Vatan Partisi, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı ile görüştü
Vatan Partisi heyeti 23 Kasım 2021 Salı günü, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Cihad Demirli’ye ziyarette bulundu. Vatan Partisi MYK Üyeleri; Şule Perinçek ve Sefa Koçoğlu tarafından yapılan ziyarette, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Cihad Demirli’ye, Vatan Partisi’nin Milli Eğitim ile ilgili görüş ve önerileri iletildi.
Vatan Partisi heyeti 23 Kasım 2021 Salı günü, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Cihad Demirli’ye ziyarette bulundu.
Vatan Partisi MYK Üyeleri; Şule Perinçek ve Sefa Koçoğlu tarafından yapılan ziyarette, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Cihad Demirli’ye, Vatan Partisi’nin Milli Eğitim ile ilgili görüş ve önerileri iletildi.
21 sayfalık öneri metninin özet hali şu şekilde:
Milli Eğitim Bakanlığımız, 1- 3 Aralık tarihlerinde eğitimde fırsat eşitliği mesleki teknik eğitimin sorunları ve öğretmen yetiştirilmesi gündemiyle Milli Eğitim Şurasını toplayacaktır.
1980 darbesi ve özelleştirilme sürecinden önce mesleki teknik eğitim, devlet ve KİT’ler (MKE, TCDD) aracılığıyla gerçekleştirmiş istihdam garantisi ile Kit’lere bağlı çırak okulları öğretmen yetiştiren köy enstitüleri, eğitim enstitüleri, öğretmen okulları ile teknik öğretmen yüksekokulları mesleki teknik eğitimi başarı ile hayata geçirmişlerdir. 1980 darbesi Özal döneminde başlayan özelleştirmelerle sanayide, tarımda üretim; piyasa koşullarına terk edilmiştir.
Üretme tüket, borç al borç öde ekonomisinin kaçınılmaz sonucu olarak üretim ve istihdam düşmüştür. Özelleştirmelerle KİT’ler tasfiye edilirken devlet üretimden çekilmiş; mesleki teknik eğitim de özel sektör eliyle yürütülmek istenmiştir. Öğrencilere maaş ve sigorta primi ödemek istemeyen özel sektör, eğitim alanına yeterli ilgiyi göstermemiştir. İş garantisinin ortadan kalkması ile öğrenciler geleceklerini yüksek öğretimde, üniversitelerde aramak için liselere yönelmiş; mesleki teknik eğitime ilgi azalarak yetişmiş insan gücü ihtiyacımız büyük zaafa uğramıştır. İşverenler, kalifiye eleman sıkıntısı çekerken üretim de zarar görmüştür.
Ülkemiz, borçlanma ekonomisi ile sanayide, tarımda ve teknoloji üretiminde büyük sıkıntılara girmiştir.
Artık yeter! İktidar yetkililerinin de itiraf ettiği gibi sıcak para ekonomisiyle gidilecek bir yol kalmamıştır. Sistem iflas etmiştir. Üretmeyen Türkiye, çıkmazdadır! Milletimiz ise çalışmak, üretmek, ucuz ve kaliteli mal tüketmek ve geleceğe güvenle bakmak istemektedir.
Türkiyemiz, kaçınılmaz olarak üretim devriminin eşiğine gelmiştir. ÜRETİM DEVRİMİ ŞART OLMUŞTUR! Üretim devriminde yetişmiş insan gücü ve onun emeği en yüce değerdir.
Partimiz, Mustafa Kemal Atatürk’ün karma ekonomisi ile cumhuriyetin kalkınmasında büyük görevler üstlenmiş KİT’lerin ve bağlı çırak okullarının, köy enstitülerinin, eğitim enstitülerinin eğitimde ve üretimde büyük başarı ve birikimlerine dayanarak ve eğitimin piyasalaştırılması uygulamalarından dersler çıkararak milli eğitimin özel sektör değil, kamu eliyle yürütülmesi görüşündedir.
Türkiye’yi kurtarmak için Türkçeyi kurtarmak bilinciyle, anaokulundan üniversite sonuna kadar eğitim ve öğretim dili Türkçe olmalıdır.
Türkçemizin bir bilim ve uygarlık dili olması için “Türkçeyi Geliştirme Yasası” çıkarılmalıdır.
Türkçenin ve Türk kültürünün yaygınlaşması için yurtta, Türk devletlerinde ve dünyanın önemli büyük kentlerinde “Kaşgarlı Mahmud Enstitüleri” kurulmalıdır.
Kamucu eğitim anlayışı ile bütün özel okullar, tarikat yurtları kamulaştırılmalıdır.
Zorunlu örgün eğitim kesintisiz olarak anaokulundan başlayarak 12+1= 13 yıl olmalıdır.
Anaokulundan üniversite sonuna kadar eğitim eşit ve parasız olmalıdır.
Üniversitelere giriş, ortaöğretime dayandırılmalı LGS-YKS sınavları kaldırılmalıdır.
Ücretli öğretmen ve sözleşmeli öğretmen uygulamaları kaldırılmalıdır.
Amerikan emperyalizmine karşı vatan savaşı verdiğimiz koşullarda milli kimliğin benimsenmesi ve pekiştirilmesi için Öğrenci Andı okullarda yeniden okutulmalıdır.
Türkiye ve ABD arasında 1949 yılında imzalanan ABD’ye milli eğitimde söz ve karar yetkisi veren Fulbright Anlaşması feshedilmelidir.
Ülkenin ihtiyaçlarına göre yetiştirilmiş insan gücüne ihtiyaç vardır. İş içinde işi öğrenme anlayışı ile mesleki teknik eğitim verilmelidir. Pratiğin içinde yüksek lisans düzeyinde öğretmen yetiştirilmelidir.
Geçmişten gelen köy enstitüleri ve eğitim enstitüleri tecrübe ve birikimlerinden yararlanarak yeni öğretmen liseleri açılmalı, mezun olan öğrenciler ise, eğitim fakültelerinde öğretmen yetiştirmeli ve istihdam planlarıyla atamaları gerçekleştirilmelidir.
Çırağımızı, kalfamızı, ustamızı ve öğretmenlerimizi sadece üretim için değil; toplum için eğitim anlayışı ile yaratıcı, kültürel varlığı olan birikimli, yüreği vatan sevgisi ile dolu yeni bir insan yetiştirilmelidir. Bu anlayışla 20. Milli Eğitim Şurasına görüş ve önerilerimizle katkıda bulunmak amacıyla eğitimde çözüm dosyamızı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığına sunulmuştur.