'Karanlık oda'da Aşık Veysel'i anlamaya çalışıyorlar

Sivas'ın Şarkışla ilçesi Sivrialan köyünde görme engelli ünlü halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu'nun yaşamı, müzeye dönüştürülen evinde "karanlık oda" olarak tasarlanan bölümde ziyaretçilere anlatılmaya çalışılıyor

'Karanlık oda'da Aşık Veysel'i anlamaya çalışıyorlar

Vatanseverliği, mütevazılığı, birleştirici yönü, yapıcı kişiliği ve tabiat sevdasıyla hafızalara kazınan, "Ben giderim adım kalır/Dostlar beni hatırlasın/Düğün olur bayram gelir/Dostlar beni hatırlasın" dizeleriyle gönüllere taht kuran Aşık Veysel Şatıroğlu, ölümünün 46. yılında anılıyor.

Veysel'in, Sivrialan köyünde müzeye dönüştürülen evi, çok sayıda ziyaretçi ağırlıyor. Ozanın evi ve hemen yanına yapılan ek binadan oluşan müzeyi gezenler, adeta "uzun ince bir yolculuğa" çıkıyor.

Aşık Veysel'in sazından çakmağına, kıyafetlerinden yatağına ve radyosuna kadar birçok kişisel eşyası ile bal mumundan heykelinin sergilendiği müzede, ziyaretçilerine aşığın gönül dünyasını yansıtan her türlü ayrıntı yer alıyor.

Müzede "karanlık oda" olarak tasarlanan bölümü gezenler, görme engelli halk ozanı Veysel'i anlamaya çalışıyor.

Ziyaretçilerden Şarkışla Şeyh Edebali Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri, ozanın kişisel eşyalarını inceledi. Öğrenciler, kabri başında ozanın "Uzun ince bir yoldayım" eserini seslendirdi.

'AŞIK VEYSEL'İ ANLATMAKTAN KEYİF ALIYORUM'

Aşık Veysel'in akrabası, aynı zamanda Sivrialan Köyü Muhtarı Mustafa Çam (60), AA muhabirine yaptığı açıklamada, aşığın müzeye dönüştürülen evini her yıl binlerce kişinin ziyaret ettiğini söyledi.

Müzenin yılın 365 günü gezilebildiğini dile getiren Çam, ziyaretçilerin müzede bulunan anı defterine duygularını yazdığını ifade etti.

Aşık Veysel'in kullandığı bütün eşyaların müzede sergilendiğini belirten Çam, şöyle konuştu:

"Görme engellilere, kabartma yazılarla Aşık Veysel'i anlatıyoruz. Bir de karanlık odamız var ve orada 'Uzun ince bir yoldayım' diye yazıyor. Burası da Aşık Veysel'in karanlık dünyasını bize aktarıyor. Yani karanlık dünyada bir insan nasıl yaşar, insanların Aşık Veysel'i iyi anlayabilmesi için o karanlık odadan geçmesi gerektiğini düşünüyorum."

Aşık Veysel'in her gün elinde asasıyla bakkala geldiğini ve sandalyesine oturarak halkla sohbet ettiğini belirten Çam, bu yönüyle köylülere örnek olduğunu vurguladı.

Köyde Veysel'in çamurda asasıyla yürüdüğünü ancak takım elbisesine bir damla bile çamur sıçratmadığını anlatan Çam, şunları kaydetti:

"Bütün dünya Aşık Veysel'i tanıyor. Biz de dilimizin döndüğü, gördüğümüz ve büyüklerimizden dinlediğimiz kadarıyla müzemizi ziyaret edenlere Aşık Veysel'i anlatmaya çalışıyoruz. Bizim anlatmamız yetersiz. Aşık Veysel'i anlatmaktan öte onun şiirlerini okuyup anlamak başlı başına bir kültürdür. Bu kültürü Türkiye'nin neresinde olursa olsun, uzun ince bir yoluyla, toprağıyla, havasıyla, suyuyla halkımız içine sindirmiş ve benimsemiştir. Aşık Veysel'i anlatmak ve anlamaktan çok keyif alıyorum. Çünkü Aşık Veysel dünyada ölçüsü olmayan tek kişi."

Aşık veysel Sivas şarkışla sivrialan