Kemal Kılıçdaroğlu'dan Eren Erdem açıklaması
CHP grup toplantısında konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, Eren Erdem'in tutukluluğu ile ilgili "Eren Erdem tam bir kumpas mağduru. Bunun takipçisi olacağız" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Eren Erdem hakkındaki yargı kararına ilişkin, "Mahkeme kumpas olduğunu gördü, tahliyesine karar verdi ama tahliye edilmedi. Uzun süre beklendi. Gece mahkeme heyeti toplandı, kaçma şüphesiyle tutuklanmasına karar verildi. Bunun da takipçisi olacağız. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi baskıyı kurarlarsa kursunlar adaleti gerçekleştirmek için her türlü mücadeleyi kararlılıkla yapacağız." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmasına, inancı, kimliği ve siyasal görüşü ne olursa olsun bütün vatandaşlara güzel bir yıl dileyerek başladı.
Türkiye'nin içinde bulunduğu tablonun hoş bir tablo olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, 2019'un umut, huzur, demokrasi, sevgi ve insan haklarının olduğu bir yıl olması temennisinde bulundu.
Bu yıl herkesin iş ve aş sahibi olmasını dileyen Kılıçdaroğlu, "2019'da Türkiye'ye bir baharın, bir huzurun gelmesini istiyoruz." diye konuştu. Geçen yıl şehit olanlara Allah'tan rahmet dileyen Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin onuru ve gururu" olarak nitelendirdiği şehit yakınları ve gazilerin yerinin başının üzerinde olduğunu ifade etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz şehitleri için toplanan paraların akıbetine ilişkin sorularına henüz cevap alamadıklarını dile getirerek "Şehitler arasında ayrım hala devam ediyor. Malul sayılmayan gazilerimiz vardı. Bunların da sorunları devam ediyor, bedenleri kurşun taşıyor ama neden sorunları çözülmüyor? Kim bu sorunları çözmüyor? Biz hazırız çözmeye. Kanun teklifi, öneri, araştırma önergesi veriyoruz ama kibir ittifakı ısrarla 'Hayır, biz bunlara bakmayacağız.' diyor. Niçin? Çünkü vatandaşı 'koyun' olarak adlandırıyorlar. 'Ne yaparsam yapayım, zaten gelecek oyunu bana verecek.' diyorlar." diye konuştu.
"Kadroyu senin lütfunla almadı"
Kılıçdaroğlu, hala kadro alamayan taşeron işçilerin bulunduğunu, bunların durumlarının takipçisi olmaya devam edeceklerini söyledi. Hükümetin taşeron işçilere CHP'nin baskıları sonucu kadro verdiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Ama kadro, köleliği ortadan kaldırmadı. 'Kadroyu verdik, ama senin maaşına zam yüzde 4.' Niye yüzde 4? 'Sana kadro verdik, sen aynen devam edeceksin. Sesini de çıkarma.' Kadroyu senin lütfunla almadı, hakkı olduğu için aldı. Sen diğer işçilere ne veriyorsan, buna da aynı hakları tanımak zorundasın." değerlendirmesini yaptı.
TOKİ işçilerinin aylardır ücretlerini alamadığını ve bugün Meclise geldiklerinde devletin şiddetiyle karşılaştığını anlatan Kılıçdaroğlu, bu işçilerin hakkını aramasının da engellendiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Bu dikta yönetimlerinde olur. Demokrasilerde hak aramak, zaten insan hakkının bir gereğidir. İnsan, hakkını aramadığı zaman insanlığını kaybetmiş olur." dedi.
Çankaya Üniversitesinde görevli akademisyen Ceren Damar Şenol'un öğrencisi tarafından katledildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bu akademisyenin tek hayali, binlerce öğrenciyi yetiştirmek. Onlara iyi insan nasıl olunur, hukuk nedir, hukukun üstünlüğü, insan hakları, adalet nedir, bunları öğreten kişi katledildi. Eşinin yaptığı konuşma, gerçekten de hepimizi aydınlatan bir konuşmadır. 'İyi insan olun.' diyor. 'İnsandan yana hoşgörülü olun.' Ama Türkiye böyle bir sürecin içine itilmişse oturup yeniden düşünmemiz gerekiyor. Grup başkanvekillerimiz bu kardeşimizle ilgili parlamentoya bir öneri getirdiler. Bu bir eğitim şehididir, kadın cinayeti değildir. Çankaya Belediye Başkanımız da Ceren kardeşimizin, şehidimizin adını yaşatacak bir esere ismini verecektir."
Gıda mühendisi Bülent Şık'ın, "Sağlık Bakanlığının kansere neden olan ürünlere yönelik yaptığı ancak gizli tuttuğu araştırmasını açıkladığı için yargılandığını" söyleyen Kılıçdaroğlu, "Devlete bakın, hükümete bakın, iktidara bakın. Kanser ürünlerini vatandaş tüketecek, ses çıkarmayacak. Birisi 'Şu ürünler kanserlidir.' diyecek, 'Devletin sırrını niye açığa çıkardın.' diye yargılanacak. Söyleyecek bir laf bulamıyorum ki. Allah akıl fikir versin, ne diyeyim ben başka?" diye konuştu.
Eren Erdem hakkındaki karar
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, eski milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Eren Erdem'in dün ilk olarak adli kontrol şartıyla tahliye edilmesi, ardından hakkında yakalama kararı çıkarılmasını da değerlendirdi. "Eren Erdem'in, tam bir kumpas mağduru olduğunu" öne süren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"FETÖ'cü diye suçlanıyor. Hayatı FETÖ ile mücadele ile geçti. FETÖ'ye üye olmamakla beraber yardımla suçlanıyor. Bir gizli tanığın şikayeti üzerine dava açıldı, kumpas kuruldu. Gizli tanık, Eren Bey'e gönderdiği bir mesajda 'Senin aleyhine konuşursam, borçlarımı ödeyecekler.' diye. Mahkeme kumpas olduğunu gördü, tahliyesine karar verdi ama tahliye edilmedi. Uzun süre beklendi. Gece mahkeme heyeti toplandı, kaçma şüphesiyle tutuklanmasına karar verildi. Gerçekten aklım almıyor. Dokunulmazlığı olmadığı dönemde defalarca yurt dışına gitti geldi. Kaçsa o zaman kaçardı. Niye kaçsın ayrıca? Suçlu insan kaçar. Bu insan suçlu değil ki. Bunun da takipçisi olacağız. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi baskıyı kurarlarsa kursunlar adaleti gerçekleştirmek için her türlü mücadeleyi kararlılıkla yapacağız."
Kılıçdaroğlu, Osman Kavala'nın 434 gündür hücrede bulunduğunu ancak hakkında henüz bir iddianame bulunmadığını aktardı.
"Yeniden değerleme yüzde 23,73, emekliye yüzde 10,19"
Vatandaşlara seslenen Kılıçdaroğlu, vatandaşların sıkıntılarını, kaygılarını ve Türkiye'nin geleceği konusunda endişelerini anladığını dile getirdi.
Emeklilere bir sitemi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "İki maaş ikramiye sözü verdiğim zaman, bir grup emekli bir şehirde gittiler, PTT'nin önünde kuyruğa girdiler, bana telgraf çektiler. 'Bizim durumumuz çok iyi, ikramiye falan gerekmez.' diye. Şimdi o emekli kardeşlerim durumlarının iyi olduğunu kabul ediyorlar mı? Doğruları söyleyeni desteklemek, arkasından gitmek lazım. Doğruları söyleyeni dokuz köyden kovarsanız, gelenler sizi açlığa mahkum ederler. Bugün geldiğimiz nokta budur." diye konuştu.
Bazı gıda maddelerinin enflasyon oranlarından örnekler veren Kılıçdaroğlu, "Kuru soğan yüzde 183, elektrik yüzde 45, doğalgaz yüzde 31, kömür yüzde 40, okul defteri yüzde 48, sabun yüzde 68 zamlandı. Emekliye ne verdiler? Yüzde 10,19. Emekli kardeşim milyonlarsınız siz. Sizi açlığa, sefalete mahkum eden, ağzınıza bir parmak bal çalan bu iktidarı eğer oylarınızla cezalandırmazsanız, geleceğiniz pek parlak değildir. Torununuzun yüzüne bile bakamayacaksınız." şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, iktidarın emekliye milli gelir artışından pay vermediğini savunarak "Emekliye yüzde 10 veriyorlar. Yeniden değerleme oranıyla cezalara ve diğer devlet fiyat artış oranı yüzde 23,73. Emekliye yüzde 10,19. Emeklinin oturup biraz düşünmesi lazım." dedi.
"Bir hükümet çiftçi ile ancak bu kadar dalga geçebilir"
Kılıçdaroğlu, sanayicinin yarınını göremediğini, iktidarın esnafı gözden çıkardığını öne sürerek "Oy verin Türkiye uçacak, diyorlardı. Emekli, işçi, çiftçi, asgari ücretli kardeşim oy verdin. Doğru Türkiye uçtu, dereden aşağıya." ifadelerini kullandı.
Çiftçiye seslenen Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bir hükümet çiftçi ile ancak bu kadar dalga geçebilir. Bu devleti kuranlar seni desteklesinler diye Ziraat Bankasını inşa ettiler. Şimdi seni gözden çıkardılar. Futbol kulüplerinin sorunlarını çözecekler çünkü şöyle düşünüyorlar, 'Çiftçi de bizim koyun gibi. Onların da ensesine vurup her şeyi alırız. Zaten bana gelip oy verecekler. Hele bir futbol işini halledeyim.' diyor. Futbol dediğiniz nedir? Futbolcu ithal ederseniz, dünyanın aylığını, ikramiyesini verirsiniz dövizle. Sonra 'Ziraat Bankası gel bizi kurtar.' Hiç çiftçiyi kurtaran bir Ziraat Bankası duydunuz mu? Çiftçi kardeşim sormayacak mısın, hala uyanmayacak mısın? Senin alın terini alıp birilerine peşkeş çekiyorlar, hala anlayamayacak mısın? Traktörün hacizli hala anlamayacak mısın? Bankalara borçların yüz milyarı aştı, hala uyanmayacak mısın? Sen uyanıncaya kadar bu kardeşin anlatacak sana."
Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin çiftçiye ödeme yapılacağı yönündeki açıklamalarına da değinerek, "Zaten daha önce ödemen gereken parayı tuttun tuttun, şimdi seçime yakın ödüyorsun. Çiftçinin 2006'dan bu yana 114 milyar lira alacağı var. Çiftçinin alın terinin karşılığı 114 milyar liradır. O parayı ödemediğin sürece ben senin yakanı bırakmayacağım." dedi.
Asgari ücretin net 2 bin 20 liraya yükseltildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, bunun yeterli bir tutar olmadığını ancak milyonlarca kişi işsizken asgari ücretle çalışanların şanslı olduğunu belirtti.
"Hortumcu piyasa ekonomisi"
Kılıçdaroğlu, iktidarın her istediğini yaptığını, hatta seçimle gelen başbakanın bile görevden alındığını belirterek "Her istediklerini yaptılar da memleket bu hale niye geldi? Bu düzenin adı: Hortumcu piyasa ekonomisi." şeklinde konuştu.
"Hortumcu piyasa ekonomisinde, birilerine kaynak aktarma amacıyla ekonomi politikası güdüldüğünü" öne süren Kılıçdaroğlu, "Adaletle gelir bölüşülmez, birilerine verilir. Sadece bizde değil, batan bütün ülkelerde bu ekonomi özelliğini korumuştur." dedi.
Bu ekonomi için önce hukuki altyapı oluşturulması gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Kendi adamlarına ihale vermek için ihale mevzuatını 16 yılda 186 kez değiştirdiler." ifadelerini kullandı.
"Diyarbakır Mazı Dağı Demiryolu Bağlantı Hattı ihalesinin en düşük fiyatı verene değil, ondan 109 milyon lira daha fazla teklif eden firmaya verildiğini" belirten Kılıçdaroğlu, "Cengiz İnşaat. Hani '5'li çete diyoruz.' ya, onlardan birisine verdiler. Soruyorlar, Bakan'ın cevabı, 'Fiyat dışı unsur değerlendirmelerine göre en uygunu Cengiz İnşaat'tı. Ne demek fiyat dışı unsur değerlendirme? İşte Hortumcu Piyasa Ekonomisinin önümüze koyduğu çok net, somut bir örnek." diye konuştu.
Devlet Planlama Teşkilatının (DPT), "hortumcu piyasa ekonomisi"nin koşulları gerçekleştirilmesi için kapatıldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, "10. Kalkınma Planı'nın süresi 2018'de doluyor. Şimdi 11. Kalkınma Planı olması lazım değil mi? Öyle bir plan yok. Bu planlar TBMM'de kabul edilir. Meclis de devre dışı. Senin ödediğin her kuruşun hangi yatırımlar için harcanacağını senin öğrenme hakkın var." değerlendirmesinde bulundu.