tanınmıştır.
ÖNE ÇIKAN GÖRÜŞLERİ:
Baş’ın, özellikle son dönemde yazdığı eserlerde, yazılı ve görsel medyaya yansıyan görüşlerinde, Şii vurgulu söylemlerinin ön plana çıktığı gözlemlenmektedir. Ona göre Hz. Ali’den başka halife yoktur, Mehdi hayattadır ve insanların arasında dolaşmaktadır.
FAALİYETLERİ
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), BAŞ Şirketler Grubu, BAŞ Çelik Fabrikaları, BAŞ Ticaret A.Ş., BAŞ Isı Sanayi. Özel Meltem Kolejleri, İlmî Araştırmalar Vakfı, Özel Meltem Hastaneleri, Özel Meltem Diş Poliklinikleri. İcmal dergisi, Öğüt dergisi, Mesaj dergisi, Yeni Mesaj Gazetesi, Meltem Radyo/TV, Mesaj TV, Kadırga TV, Sıhhat TV, Köy TV, Av TV, Kanal 99.
DEĞERLENDİRME:
Baş ve grubunun, özellikle son dönemlerde söylemlerine yansıyan Şiî vurgusuna bakıldığında, mezkûr çevrelerle yakın bir ilişki içinde olduğu çıkarımını yapmak mümkündür.
Aydınlık