Çocuklarının isimini bile karıştırıyormuş
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada örgütün sivil imamlardan Nurettin Oruç'un çapraz sorgusuna devam edildi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı AkıncıHava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada, örgütün sivil imamlarından Nurettin Oruç'un çapraz sorgusuna devam edildi.
Akıncı Üssü davasında dördüncü celse
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki duruşma salonunda görülen davanın dördüncü celsesinde çapraz sorgusu yapılan Oruç, TBMM avukatının, o akşam Kayseri'de bulunan eşini ya da şu an FETÖ davalarından şüpheli konumdaki, halen firari olan jandarma üsteğmen kardeşini arama gereği duyup duymadığını sorması üzerine, eşi ve kardeşiyle haberleşmediklerini söyledi. Oruç, "Kardeşimle çok görüşmüyoruz zaten." dedi.
Başbakanlık avukatının, savunmasında Kahramankazan'a hayvan belgeseli çekmeye geldiğini öne süren Oruç'a, buraya giderken üzerinde neden pasaport taşıdığını sorması üzerine Oruç, "Uzaktaki Anadolu Projesi" kapsamında 14 ülkede yapacakları çekimlerle ilgili, alınacak izinden sonra şirketin söyleyeceği ülkeye gideceği için yanına pasaportunu aldığını iddia etti.
Müşteki avukatı Alaaddin Varol'un, beyanlarında üniversite döneminde KYK yurdu çıkmayınca arkadaşlarıyla birlikte evde kaldığını söylediğini hatırlatarak yeni gittiği bir şehirde nasıl arkadaş edinip ev kiraladığını sorması üzerine Oruç, o dönemde Kayseri'den bir arkadaşının bulunduğunu, başta onla kalırken başkalarıyla tanıştığını söyledi.
Küçükbaş ve büyükbaş hayvanların belgeselini yapacakmış
Varol'un, Akıncı civarında hangi tür hayvanlarla ilgili belgesel çekimi yapacağı sorusuna Oruç, "Küçükbaş ve büyükbaş. Öncelikle küçükbaş ağırlıklı olarak." yanıtını verdi.
MİT tırları davasında "Bayrak" isimli gizli tanığın, Oruç'un Güneydoğu Anadolu Jandarma imamı olduğunu söylediğinin hatırlatılması üzerine Oruç, bu konuda bilgisi olmadığını belirtti.
Avukat Varol, bunun üzerine MİT tırlarıyla ilgili İstanbul'da açılan dosyanın da getirilmesini talep etti.
Varol'un, ev arkadaşlarından sadece "Halil" ismini hatırladığını söylediğini anımsatması üzerine Oruç, "Ben çok isim tutamam. Şu anda bile çocuklarımın isimlerini karıştırıyorum." dedi.
"Limoni ayrıldık"
Avukat Varol'un "FETÖ'cü değilim ve bunlardan çok çektim, demişsiniz. Para mı çektiniz, sıkıntı çektiyseniz anlatabilir misiniz? Ne sıkıntısı çektiniz?" sorusu üzerine Oruç, "Ayrılırken limoni ayrıldık biraz." dedi.
Oruç, bunun üzerine Mahkeme Başkanının yönelttiği, "Tazminatınızı mı vermediler, niye ayrıldın?" şeklindeki soruya, "2003-2004'te ayrılma sürecinde biraz sıkıntı yaşadık. Onu da ben çok açmak istemiyorum. Bende kalsın." diye konuştu.
"Fetullah Gülen'in küresel güçlerin kontrolüne girmiş bir vatan hani olduğuna inanıyor musunuz?" sorusunu da Oruç, "Bu soruya cevap vermiyorum. Dün savunmamda da söyledim. Cevap vermeyeceğim, oradan bakılabilir." şeklinde yanıtladı.
AK Parti Vekili Avukat Muammer Cemaloğlu'nun Kahramankazan'da hangi köye gittiği, hangi kasapla görüştüğü şeklindeki soruları üzerine Oruç, köye değil bir kombineye gittiğini ancak buranın ismini hatırlamadığını ifade etti. Oruç, ayrıca bu kombinede görüştüğü kasapların ismini de hatırlamadığını öne sürdü.
Çalıştığı yerin adresini hatırlayamadı
TBMM'yi temsil eden avukat Necdet Pakdil'in, hazırlayacakları belgesele ilişkin bir ön araştırma yapıp yapmadığını sorduğu Oruç, böyle bir çalışmalarının olmadığını söyledi. Oruç, belgesel film için Kahramankazan'a belediye otobüsüyle gittiği yönündeki beyanı hatırlatılarak, söz konusu otobüsün Ulus'ta nereden kalktığının sorulması üzerine, "Ulus'ta sorarak öğrendim ama şu an nereden kalktığını hatırlamıyorum." dedi.
Darbe girişiminin gerçekleştiği 15 Temmuz günü nerede olduğu sorulan Oruç, öğleye kadar evde bulunduğunu, öğleden sonra işe gidip akşam geri döndüğünü, telefonunun da evde olduğunu iddia etti. Ev aramasında telefonunun bulunamadığı hatırlatılan Oruç, telefonunun nerede olduğunu bilmediğini öne sürdü.
Nurettin Oruç, "Darbe emrini Fetullah Gülen'den bizzat mı yoksa bir aracıyla mı aldınız, aracı kimdi? Darbenin Akıncı Üssü'nden yönetilmesine Gülen mi karar verdi, yoksa siz toplantılarınızda mı buna karar verdiniz?" sorusuna, "Herhangi bir kimseden emir almadım, darbeye katılmadım. Söylediğiniz tüm sorulara hayır diyorum." karşılığını verdi.
Çalıştığı Soyut Medya adlı firmanın sahibi Fetullah Çatal'ın FETÖ'nün askeri imamlarıyla birlikte yakalandığının hatırlatılması üzerine Oruç, patronunun ilişkilerini bilemeyeceğini söyledi. Oruç, soru üzerine, çalıştığı Soyut Medya'nın tam adresini hatırlayamadığını beyan etti.
Yakalandıktan sonra cebinde bulunan otomobil anahtarına ilişkin soruya karşılık Oruç, aracın çalıştığı firma tarafından kiralandığını, araç firmaya teslim edilmesine rağmen anahtarın kendisinde kaldığını öne sürdü.
Avukat Fatih Ünal'ın, 143. Filo'daki kamera kayıtlarına ilişkin sorusu üzerine Oruç, görüntüleri ilk kez mahkemede, fotoğrafları da daha önce iddianamede gördüğünü belirterek, tüm taleplerine rağmen daha önce görüntülerin kendisine verilmemesinden şüphelendiğini ifade etti.
"Bu bir FETÖ darbesi mi?"
Yapımcı olarak kimlerle çalıştığı sorulan Oruç, buna ilişkin bilgilerin firmanın internet sayfasında bulunduğunu anlattı. Oruç, çalıştığı yönetmen veya kameramanların adını vermesinin istenmesi üzerine, soy isimlerini hatırlayamadığını öne sürdüğü bazı kişilerin adını verdi.
İstanbul'daki MİT tırları davasının iddianamesinde ifadesi bulunan gizli tanığın, operasyonun Oruç'un da aralarında bulunduğu örgüt mensuplarınca yönetildiği yönündeki beyanı hatırlatılan Oruç, "Gizli tanık Bayrak'ın ifadesini tamamıyla reddediyorum, bilmiyorum." dedi.
Oruç, sanık Ahmet Özçetin'in avukatının, "Bu bir FETÖ darbesi mi?" sorusu üzerine, "Şu an itibarıyla FETÖ olarak görüyorum." dedi. Nurettin Oruç, soru üzerine, Akın Öztürk'ü tanımadığını savundu.
Sanık avukatı Ertuğrul Cem Cihan da müvekkilinin darbe girişimi içerisinde yer almadığını, kimseye emir ve talimat vermediğini, darbe hazırlıklarına katılmadığını iddia ederek, "Müvekkil, örgütle alakası yokken örgütün bütün suçlarından sorumlu tutulmaktadır." diyerek, tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Duruşmaya saat 14.00'e kadar ara verildi. Mahkeme Başkanı Selfet Giray, Harun Biniş'in avukatının mazereti olması nedeniyle davaya Akın Öztürk'ün savunmasıyla devam edileceğini bildirdi.