Eray Çelebi yazdı: İdlib Mutabakatında yeni dönem mi?

İdlib, Türk kamuoyunun Suriye gündemindeki sıcak başlığı. Kentteki hareketlilik üst seviyede. Suriye Ordusu Hama'nın kuzey kırsalında kara operasyonlarını, İdlib'in güneyinde ise hava bombardımanını yoğunlaştırdı. Türk Gözlem noktası son günlerde peş peşe 2 kez hedef alındı. Ankara Şam'ı, Rusya ise HTŞ'yi işaret etti

Eray Çelebi yazdı: İdlib Mutabakatında yeni dönem mi?

İdlib, Türk kamuoyunun Suriye gündemindeki sıcak başlığı.

Kentteki hareketlilik üst seviyede.

Suriye Ordusu Hama'nın kuzey kırsalında kara operasyonlarını, İdlib'in güneyinde ise hava bombardımanını yoğunlaştırdı. Türk Gözlem noktası son günlerde peş peşe 2 kez hedef alındı. Ankara Şam'ı, Rusya ise HTŞ'yi işaret etti.

HTŞ Şam'a yanıt verme çabasında.

ÖSO'nun tavrı konusunda ise farklı yorumlar var. Haftalar önce savaştığı HTŞ ile Esad karşıtı aynı mevzide silah tuttuğunu öne sürenler de var, çatışmalarda sessiz kaldığını iddia edenler de...

Kentle ilgili kritik soru ise şu: İdlib'de Soçi mutabakatı çöktü mü?

17 Eylül 2018'de Soçi'de imzalanan mutabakata göre silahsızlanma hattı oluşturuldu. Söz konusu bölgelerde Türkiye'ye müzahir ÖSO başta olmak üzere muhalefetin ağır silahlarını çekmesi, HTŞ'nin ise teslim olması hedefleniyordu.

Rusya Suriye Ordusu'nun muhaliflere karşı ilerlemesini engelleme görevini, Türkiye ise HTŞ'nin teslim olması konusunda müzakereleri üstlendi. Aynı zamanda Ankara, ÖSO ile HTŞ'yi birbirinden ayırma konusunda da çalışma yapma hedefini önüne koydu.

İmzaların atıldığı tarihin üzerinden 9 ay geçti...

İdlib'de saha, HTŞ ile daha karmaşık hale geldi.

El Kaide'nin Suriye kolu Heyet Tahrir Eş-Şam, silahlarını bırakmak bir yana bölgede yüzde 90 oranında hakimiyet sağladı.

Ankara'nın terör listesine aldığı HTŞ'nin ilerlemesinin ardından Mayıs ayında Rusya ve Suriye Ordusu önce hava bombardımanını yoğunlaştırdı, ardından lokal bölgelerde kara operasyonlarına başladı. Bu noktada mutabakatın ihlal edildiğine yönelik tartışmalar başladı.

"MUTABAKAT ÇÖKTÜ" İDDİASI

"Mutabakat bozuldu" diyenler "Şam, silahsızlanma hattına giriyor, çatışmasızlık bölgesini hedef alıyor, muhaliflere karşı savaşıyor" savunmasını yaptı ve yapıyor.

Yaklaşık 2 aydır yoğunlaşan operasyonlar için kamuoyunda tartışılan temel nokta buydu.

Peki iddia edildiği gibi mutabakat bozuldu mu?

Suriye Ordusu'nun hedef aldığı bölge, M4 karayolunun güneyi ile M5 karayolunu Hama'ya bağlayan bölgenin batısında yoğunlaşıyor.

Bu bölgede Ankara'nın terör listesinde yer alan kuvvetli bir HTŞ hakimiyeti var.

Hükümetin müzakere yürüterek silahlarını bıraktırmayı hedeflediği HTŞ'nin alan hakimiyetini artırmasının ardından Şam ve Moskova "hedef olmamak için operasyonları yoğunlaştırdık" savunmasını yapıyor.

Yani iki ülke de "HTŞ mutabakat dışıydı, süreci bozan taraf biz değiliz" diyor.

Rus diplomatik kaynaklar da bu noktada HTŞ ilerleyişini Ankara'daki sinir merkezlerinin hesap edemediğini vurguluyor.

"Yeni olgulara" vurgu yapılıyor, 2018 Eylül ayına göre sahada koşulların değiştiği vurgulanıyor.

"HTŞ ikna edilemedi, o halde etkisiz hale getirilmeli" görüşü hakim. Sürecin mutabakatı bozmadığını, yeni koşullara göre uyarlanması gerektiği vurgulanıyor.

Bu noktada Rus diplomasisi, 28-29 Haziran'da Japonya'nın Osoka kentinde yapılacak G 20 zirvesine özel bir anlam yüklüyor.

Erdoğan-Trump görüşmesine dikkat çeken kaynaklar, görüşmenin ardından Türkiye'nin S-400 tutumu konusundaki kararlılığa paralel İdlib'in ele alınacağını vurguluyor.

G 20 toplantısının ardından, Temmuz ayında yapılması öngörülen üst düzey memurların katılacağı 13'üncü Astana toplantısının da bu kapsamda önemli olduğu ifade ediliyor.

Toplantıda mutabakatta gelinen aşamanın liderlere sunulmak üzere değerlendirilmesi, garantör ülkelerin 2018 Eylül ayında üzerlerine aldıkları sorumluluğun masaya yatırılması bekleniyor. Ankara ile Moskova'nın sorumluluklarını yerine getirmesi için mutabakatta bir değişikliğe gidilebileceği belirtiliyor.

Moskova'nın beklentisi HTŞ konusunda Ankara'nın sert bir tutum alması, HTŞ'nin temizlenmesini gerektirecek önlemlerin alınması konusunda ortak çalışmaların yapılması...

ANKARA'NIN GÖÇ ENDİŞESİ

Rus yetkililer ayrıca Ankara'nın göç endişesini haklı bulmakla birlikte Birleşmiş Milletler verilerini teyit etmiyor.

İdlib'in tamamını kapsayacak olası bir operasyon durumunda 2 milyon sivilin değil 600 bine yakın sivilin göç edeceği öngörülüyor.

İdlib'den önce Doğu Guta, Hama'nın kuzey kırsalında bulunan Suriyelilerin yalnızca yüzde 20'sinin göç ettiği, İdlib'deki oranın bundan farklı olmayacağı dile getiriliyor.

Halihazırda kapsamlı bir operasyonun öngörülmediği, ancak göç haberleri ile algı oluşturulmaya çalışıldığı ifade ediliyor.

Gelecek iki ayda yapılacak kritik zirvelerle İdlib sahası önemli gelişmelere gebe...

Bu süreçte ele alınacak başta S-400 başlığı, İdlib'de yeni denklemlerin oluşmasına neden olabilir...

Eray Çelebi

ulusal.com.tr

eray çelebi idlib mutabakatı