O köşkler kimin?

O köşkler kimin?

Hürriyet Gazetesi, Abdullah Gül'ün taşınacağı Kanlıca'daki köşkü fotoğraflı alarak manşetten duyurdu.

Gül'den hemen bir açıklama:

-"Köşk bana değil damadım Mehmet Sarımermer'e aittir."

İyi de Abdullah Bey'in damadı için kısa bir süre önce iflasın eşiğinde diye haberler çıkmamış mıydı?

Benzer durum Tayyip Erdoğan için geçerli.

Kısıklı'da bütün aile beraber oturdukları villaların bir kaçı baba Erdoğan'a değil çocuklarına aitmiş ve Tayyip Bey orada kiracı imiş!

Pardon ama Bilal'ın evi sıfırlamak ve TÜRGEV'e hayır (!) hizmeti yapmanın dışında bilinen bir işi mi var ki Başbakan'ın bile alamayıp kiraladığı o pahalı villayı satın alabildi? Çare yok ne derlerse inanmak durumundayız!

Söyleyin çok değil 20 yıl önce Abant'ta sabah kahvaltısını özel Kalem'e ödettiği iddiası ile Güler İleri bakanlıktan istifa etmeye mecbur kalırken bugün tanık olduklarımızla toplumun duyarsızlığı nasıl izah edilmeli?

GEÇİNEMİYORUMDAN TRİLYONLARA!

Birden artan serveti Tayyip Erdoğan'a hukuksal bağlamda hep sorun olmuştur.

Erdoğan açılan bir servet ya da nereden buldun davasında kaynak olarak oğlunun düğününde takılan takıları göstermişti ki bir aralar da "Ticaret yaptım, Emniyet Gıda isimli bir şirketim var" dediği biliniyor.

Yine Erdoğan'ın Başbakan olduktan sonra kamuoyunda yükselen "ticareti bırak" talebine şu karşılığı verdiği hafızalardadır:

-Ticaret yapıyorum çünkü Başbakanlık maaşı bana yetmiyor."

Sonrası malum, baskılara direnemeyen Erdoğan ticaretten çekildi.

Ve bugün:

Cumhurbaşkanlığına aday olan Erdoğan, bankada 5 trilyona yakın parası olduğunu beyan etti.

Pardon ama bu paraların kaynağı nedir? Maaş olamaz zira birkaç yıl önce maaşımla geçinemiyorum, onun için ticaret yapıyorum diyen kendisidir. Ayrıca hiç harcamasa bile maaş bu trilyonları izah edemiyor... Açıklama gelirse söz yayınlayacağız...

UĞUR MUMCU NE YAPARDI?

Milli kabarma olmasın ve Tayyip güle oynaya Çankaya'ya çıksın diye aday yapılan dalga kıran Ekmel'e siper olan AB'ci-Amerikancı-Fethullahçı-sözde solcu-göstermelik Atatürkçülere çok basit bir soru soracağım:

-Uğur Mumcu bugün yaşasaydı Rabıtacı Ekmel'in kuyruğuna takılır mıydı, takılmaz mıydı?

Evet soru budur ki bu soru Cumhuriyet Gazetesinin kimi yazarları ve hatta merhum Mumcu'nun saygıdeğer eşleri Güldal Hanım için de geçerlidir.

Bu soruya cevap vermeyip "Ama siz de eskiden kızılderilileri kestiniz" benzeri bir karşılık kusura bakılmasın zavallılıktır.

Evet maziyi değil bugünü yaşıyoruz ve yarına koşuyoruz!

Dün dünde kaldı cancağızım bize Âti'yi ve Ekmel'e desteğin gerekçesini anlatın!

DÜNDEN BUGÜNE LİDERLER?

Yıl: 1990

DYP'ye katılan Tansu Çiller, İhsan Sabri Çağlayangil'e sorar:

-"Siyasete girdim. Sizce ne zaman çıkmalıyım?"

Çağlayangil: "Sayın Çiller siyasete girilir ama yüz kızartıcı bir şey olmazsa hiçbir zaman çıkılmaz..."

Bu tespit doğrudur...

İşte İsmet İnönü, 90 yaşında kongrede tekrar aday oldu.

Türkeş, 80 küsür yaşıında genel başkan iken öldü.

Erbakan hastanede can çekişirken bile yeni oluşum peşindeydi.

Özal ölmeseydi hasta haliyle Köşkten inip yeni bir parti kuracaktı.

Ecevit yürüyemezken bile siyaseten çekilmedi. Demirel, Abdullah Gül seçilene kadar siyasi ikbal bekledi.

Ve Erdoğan hasta hali ile hâlâ bakanlık ve sultanlık hayalleri içinde!

FİKİR NAMUSU!

Ailece Tayyip Erdoğan ile ortak manevi hiçbir değerleri yok.

Dine mesafeliler ve oruç bile tutmazlar.

Ama buna rağmen bütün aile Erdoğan'a militanlıkta yarışıyor.

Barlas'ların oğlu Cemil önceki gün Twitter'dan şunu yazmış:

-"Erdoğan Samsun'a çıkıyor. İngiliz vizesiz!.."

Kastını anladınız güya büyük Atatürk'e İngilizci diye laf çakıyor ve Erdoğan'a şirinlik yapıyor.

Utanmaz çocuk, Atatürk İngiliz'i def etmek için çıktı Samsun'a... Tayyip ise yeni sevr'i uygulamak için oradaydı!

Kuşkusuz bu mesaj fikri tezahür değil küfürdür.

Bu küfrün CHP'nin Gaziantep mebusu Said Barlas'ın torundan gelmesi dramatiktir.

Belli ki bu çocuk dede'nin değil, Sorosçu dayı Can Paker'in izinde!

Sabahattin Önkibar

Aydınlık