Çocuğun boğazına fıstık kaçtı, felç oldu!

Babasıyla parkta oynarken bir anda boğazında kalan fıstık tanesiyle beyin felci olan ve hayatı kararan minik Ömer Baran’ın ailesi oğullarının yurt dışında tedavi olmasını ve 77 milyonun duasını istiyor.

Çocuğun boğazına fıstık kaçtı, felç oldu!

Muş’ta yaşayan İngilizce öğretmeni Behzat ve Sacide çiftinin 20 aylık oğulları Ömer Baran, geçen mayıs ayında babası ile birlikte parka oyun oynamaya gitti. Bir yandan topuyla oynayan Ömer Baran, bir yandan fıstık yemeye başladı. Babasının kırarak verdiği fıstığı yerken topa koşan Ömer Baran’ın bir anda fıstık boğazına kaçtı. Ne olduysa o anda oldu. "Bir ağaç gibi kucağıma düştü" dedi babası, "Nefes alamadı, morardı, ilk yardım bildiğim için hemen yaptım ama olmadı" ifadelerini kullandı. Fıstık parçasının Ömer'in akciğerine yapıştığını anlatan babası, şöyle konuştu: "Nefes alamayan Ömer, beyin felci (serebral palsi) geçirdi ve o gün bugündür sadece gözlerini açıp kapatabildi."

Ömer’in acılı babası, oğlunu kurtarmak için çalmadık kapı bırakmadı. Dualar topladı, sosyal medyada milyonları ‘Ömer Baran’ için bir araya getirdi. Cumhurbaşkanlığının resmi sitesinde biricik oğlu Ömer Baran için kampanya başlattı. Babasının tüm çabalarının ardından burnundan mamayla beslenen Ömer, sadece iki ayda burnundaki sondadan kurtuldu ve kaşıkla beslenmeye başladı. Babası bunu edilen dualara, Ömer'e akan sevgi seline bağladı. Oğlunun iyi imkanlar verildiği takdirde iyileşeceğini söyleyen acılı baba, Ömer Baran’ın yurt dışında tedavi olması için yardımseverler ve özellikle sanat camiasından yardım istedi.

CUMHURBAŞKANLIĞI VE BAŞBAKANLIK DEVREYE GİRDİ

Evladının çığlıklarının ve acısının dinmesini isteyen, gece gündüz dua eden baba Yel’in çağrılarına Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık’tan yanıt geldi. Cumhurbaşkanlığı özel doktoru ve Başbakanlık özel kalemi tarafından arandığını belirten baba Yel, devletin kademesinin kendisine gösterdiği ihtimamdan dolayı minnet duyduğunu ifade etti. Devlet yetkililerinin Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanlığında Ömer Baran için randevu aldıklarını anlatan baba, yetkililerden gerekirse oğlunu yurt dışında tedavi ettirmelerini ve ne gerekiyorsa yapılmasını istedi. Baba Yel, “Sayın Cumhurbaşkanım Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanım Ahmet Davutoğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık ile AK Parti Merkez Teşkilatı Halkla İlişkiler Müdiresi Hatice Peksen’e sonsuz teşekkür ediyorum. Rabbim onlardan razı olsun” dedi.

ACUN ILICALI VE GÜLBEN ERGEN’E SESLENDİ

Evladının boş bakan gözlerine dayanamadığını ve acilen rehabilitasyon tedavisi görmesi gerektiğini belirten acılı baba, en büyük isteğinin oğlunun yurt dışında tedavi görmesi olduğunu söyledi.

Sanat camiasına, hayırseverlere Ömer için tek yürek olmalarını ve yurt dışında tedavi görmesi için el uzatmalarını isteyen Behzat Yel, özellikle Acun Ilıcalı ile Gülben Ergen’e seslendi. Sanat camiasından uzanacak bir el ile oğlunu yurt dışında tedavi ettirebileceğini anlatan baba Yel, şöyle konuştu: “Acun Ilıcalı vefalı bir insan, ne olur yavruma el uzatsın. Ben bir babayım ve yüreğim yangın yeri. Artık çaresiz beklemek yerine savaşmak istiyorum. Artık kuzumun boş bakan gözlerine dayanamıyorum. Artık çığlıkları ve acısı dinsin. Yalvarırım bu acı bitsin. Tir tir titreyip kasılıyor. Mermer gibi taşlaşıyor. Acıdan yanakları gözyaşı içinde. Yalvarırım elimizden tutun. Yurt dışında çok iyi merkezler var. Allah aşkına bu kuzumu kurtarın bu dertten. İbrahim Tatlıses buralarda iyileşti. Almanya, Amerika, Fransa neresi olursa. Allah rızası için Ömer'ime yardım edin. Ömer'in yurt dışında Almanya'da Münih'te Schön Klinik ya da ABD'de Boston Children's Hospıtal'de tedavi görmesini istiyorum. Ömer'in tüm yaşıtları gibi yürüdüğünü, koştuğunu görmek istiyorum. Bu çocuk milyonları ayağa kaldırdı. Yok mu kuzumu ayağa kaldıracak.”

OĞLUNA YAZDIĞI MEKTUP YÜREK SIZLATTI

Acılı babanın Facebook adresinden ‘Ömer Baran İçin El Ele’ gurubunda oğluna yazdığı mektuplar yürekleri sızlattı. İşte o mektuplardan biri:

"Bebeğim benim...Babasının her anı....Tekrar bebek mi oldun mis kokulum. Ne kadar şanslı bir babaymışım böyle. İki defa bebekliğini yaşayacağım meleğimin. İki defa konuşmayı öğreneceksin ve en güzeli iki defa tanıyacaksın beni. Baban bebekleri çok seviyor diye hep bebek mi kalmak istedin kuzum. Tekrar emekleyeceksin, tekrar yıkıp dökeceksin gülüm. En sevdiğin meyveleri tekrar keşfedeceksin. Yine limonu yerken burnunu buruşturacaksın. Senden güzel gülen ve kahkaha atanı görmedim. O konuda usta olduğun için onu öğrenmene gerek kalmayacak kuzum. Aslan yüreklim...Yine abinin sırtına atlayıp evi turlayacaksın. Arabanın direksiyonuna dokunacak, kornayı çalacaksın kuzum.... Hepsini birlikte yaşadık kuzum...Tekrar deneyeceğiz. Bir daha bu yollardan geçeceğiz. Ne zararı var ki kuzum? Güzel oğlum kınalı kuzum babasının bir tanesi...Sen benim derdim değilsin. İçimdeki bütün güzelliklerin kaynağısın...Umudumsun.Sakın baban yoruldu diye düşünme.Arada bir gözyaşlarımı akıtsam da yanaklarına asla pes etmeyeceğim. Aldığın nefes yeter bana.Gülmesen de olur....Seninle dolu içim. Ömer'im diye nefes alıyorum her daraldığımda. Dermanım, takatım yaşama gücümsün. Ay parçam güneşim kınalı kuzum benim...Senin her halin ayrı bir sevda.Ben senin bedenine değil yüreğine aşığım. Sakın pes etme aslanım. Ben sana güveniyorum yavrum. Canın ne zaman isterse o zaman dön gülüm. Baban hep seni bekliyor olacak…”

İHA