Kalın: S-400 ve F-35 için bugün itibarıyla çalışmaya başladık
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, S-400 ve F-35 meselelerine ilişkin, "Beyaz Saray'daki görüşmede benle O'Brien'ı iki başkan görevlendirdi. Biz bir çalışma başlatıyoruz şu anda, hatta bugün itibarıyla da o çalışmaya başladık." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, TRT Haber'de katıldığı canlı yayında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Görüşmeye perspektif ve vizyon ortaya koyan bir hazırlıkla gidildiğini belirten İbrahim Kalın, Türkiye'nin tezlerini çok açık ve net şekilde orada ortaya koyduğunu söyledi.
Büyük başlıkların ele alındığı bir görüşme olduğunu aktaran Kalın, "Örneğin güvenli bölge meselesi konuşuldu. Trump çok detaylı şekilde Cumhurbaşkanımıza Türkiye'de kaç mülteci olduğunu, ne kadarını geri döndürebileceğimizi, nerelere geri döneceklerini detaylı şekilde sordu. Dar katılımlı kısımda 'Avrupa'nın size mutlaka yardım etmesi gerekiyor, size yeterince yardım etmiyor ve ben de bunu Avrupa'ya söylüyorum' diye Cumhurbaşkanımıza iletti." diye konuştu.
Sözcü Kalın, Donald Trump'ın bunu görüp dile getirmesinin görüşmenin ana ayaklarından biri olduğunu ifade etti.
İki liderin bu konuyu NATO'da mutlaka görüşme konusunda mutabık kaldıklarını belirten Kalın, "NATO Zirvesi'nde de Cumhurbaşkanımız zaten bu konuyu gündeme getirecek ama Sayın Trump ile bu konuda hemfikir kaldıktan sonra NATO zirvesine bu ana fikrin taşınması da bu ziyaretin önemli neticelerinden bir tanesi." şeklinde konuştu.
İbrahim Kalın, bütün sorunların çözülmediğini, ancak bunun bir süreç olduğunu ve bu süreci yönetebilmenin önem taşıdığını dile getirdi.
"Müstakil kullanılabilecek bir sistem"
S-400 ve F-35 konularının çözümüne ilişkin nasıl bir çalışma yapılacağının sorulması üzerine Kalın, "Beyaz Saray'daki görüşmede benle O'Brien'ı iki başkan görevlendirdi. Biz bir çalışma başlatıyoruz şu anda, hatta bugün itibarıyla da o çalışmaya başladık." yanıtını verdi.
Çalışmanın NATO koordinatörlüğünde değil ikili düzeyde yürüyeceğini aktaran Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, S-400 sisteminin NATO Savunma Sistemi'ne entegre edilmeden müstakil kullanılabileceğini belirtti.
Türkiye'nin aynı anda 3 terör örgütüne karşı mücadele eden tek NATO üyesi ülke olduğunu belirterek, NATO ittifakının bu alanda somut olarak Türkiye'ye ne kadar destek verdiğini soran Kalın, DEAŞ'a karşı Fırat Kalkanı Harekatı'nı da Türkiye'nin tek başına başlattığını kaydetti.
Bu noktada Türkiye'nin ihtiyaçlarının karşılanmadığının altını çizen İbrahim Kalın, Türkiye'nin Patriot alımı da yapmak istediğini, bu iki sistemin birbirine tehdit oluşturmadan kullanılabileceğini söyledi.
Kalın, çalışmalar sonunda belli bir noktaya varılamaması halinde Türkiye'nin S-400'ü aktif etmemesi gibi bir durumun söz konusu olup olmadığı sorusuna karşılık, "Hayır, şu anda öyle bir şey yok. Cumhurbaşkanımız da orada açıkça ifade etti. Anlaşmalar yapıldı, bu süreç belli bir noktaya geldi. S-400'den geri adım yok. Geri adım atmamız söz konusu değil." cevabını verdi.
"YPG, DEAŞ'ın geri gelmesini istiyor"
17 Ekim'de varılan mutabakatın büyük oranda başarılı şekilde ilerlediğini belirten İbrahim Kalın, o kapsamın dışında kalan bölgelerde YPG'nin taciz atışları yaptığını kaydetti.
Tel Tamir kasabasında yaşanan hadiselerin çok açık bir provakasyon olduğunu ifade eden Kalın, orada küçük bir Hristiyan nüfus olduğunu, YPG'nin taciz atışları yaparak Türkiye'nin oraya saldırmasını istediğini anlattı.
Türkiye'nin bu oyuna gelmeyeceğini aktaran Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Bugün DEAŞ'ın geri gelmesini YPG istiyor. Çünkü onlar için bir meşruiyet kaynağı ve koruma kalkanı. DEAŞ tehdidi ortadan kalktığında YPG'ye verilen silah desteğinin zemini kalmayacak." diye konuştu.
Bölgede bir Ermeni din adamının Kamışlı'nın güneyinde öldürüldüğünü, saldırıyı DEAŞ'ın üstlendiğini hatırlatan Kalın, "Bu bölge, 2-3 hafta öncesine kadar YPG'nin kontrolündeydi değil mi? YPG bunlara göz yummak suretiyle ve bir Ermeni din adamının öldürülmesine göz yummak suretiyle gene aynı oyunu oynuyor. O yüzden diyorum, DEAŞ'ın tekrar canlanmasını herkesten çok YPG istiyor." ifadelerini kullandı.
İbrahim Kalın, bir soru üzerine, Ferhat Abdi Şahin (Mazlum Kobani) adlı teröriste ilişkin CIA belgelerinin ABD heyetine verildiğini ve bu teröristin ABD'ye davet edilmemesi gerektiğini görüşmede dile getirdiklerini anlattı.
DEAŞ'lıların iadesine yönelik soru üzerine de Kalın, Barış Pınarı Harekatı başladıktan sonra YPG/PKK'nın DEAŞ'lıları serbest bıraktığını, Türkiye'nin bunların çoğunu yeniden yakaladığını belirtti.
İbrahim Kalın, Türk vatandaşı olanların Türkiye'ye getirildiğini, diğerlerinin iadesiyle ilgili sürecin devam ettiğini ve mesafe alınmaya başlandığını da bildirdi.
"Putin'in ocak ayının ilk yarısında Türkiye'yi ziyareti planlanıyor"
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ocak ayının ilk yarısında Türkiye'yi ziyaret etmesinin planlandığını bildiren Kalın, hem Türk Akımı projesinin tamamlanmasına binaen belki bir tören planlanacağını, hem de ikili ilişkiler ve bölgesel konuların konuşulacağını kaydetti.
Devriyelerin devam edeceğini belirten İbrahim Kalın, "Kamışlı ve Aynularap'tan halen YPG'li teröristler tam manasıyla çıkmış değiller. Son telefon görüşmesinde Sayın Cumhurbaşkanımız bunu Sayın Putin'e açık net bir şekilde ifade etti. Onların verdiği rakamlar var '34 bin kişi çıktı' diye. Bunlar bizim kaynaklarımız tarafından henüz doğrulanmış değil. Bunu da bir süreç olarak görüyoruz. Anlaştığımız şekilde 30 kilometre derinlikte Cerablus'tan Irak sınırına kadar olan bölgede terörden arındırılmış güvenli bölge oluşturulması için Rus tarafının daha fazla konuya eğilmesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
YPG'nin üniforma değiştirerek sivil nüfusa ya da Suriye ordusuna karışmamasını istediklerini dile getiren Kalın, Soçi'de varılan mutabakatın son derece açık olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, 2-3 ay öncesine kadar Suriye'nin neredeyse 3'te 1'inin PYD/YPG'nin kontrolünde görünürken bu haritanın artık değiştiğini anlatarak, "Bundan sonra o terör unsurları şurada burada varlık göstermeye çalışabilirler. Farklı üniformalar altında konumlarını muhafaza etmeye çalışabilirler ama eski güçlerine asla kavuşamayacaklar, biz de buna müsaade etmeyeceğiz." şeklinde konuştu.