Bayraktar tarım sektöründe 2017 yılını değerlendirdi
TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Tarımdaki büyümenin temel nedeni, baz etkisinin yanı sıra bitkisel üretimde yaşanan artış oldu"
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımdaki büyümenin temel nedeninin, baz etkisinin yanı sıra bitkisel üretimde yaşanan artış olduğunu söyledi.
Bayraktar, birlik merkezinde düzenlediği basın toplantısında, tarım sektöründe 2017 yılındaki gelişmeleri değerlendirdi, 2018 yılına ilişkin görüşlerini paylaştı.
Geçen sene markette 38 ürünün 25’inde fiyat artışı, 13’ünde fiyat azalışı, üreticilerde ise 34 ürünün 18’inde fiyat artışı, 16’sında ise fiyat azalışı meydana geldiğini belirten Bayraktar, 2017'de fiyatı en fazla artan ürünün, marketlerde yüzde 50,04 ile mandalina, fiyatı en fazla düşen ürünün ise marketlerde yüzde 40,57 ile karnabahar olduğuna dikkati çekti. Bayraktar, geçen yıl üreticide en fazla fiyat artışının elmada, en fazla fiyat düşüşünün de karnabaharda olduğunu söyledi.
Bayraktar, söz konusu dönemde ihracatın hareketlenmesinin elmada, kuru kayısıda fiyatları olumlu yönde etkilediğini, kuru soğanda da Rusya’nın ambargoyu kaldırması ile fiyatlarda artış yaşandığını bildirdi.
Üretici ile market fiyatları arasındaki tutarsızlığın sürdüğüne işaret eden Bayraktar, "Bu durum sürdürülemez. Devam ederse önünde sonunda çiftçimizin üretimden kaçınmasıyla sonuçlanır. Çiftçimiz de istikrarlı bir gelir elde etmeli, tüketicimiz de makul fiyatlarla ürün tüketebilmelidir. Görünen o ki 2017 yılında da tüketicimiz, üretici fiyatlarının çok üzerinde bir bedelle ürün alabilmiştir. Mevcut durumdan hem çiftçimiz hem de tüketicimiz mağdurdur." ifadelerini kullandı.
"Rusya'ya domates ihracatında 50 bin tonluk kota kaldırılmalı"
Bayraktar, tarım sektörünün, bu yılın ocak-eylül döneminde yüzde 3,3 büyüme yaşadığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Tarımdaki büyümenin temel nedeni, baz etkisinin yanı sıra bitkisel üretimde yaşanan artış oldu. Üretim, tahılda yüzde 2,4, meyvelerde yüzde 9,7, sebzelerde yüzde 1,8 arttı. Meyve üretimi ilk kez 20 milyon tonu geçti hem sebzede hem de meyve üretiminde rekor kırıldı. Hayvancılıkta da üretim artışı özellikle tavuk eti ve yumurtada sürerken, kırmızı et ve sanayiye aktarılan sütte düştü. Toplam bitkisel üretim miktarı, 2017 yılında yüzde 4,4 artarak 121 milyon tona çıktı. Haziran itibarıyla 2016’da 14 milyon 324 bin olan büyükbaş hayvan sayısı, 2017'de 14 milyon 817 bin başa, 44 milyon 34 bin olan küçükbaş hayvan sayısı 44 milyon 573 bin başa yükseldi."
Tarım ve gıdada ihracatın 2016 yılında başlayan Rusya ambargosundan ve komşu ülkeler Irak ve Suriye’deki iç karışıklıklardan çok etkilendiğini vurgulayan Bayraktar, ocak-kasım dönemleri itibarıyla dış ticaret fazlasının, 2016'da 4,6 milyar dolarken, 2017 yılında 3,95 milyar dolara indiğini hatırlattı.
Bayraktar, 2017'de Rusya ambargosunun birkaç ürün hariç kalkması ve ihracatın başlamasının çiftçiyi bir nebze de olsun rahatlattığını ifade ederek, "Domateste 50 bin tonluk kota ve birkaç firmaya ihracat izni verilmesi uygulaması kaldırılmalıdır. Bu konuda girişimlerin sürdürüldüğünü biliyoruz. Yalnız, tarımdaki ithalat önemli bir sorun haline gelmeye başlamıştır. Acilen tarım ve gıdadaki ithalat artışına önlem alınmalı, yurt içi üretim daha fazla desteklenmelidir." değerlendirmesinde bulundu.
"2018 yılında mazot desteği fevkalade önemli"
Üretim maliyetlerinin azaltılması, girdi fiyatlarının makul düzeylere çekilmesi gerektiğinin altını çizen Bayraktar, 2018'de gübreye 953 milyon lira, mazota 1,5 milyar lira destek bütçesi ayrıldığını, gübrede 2017 yılında fiyatların, 2016 yılına göre yüzde 26,4 - 37,6 arttığını, gübre kullanımının sürdürülebilir olması için gübre fiyatlarının makul seviyelerde olması gerektiğini söyledi.
"Açıklandığı gibi gübre bedelinin yüzde 40’ı destek olarak verilmelidir." diyen Bayraktar, üretimde kullanılan mazot için de şunları kaydetti:
"Ülkemizdeki mazot fiyatları rekabet içinde olduğumuz ülkelerin çok üzerindedir. Mazot fiyatları, 2017 yılında yüzde 15,9 artarak 4,4 liradan 5,1 liraya yükseldi. Bu rakamın yaklaşık yüzde 53’ü özel tüketim vergisi ve katma değer vergisinden oluşuyor. 2017 yılında kullanılan mazot bedelinin yaklaşık yarısının destek olarak 2018 yılında çiftçimize ödenecek olması, çiftçimiz lehine fevkalade önemli bir gelişmedir. Karar, çiftçimiz için oldukça memnuniyet vericidir. Yalnız, desteklerden sadece Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı çiftçilerimizin yararlanması, yaklaşık 9 milyon hektar tarımsal alanın bu kapsamda olmaması önemli bir sorundur. Üretim yapan bütün çiftçilerimizin desteklerden yararlanmasının bir yolu bulunmalıdır."
Bayraktar, tarımda kullanılan elektrikte ve sebze tohumluk ve fidelerinde uygulanan KDV'nin kaldırılması gerektiğini dile getirerek, tohumda, sertifikalı tohumluğun zamanında ve uygun bir fiyatla çiftçiye ulaştırılması gerektiğini belirtti.
Eylül itibarıyla, tarım ve balıkçılık sektörüne kullandırılan nakdi kredi miktarının, 83,2 milyar lira olduğuna dikkati çeken Bayraktar, çiftçilere verilen desteklerin diğer ülkedeki rakiplerine verilenler yanında yetersiz kaldığını bildirdi.
Bayraktar, desteklerden yüzde 4 stopaj kesildiğine işaret ederek, bunun kaldırılması gerektiğini vurguladı.
"TMO zaman geçirmeden piyasaya müdahale etmeli"
Hasat devam ederken 2017'de buğdayda, arpada, mısırda, yem ham maddelerinde gümrük vergilerinin düşürülmesinin, ithalat yapılmamasına rağmen psikolojik olarak piyasayı olumsuz etkilediğine işaret eden Bayraktar, "TMO'nun buğdayda müdahale alım fiyatı açıklamada gecikmesi ve hem buğday hem de mısırda beklentilerin altında bir fiyat açıklaması, piyasada fiyatları düşürdü, üreticinin gelir kaybına uğramasına yol açtı, bu yıl ve gelecek yıllarda da sorun yaşanmaması için TMO gerektiğinde zaman geçirmeden piyasaya müdahale etmeli, müdahale alım fiyatını belirlerken, maliyetleri, enflasyonu ve refah payını göz önünde bulundurmalıdır. Hasat dönemlerinde ithalat söylem ve uygulamaları ülke gündeminden çıkarılmalıdır." ifadelerini kullandı.
Bayraktar, önemli bir ürün grubu olan narenciyede ihracat iadelerinin bir an önce açıklanması gerektiğini dile getirerek, zeytin ve zeytinyağında her ne ad altında olursa olsun ithalata izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.
Çayda tüm havzada organik üretime geçilmesi durumda üreticide önemli ölçüde verim kaybı oluşacağının altını çizen Bayraktar, organik tarım uygulamasının getireceği ek masraflar karşılanmadan tüm havzanın organik tarıma geçirilmesinin çiftçi mağduriyetine neden olacağını söyledi.
Bayraktar, TMO'nun önemli ürünlerde yapacağı müdahalelerde, gecikmeden, hızlı bir şekilde ve makul bir fiyatla piyasaya girmesi gerektiğini ifade ederek, çeşitli sebeplerle kredi borçlarını geri ödeyemeyen çok sayıda çiftçi bulunduğuna dikkati çekti.
Çiftçinin finansmanda yaşadığı sıkıntıların giderilmesi için ÇKS kaydı olsun olmasın kamu bankaları ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarının faizsiz olarak uzun vadeye yayılarak yapılandırılması gerektiğini belirten Bayraktar, özel bankaların da tarımsal kredilerde borç erteleme ve yapılandırma kapsamına alınmasının sağlanması gerektiğini vurguladı.
"Çiğ süt fiyatları tekrar gözden geçirilmeli"
Bayraktar, bugün itibarıyla süt yemi fiyatının ortalama 1 lira 13 kuruş olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Süt/yem paritesinin 1,5 olması gerektiğini uzmanlar da dile getiriyor. Bu durumda, üreticinin eline geçen çiğ süt fiyatı 1 lira 28 kuruş değil, 1 lira 69 kuruş olmalıdır. Sorunun çözümü için derhal çiğ süt fiyatları tekrar gözden geçirilmeli ve makul düzeylere çıkarılmalıdır. Bunun yanı sıra süte verilen teşvik priminde de indirim yapılmıştır. Soğutulmuş süte verilen 8 kuruşluk destek, 4 kuruşa indirilmiştir. Üreticinin en çok desteğe ihtiyaç duyduğu bu dönemde, bu karar yeniden gözden geçirilmelidir. Hayvancılıkta yerli üretim korunmaz, üretim sekteye uğratılır, ahırlara yeni besi hayvanları konulmazsa, besici üretimden kaçarsa o zaman ette bugünkü fiyatları bile arar, eti daha pahalı yeriz. 2010-2017 döneminde ithalata 5 milyar dolardan fazla döviz gitmiştir. Yerli üretimi artırmamız ve ithalata son vermemiz şarttır. Hayvancılıkta daha fazla üretim için hayvan sayısını ve verimliliği artırmak zorundayız. Hükümetimizin son zamanlarda küçükbaş hayvancılığa verdiği destekleri çok olumlu buluyor ve önemsiyoruz. Desteklerin artarak devam etmesini bekliyoruz."