Antalya'daki yasa dışı dinleme davası
Siyasetçi ve kamu görevlilerinin de aralarında bulunduğu 130 kişiyi yasa dışı dinledikleri gerekçesiyle haklarında dava açılan sanıkların yargılanmasına devam edildi
Antalya'da, aralarında siyasetçi ve kamu görevlilerinin de bulunduğu çok sayıda kişiyi yasa dışı dinledikleri gerekçesiyle haklarında dava açılan tutuklu 8 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Şenol Oral, Gökhan Tayuk, Sunal Sevindik, Süleyman Çark, Mehmet Kara katılırken, Alanya Cezaevinde tutuklu bulunan Rüştü Çetinkaya, Burdur Cezaevinde tutuklu bulunan Erol Çomak ile İzmir Cezaevinde tutuklu bulunan Yavuz Bölek ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile iştirak etti.
Duruşmaya müşteki olarak ise eski CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, polis memuru Zeki Kılınç, emekli polis memuru Hikmet İskender, Yakup Hamarat, Mehmet Ömür Saka yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Sanık Sunal Sevindik ifadesinde, 2012 yılında polislik mesleğinden istifa ettiğini, kendisine isnat edilen dinleme olayının ise 2009-2010 yıllarında gerçekleştiğini söyledi.
İstihbari dinlemenin niteliği gereği kendilerine gelen tüm ihbarları değerlendirip gerekli çalışmaları yaptıklarını savunan Sevindik, dinlemeler ve yapılan çalışmaların sonunda suça ilişkin veri bulunduğunu veya bazılarının boş çıktığını öne sürdü.
Sanık Sevindik, dinlemelerde ve yapılan çalışmalarda ilk etapta kişinin kim olduğunu bilmelerinin mümkün olmadığını iddia etti.
"Yasa dışı olarak dinlenen hiç kimse FETÖ üyesi çıkmamıştır"
Sanıklardan Erol Çomak, dinleme yapıldığı dönemde komiser olduğunu, gelen istihbari haberlerin doğru olup olmadığını bilmediğini, yaptıkları dinlemelerin yasal olduğunu ileri sürdü.
Dosyada Fazıl Say'ın dinlenmiş olarak gözüktüğü söyleyen Çomak, "Fazıl Say dinlenmiş olarak gözükmesine rağmen dinlenilen numara sabit hat olarak gözükmektedir. Dinlemeler cep telefonu üzerinde yapılır. Yani Fazıl Say hiç dinlenmedi." dedi.
Sanıkların dinlemelerin teknik bir hatadan dolayı kaynaklandıklarını savunmaların üzerine müştekilerden Zeki Kılınç, dinlemelerin basit bir hatadan kaynaklandığı görüşüne katılmadıklarını söyledi. Kılınç, dinlemelerin şantaj ve kumpas için yapıldığını belirterek, "Yasa dışı olarak dinlenen hiç kimse FETÖ üyesi çıkmamıştır. Bu nedenle ben bu suçların FETÖ/PDY örgütüne yönelik yapıldığını düşünüyorum ve ana dosya ile birleştirilmesini talep ediyorum." diye konuştu.
"Kafalarına göre tutanak tutmuşlar"
Müşteki Yakup Hamarat, 2015 yılında FETÖ'cü polisler tarafından Karaman'a sürgün edildiğini öne sürdü.
Antalya Emniyetinde 2011 yılından bu yana bir kadrolaşma olduğunu savunan polis memuru Hamarat, "Antalya'da 2011'de FETÖ'cü polislere yer açmak için FETÖ'cü olmayan polislerin sicili bozularak il dışına sürgün edildi. Ben de bu kapsamda sürgün edildim. İstihbari bilgi 155'ten gelen aramalarla alınmaz ama sanıklar durumun böyle olduğunu savunuyor. Dinlemelerde ihbarların nereden geldiği açıklanmamış, kafalarına göre tutanak tutmuşlar." dedi.
Mahkeme heyeti sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 10 Nisan 2017 tarihine erteledi.
"Dinlenenler FETÖ üyeleri tarafından mağdur edildi"
Duruşma sonunda basın mensuplarına açıklama yapan 15 Temmuz darbe girişiminde şehit düşen polis memuru Muhammet Oğuz Kılınç'ın babası ve polis memuru Zeki Kılınç, davanın 2 yıldır devam ettiğini belirterek, yasa dışı olarak dinlenen 130 kişiden hiç kimsenin FETÖ/PDY üyesi olarak tutuklanmadığını söyledi.
Dinlenen kişilerin büyük çoğunluğunun FETÖ üyeleri tarafından mağdur edildiğini ve bu kişilerin vatan, millet, bayrak sevdalısı kişiler olduğunu kaydeden Kılınç, "15 Temmuz bize göstermiştir ki orada ihanet eden kişilerin bu amaçlarını gerçekleştirmek için en başta yaptıkları işlem, usulsüz dinlemeler ile elde edilen delillerle kişilerin kendilerinden olan ve olmayan olarak belirlenmesine yönelik kullanılmasıdır ama biz usulsüz dinlemelerin ana davayla birleştirilmesini talep ediyoruz." ifadesini kullandı.