"Atatürk ve kurduğu modern Türkiye’yi Avrupa’da anlatma görevini AADDB üstlendi"

Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Birliği Başkanı Dr. Mustafa Tosun, 23 Mart’ta yapılacak genel kurulu öncesi ulusal.com.tr’ye birliğin çalışmalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu

"Atatürk ve kurduğu modern Türkiye’yi Avrupa’da anlatma görevini AADDB üstlendi"

Okurlarımız için birliğiniz hakkında bilgiler verir misiniz? AADDB nasıl kuruldu, çatısında hangi kurumlar bulunuyor…

Almanya Atatürkçü Düşünce Dernekleri Birliği (AADDB) 1993’de 4 dernek tarafından Almanya endeksli olarak kuruldu. Geçen yıl Düsseldorf’ta 25. yılımızı kutladık. Son 2 yılda üye sayımızı arttırdık. Almanya dışında da örgütlenerek Avrupa endeksli olarak 5 yeni ADD’yi birliğe katarak üye sayımızı 30’a çıkarttık. Üsküp’teki Makedonya ADD’yi birliğe kattık. En güneydeki Prizren kentinde Kosova ADD’yi birliğe kattık. Makedonya’da bir çatı ADD oluşturarak, Türklerin yoğun olarak yaşadığı Gostivar ADD ve Radovic ADD’yi kurarak onları da birliğe kattık. Balkanlarda kurulan bu ADD’lere her türlü desteği vererek oradaki soydaşlarımıza sahip çıktık. Bunun yanı sıra, Belçika, Hollanda, Fransa ve İsviçre’de, ADD Birlik’e bağlı derneklerimiz var. Türkiye dışında toplam ADD’lerin sayısı, Avustralya ve Amerika olmak üzere 80 ‘in üzerinde. Türkiye’deki ADD’lerin sayıları azalırken, Yurtdışındaki ADD’lerin sayısı gün geçtikçe çoğalıyor. Burada yeni bir Atatürkçülük Rönesansı yaşıyoruz. Bunu da ADD Birlik’in gelecekteki genel yönetimine yansıtmak istiyoruz.

İÇİNDE YAŞADIĞIMIZ TOPLUMA VE ÜLKELERE ENTEGRE OLMAMIZ GEREKİYOR

Balkanlar’da ADD’lerin birliğinizin çatısı altında bulunması oldukça dikkat çekici. Oralarda ne gibi sorunlar yaşanıyor?

Almanya’da okullarda anadilde yaşanan bu sorunları şimdi, Makedonya’daki Türkler de yaşıyorlar. Makedonya’da ilk, orta ve lise döneminde Türkçe eğitim görülüyor. Üniversiteye başlayınca Makedonca ders alıyorsunuz. Üniversitelerde eğitim Makedonca veriliyor. Türkçe verilmiyor. Öğrenciler o süreçte zorluk çekiyorlar.

Bizde oradaki derneklere şunu önerdik; “tabi Türkçe, çok önemli, oradaki Türklerin sosyal gelişmeleri uzun yıllardır orada doğup yaşadıkları için çok farklı. İçinde yaşadığınız ülkelerin gerçeklerinden uzaklaşarak, eğitim sisteminden koparak, paralel bir toplum yaratırsak, o toplumdan soyutlanırsak, burada yaşayan 3 milyon, Avrupa’da yaşayan 5 milyon Türk’e de yararı olmaz.”

Bazı ülkeler, uyumla, asimilasyonu karıştırıyor. Ama biz entegre olarak şunu kastediyoruz. Yaşadığımız ülkelerin, ekonomik ve eğitim şartlarına ayak uyduracağız. “Türkçe mücadelemiz önemli, Türkçeyi konuşacağız ama yaşadığımız ülkenin dilini de çok iyi konuşacağız. Kültürel yapılarını, tarihini çok iyi bileceğiz ancak bu şekilde başarılı olabiliriz.

NAZİ ALMANYA’SINDAN KAÇAN ALMAN BİLİM ADAMLARI ATATÜRK’ÜN TÜRKİYE’SİNE SIĞINDI

Bütün bu anlattığınız hususların daha iyi anlaşılabilmesi için ne önerirsiniz?

Türkiye’ye sığınan Alman bilim adamlarının biyografilerini okumaları tavsiye ediyorum. Gerçekten burada tarihsel bir dostluk var. Bunu sıkça gündeme getirmemiz gerekiyor. Türkiye-Almanya arasında çok eskiye dayanan ilişkiler, dostluklar var. Nedense 80’li yıllardan sonra, bu ilişkiler erozyona uğruyor. Biz ADD’ler olarak o bilgileri raflardan indiriyoruz. Derneklerimizde, Türk-Alman dostluğunu canlandırmak istiyoruz. Nazi Almanya’sından kaçan Alman bilim adamları bilinçli olarak Atatürk’ün Türkiye’sine sığındılar ve Türkiye’de Üniversiteleri kurdular. Ben bir hekim olduğum için çok iyi bilirim. Prof. Hirsch’e soruyorlar, “Sizin gibi başarılı bir tıp bilim adamı neden İngiltere’ye, Amerika’ya gitmeyip de, fakir Türkiye’yi seçti. Neden?” Prof. Hirsch’in verdiği cevap şu oluyor: “Kendimizi ifade edebileceğimiz en özgür ülke Türkiye.”

Auerbach isminde edebiyat bilimcisi, üniversitelerde okutulan edebiyat dalındaki en kritik kitabı “EMESİS”i, Atatürk Türkiye’sinde yazıyor. Kendisine sorulduğunda, “neden bu kitabı Türkiye’de yazdın” diye? “Kendimizi özgür ifade edebiliyorduk, rahat yaşıyorduk, çalışmalarımız engellenmiyor hatta hükümet tarafından teşvik ediliyorduk. Onun için başarılı bir kitap yazabildim” diyor.

Savaş sonrası Almanya’ya geri dönen Berlin’in mimarlarından Ernst Reuter, ve diğer Alman bilim adamları ve Aydınları, Atatürk Türkiye’sinden övgüyle bahsederler. Bunun gibi yüzlerce örnek var Türk-Alman dostluğunu pekiştiren.

ATATÜRK HAK ETTİĞİ YERE KONULMUYOR

Peki, burada yaşayan insanlarımız anlattığınız gerçeğin neresinde duruyor?

Atatürk’le ilgili buradaki gençlere verilen bilgiler çarptırılıyor. Atatürk hak ettiği yere konulmuyor. Atatürk’ü anlatmayı kendimize görev edindik, özellikle burada yetişen gençlerimize, Almanca Fransızca, İngilizce olarak yaşadığı ülkelerde anlatmak. Özellikle son dönemlerde, üniversite kürsülerinden Atatürk’le ilgili sunumlar yapıyoruz. Gayemiz özellikle Alman toplumuna, Atatürk’ü anlatmak, daha önemlisi burada yaşayan yurtseverlere, Türk Gençliğine Atatürk’ü anlatmak. Bielefeld, Saarbrücken ve Essen Üniversitelerinde sunumlar yaptık. Almanya-Türkiye arasındaki dostluk ilişkilerini akılcı bir biçimde anlatmak, Alman dostlarımızla iyi ilişkiler kurarak, Türkiye’nin 150 yıllık bir aydınlanma mücadelesi vererek 4 devrim yapıldığını anlatmak, bunlar Alman Kamuoyunda bilinmeyen şeyler.

Atatürk’ün yaptığı devrimlerle, Medeni Kanunun kabulüyle, Türk kadınının, birçok Avrupa ülkesi vatandaşından önce 1930’larda seçme seçilme hakkına sahip olduğunu bilmiyor. “Bize dayattıkları o evrensel Avrupa değerleri, o zaten bizde var. Bizim utanılacak hiç bir şeyimiz yok.”

Atatürk ve kurduğu modern Türkiye’yi anlatmak, Almanların kafalarında oluşan ön yargıları kaldırma görevini, Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Birliği (AADDB) üstlendi. 2 yıl önce Alman Sendikalar Birliğinin daveti üzerine yılda bir kez olmak üzere sendika yöneticilerine 1 gün boyunca Atatürk’ü anlattık.

Dönemin İçişleri Bakanı Thomas de Maizier ve o dönemin Maliye Bakanı Altmaier’in açıklamalarıyla, görüyoruz ki! Alman devletinin Atatürkçülere bakış açısı olumlu yönde değişti. Burada Almanya Veli Dernekleri Federasyonu ile ortak çalışma içindeyiz. Onlar Türkçe dersi için mücadele veriyor. Bizde Cumhuriyet Devrimlerinin kazanımlarını ve Atatürk’ü anlatmaya çalışıyoruz.

ADD’LER KAMUDAN DESTEK ALAMIYOR, BUNUN NEDENİ ERMENİ SOYKIRIMI YALANINA KARŞI VERDİĞİMİZ 20 YILLIK MÜCADELE

Alman makamlarından veya Yerel Kamu idarelerinden yaptığınız çalışmalarla proje bazında mali destek alıyor musunuz?

Avrupa ADD ve Türklerin çıkarlarına çalışan diğer dernekler, STK’lar kamudan proje bazında yardım alamıyor. Baş sebeplerden biriside, Ermeni meselesinde verdiğimiz son 20 yıllık mücadele. Bu bazı Alman siyasilerini ve makamlarını rahatsız etmiştir. STK’lar Türklerin yararına bir politik çalışma içine girdiğiniz zaman herhangi bir yardım alması olanaksız. Bizim tek kaynağımız, Üyelerimiz, mücadele eden Başkanlarımız, fahri olarak kendi yöneticilerimizin imkânlarıyla verdiği bir kaynak. Onun dışında herhangi bir gelir kaynağımız yok. Yurtsever iş adamlarımız yaptığımız etkinliklerde destekleyici oluyorlar.

Önümüzde, buradaki Türk toplumuyla ilgili büyük sorunlar var. Buraya gelen ilk kuşağın bakılması gerekiyor. Onların NRW dışında kültürel gereksinimlerini sağlayacak inançlarımıza uygun huzurevleri yok. Ben bir Hekim olarak bu soruna özellikle işaret ediyorum. Burada Almanya Türk Toplumuna TGD ve TGD-NRW’ye çağrı yapıyorum. Bu konuda gayret göstereceklerine inanıyorum. Ermeni meselesinde 20 yılda çok iyi işler yapıldı. Çok yol kat edildi ama hala oturmamış bazı şeyler var.

ÇOĞU SİYASİ KARARLAR AVRUPA PARLAMENTOSUNDA BELİRLENİYOR

Avrupa Birliği ve Avrupa Parlamentosu’nu Avrupa Birliği’nde Mayıs ayında Avrupa Parlamentosu seçimi var. Bunu bir özeleştiri olarak da kabul edin, bu bütün STK’lar için de geçerli, Yanılmıyorsam bununla ilgili herhangi bir çalışma yok. Hiç bir Türk partisinin, “bazı listeler çıktı çıkacak diye söylentiler oldu” ama özellikle okullardaki Türkçe mücadelesinde herhangi bir çalışması yok.

Avrupa Parlamentosu’nda çalışma aslında önümüzü açabilecek çalışma olur. Bununla ilgili koordinasyonumuz yok. Avrupa’daki ülkeler, Avrupa Birliği’yle birleşmiş. Avrupa Birliği içinde yaşayan Türkler birleşememiş. Avrupa’da 5 milyonluk Türk nüfusu var. Bu sayı Avrupa Birliğine üye olan bazı ülkelerinin nüfusundan fazla. Malta’nın bu kadar nüfusu yok ama AB üyesi. Malta’nın çıkarları Avrupa Parlamentosu’nda savunuluyor.

Burada yaşayan Türklerin çıkarlarını savunan STK Teşkilatçılarını kolay kolay milletvekili yapmazlar. Biz, “soykırım yapmadık, vatan savunduk” derseniz, Size partilerde siyaset yaptırmazlar, dışlarlar. Böyle bir engel var diye de, Türklerin haklarını savunmaktan vazgeçmek anlamına gelmez. Hem bu gerçeği haykırmayı sürdürmek hem de nüfus ve nüfuzumuzu kullanarak Türklerin haklarını en iyi şekilde savunmak zorundayız. Güçlü STK’larımızla, iş insanlarımızla, akademisyenlerimizle ve nihayetinde topyekûn olarak halkımızla birlikte… Sizi o zaman ciddiye alırlar. Maalesef bu konuda eksikliklerimiz var.

Almanya söylediğiniz çizgide Türkleri

ALMANYA ARTIK SAFINI BELİRLEMELİ

Almanya siyasetinin gidişatı sizce nasıl?

Almanya artık konumunu belirlemesi lazım. Bizde buradaki Türk Aydınları olarak, bu konuda köprü görevini yapmaya hazırız. Almanya artık konumunu belirlemesi lazım. Atlantik ittifakı çöküyor. Amerika tarafından Almanya’ya ciddi ekonomik saldırılar var. Almanya Başbakanı kendisi de açıkladı, “Amerika artık güvenilir partner değil, bizim yeni partnerlere ihtiyacımız var” açıklamasının ardından bir gün sonra Hindistan Cumhurbaşkanı geldi Almanya’ya, iki gün sonrada Çin Genel Sekreteri geldi. Alman dostlarımıza söylüyoruz, “Avrupa’nın bilim, teknoloji ve geçmişten gelen aydınlanma tarihi, Asya’nın da insan kaynağı ve enerji kaynağı. Bunlar eşit ilişkiler doğrultusunda büyük potansiyel saklıyor.

Avrupa’nın aydınlanma tarihi evrensel bir değer. Fransız devrimi, Bertolt Brecht, bunlar ne Fransa’ya ait ne de Almanya’ya. Bunlar evrensel bir değer artık. Bunun içine Nazım Hikmet’i de koyduk, Karacaoğlan’ı, Hacı Bektaş’ı, Yunus’u, Mevlana’yı da koyduk. Bunları biz kendimizle özdeşleştirerek bu sentezi oluşturduk. Bizlerde buradaki, Türk Aydınları olarak bu konuda köprü görevini yapmaya hazırız...

Teşekkür ediyor ve kurultayınızda başarılar diliyoruz.

Ben teşekkür ederim.

MEHMET ÖZAYDIN/ESSEN

ulusal.com.tr

atatürk