Gülgün Feyman: Türkiye’yi gülümseten Vatan Partisi olacaktır
İnternet Haber'den Ayla Özyurt, Ulusal Kanal programcısı Gülgûn Feyman Budak ile söyleşi yaptı.
Özyurt köşesinde Türkiye'nin Vatan Partisi'ne ihtiyacı olduğunu belirtti. Özyurt, "Vatan Partisi farklı bir dünya. Sloganlar, marşlar, coşku, özgüven…ve yine coşku…Ve heyecan." ifadesini kullandı.
Gülgûn Feyman Budak ile söyleşi yapan Özyurt'un söyleşisi şöyle:
Yine bir seçim öncesi, ‘Kime oy vereceğiz, hangi parti barajı zorlayacak..?’ gibi hummalı tartışmaların yapıldığı, bu tartışmalar ve fikir beyanları esnasında, farklı ve/veya karşıt görüşlerin, yerle yeksan olduğu kritik süreçteyiz. ‘’Hadi oradan git işine yeaaa’’cılar, pırıl pırıl kafalar(!) iş başında.
Bu anlamda, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinin tekrarını yaşıyoruz diyebiliriz.
Fakat ben bu seçimlerde, önceki seçimlere nazaran bir değişim görüyorum…
Ve çağımız artık değişim ve dönüşüm çağı, dolayısıyla ‘bu değişim ve dönüşüm uykularımızı kaçırmasın’ diye de eklemek istiyorum.
Önceki seçimlerde, hangi partiye oy vereceğini açıklamaktan kaçınanlar, kaygı duyanlar ve korku yaşayanlar, görüyorum ki, büyük bir cesaretle arkasında durdukları partileri deşifre edebiliyorlar. Bunun şu anlamda ehemmiyeti var; seçimlerde çıkan sonuçlar bizleri hayal kırıklığına uğratmayacak.
Hayal kırıklığı yaşamaktan o derece ‘Vay halimize!’ olduk ve yine o derece tükendik ki, bir kez daha bu yükü kaldıramayacağımız ayan beyan ortada.
Değişim ve dönüşüm demişken, bugün köşemin konuğu, Gülgün Feyman. Konu; Vatan Partisi.
Vatan Partisi, eski adıyla İşçi Partisi’nin Genel Başkanı Doğu Perinçek’i, sözde Ermeni soykırımı’na karşı duruşu ve mücadelesiyle de tanıyoruz.
Vatan Partisi üyesi Gülgün Feyman ise, tüm Türkiye’nin tanıdığı bir haber spikeri. Diksiyonu, duruşu ve cesaretiyle, örnek gösterilecek aydın ve çağdaş bir Türk kadını diye tanımlarsam, hemen ‘Gülgün Feyman güzellemesi’ diye atlamayın derim. Zira bu tanımlamanın uzun bir tarihi var.
Öncesinde Vatan Partisi’ne değinmek istiyorum, bağımsız bir kalem olarak, bu parti sempatizanlarındaki coşku ve özgüven bendenizi çok meraklandırıyor.
Anlayamadığım ama izlemekten de kendimi alıkoyamadığım, karakteristik bir coşku görüyorum Vatan Partili’lerde.
Bu partiye mensup kişilere yönelttiğim, ‘Seçimlerde yüzde kaç oy alırsınız?’ sorusuna genelde ‘Vatan Partisi iktidar olacak’ yanıtını alıyorum.
Haliyle ikinci bir soru soramıyorum(!)
Ne kadar, emekli,subay, laik, hukukçu emeklisi, beyaz Türk varsa Vatan’a katıldı diye de dillendiriliyor.
Açıkcası Vatan Partisi farklı bir dünya.
Sloganlar, marşlar, coşku, özgüven…ve yine coşku…Ve heyecan.
Türkiye’de ve dünyada yerlerde sürünen bir ‘Esad’ algısı varken, Vatan Partisi’ne ait bir heyet Suriye’ye Esad’la görüşmeye gidiyor.
24 Nisan’da 100. Yılı kutlanacak olan sözde ‘Ermeni Soykırımı’nı karşı yine Don Kişot’luğu yapan Doğu Perinçek ve Vatan Partisi oldu.
Dolayısıyla, bu tanıdık/bilindik olmayan atraksiyonlar haliyle çok dikkatimi/dikkatimizi çekiyor…
Ve ülkemizde öyle veya böyle bir Vatan Partisi’ne ihtiyaç var. Hatta daha ileri gidiyorum; her ülkenin bir Vatan Partisine ihtiyacı var.
Diğer taraftan, barajı HDP’nin zorlayacağı hesapları yapılırken, bir sürprizle Vatan Partisi barajı aşabilir mi sorusu çıkıyor karşımıza…
Ve…Vatan Partisi’ne dair kafamda delice sorular hınzırca dolaşırken, Zürich’de karşıma Gülgün Feyman çıkıyor...
İsviçre ADD’nin (Atatürkçü Düşünce Derneği) konuğu olarak Zürich’e gelen Feyman’ı yakalamışken, kendisine Parti’yle ilgili birkaç soru yönelttim, bakınız Sayın Feyman neler söylemiş.
Gülgün hanım, Vatan Partisi’nin önümüzdeki seçimde hedefi nedir?
Vatan Partisi’nin hedefi iktidar.
Ama diyelim ki, iktidar hesapları tutmadı, illa ki parlamentoda temsil edilmesi lazım,çünkü, parlamentoda artık tep bir yapı var ve o dengenin, kontrolün, sistemin yürümesinin sağlanabilmesi açısından, Vatan Partisi anlayışının, yani altı okun, yani Atatürk İlke ve Devrimlerinin savunucularının mutlaka parlamentoda olması lazım.
‘Kadınlar Günü’ dolayısıyla Zürih’tesiniz. Ülkemizde kadın cinayetleri hız kesmiyor, alınan ve alınabilecek önlemler kadın katliamlarının önüne geçemiyor. Peki, Vatan Partisi’nin bu sorunun çözümüne yönelik plan ve projeleri var mı?
Eğer çağdaş eğitim yeniden tesis edilirse, kadın-erkek eşitliği topluma doğru anlatılırsa, kadının gücü anlatılırsa, kadın daha çok temsil imkanına kavuşursa,bu sorunu çözmüş oluruz. Hala parlamentoda kadın sayısı bir elin parmaklarını zor geçiyor, fakat Vatan Partisi bünyesine baktığınız zaman, kadın popülasyonu bütün partilerin iki katından fazla. Ve hepsi aydın, isminin önünde bir titri olan kadınlar, hepsi akademik ve son derece sağlıklı çevrelerden yani, eğitimli çevrelerden gelmiş kadınlar. O açıdan Vatan Partisi’nin proje ve planı içinde, kadına şiddetin bıçak gibi kesilmesi var.
Diğer taraftan, kadın özgürlüğü, kadına da düzgün anlatılmadığı sürece sorunların üstesinden gelmek kolay olmayacaktır.
Vatan Partisi’ni izlerken dikkat ettiğim üye sayınızdaki ciddi artış.Bu muazzam ilginin nedenlerini merak ediyorum..?
Yirmi dört saat durmadan gerek internetten gerek ilçelerden gerek bütün bölgelerden, gerek yurtdışından muazzam bir akım var.
Vatan partisi ülkemiz insanına ayırım gözetmeksizin ‘gel’ diyor. Dolayısıyla, Ülkücüsü de geliyor, solcusu da geliyor…
Mesela ülkücülerden MHP’den muazzam bir katılım var, bu çok önemli, çünkü insanımız artık bir şeyleri özlüyor.
Halkımız artık, kavga dilinin, gürültü dilinin, patırtı dilinin ve ötekileştirme dilinin bitmesini istiyor. Vatan Partisi'ne bakarak, 'İşte bizim özlediğimiz tablo bu’ diyor.
Vatan Partisi’nin Avrupa’da yaşayanTürklerle ilgili plan ve programları var mı..?
Avrupa’da yaşayan Türklerin sorunlarını biliyoruz yani bunlar bir parti programı olarak elbette hayata geçecektir. Tüm dünyada yaşayan Türklere baktığımızda, her ülkeden gelen sorunlar farklı; Almanya’dan gelen sorunlar farklı, İsviçre’den gelen sorunlar farklı, Amerika’dan gelen sorunlar farklı,Avustralya’dan gelen sorunlar farklı, dolayısıyla her ülkenin kendine has sorunları var. Partimizin ileri gelenleri, Genel Başkan Doğu bey ve Şule Perinçek, bunları zaten çok iyi etüd etmiş kişiler, hal böyle olunca ülke bazında diplomatik ilişkilerle çok ciddi çözümler olacaktır. Doğu Perinçek ve Şule Perinçek’in çok iyi dil biliyor olmaları, diğer ülkelerdeki siyasilerle tercümanlar ve aracılar olmadan daha rahat anlaşabilmeleri de büyük avantajdır.
Bizler de geliyoruz, sizleri dinliyoruz, sizlerin sorunlarını ülkemize taşıyoruz ve buradaki sıkıntıları öğreniyoruz.
Ermeni soykırımı iddiaları ortaya döküldükçe Türklere nasıl davranıldığını biliyoruz, Türklerin daha özgür bir dünyada yaşamaları ve kendilerini vatansız hissetmemeleri için sağlıklı bir yapının ortaya çıkması lazım, bütün bunları konuşuyoruz ama şu süreçte aslolan, önce parlamentoya girmek ve iktidarı yakalamak.
Vatan Partisi’nden 13 kişilik bir heyet Esad’la görüşmek üzere Suriye’ye gitti,bu buluşma Türkiye’de nasıl okundu?
İktidar safları, ‘Vay efendim teröristle görüşmeye gitti, düşmanımızla görüştü diyerek tepkisini ortaya koydu..
Ben bu görüşmeyi destekliyorum, gerek Suriye halkı gerek Türkiye halkının hiç bir sorunu yok. Sen nasıl olur da, bir ülkenin liderini devirmek için dünyanın en kanlı terör örgütünü desteklersin, böyle bir anlayış dünyanın neresinde var?
Dışarıdan bakıldığında tüm dünya senine alay ediyor, sen kendi tencerenin altını temizledin mi ki başka halkların yöneticilerine, diktatör, terörist diyorsun! Türkiye’nin şu anki fotoğrafına baktığımızda, maalesef hepimizi kahreden bir görüntü var ki; bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı, muteber kimseler sınıfından değiller. İşte yakın geçmişte, Cumhurbaşkanı,Başbakan olduğu dönem Almanya’ya gidecekti, ‘Yaptığın söylemlerle buraları karıştırma’ diye Almanya’dan mesaj geldi.
Ve yine yurtdışında mevcut Başbakan Davutoğlu ne acıdır ki, protesto edildiğinden otelin kargo kapısından girmek zorunda kalıyor... Siz icraatlarınızla alkış toplayın da, kargo kapısından girerek bu ülkeyi dünyada küçük düşürmeyin… ‘’Haksız mıyım!’’
Senin protesto edilmen demek ülkemin protesto edilmesi demek, benim ülkemin kargo kapısından sokulması demek.
Sen koskoca Türkiye Cumhuriyetini nasıl bu hale düşürürsün..!
Sen bu ülkenin Başbakanı olarak Almanya’yı ziyaret edeceğin vakit ‘’Benim ülkemi karıştırma’’ diye bir uyarı alırken, ülkeni düşürdüğün durumu düşünebiliyor musun..? Şahsen ben gitmezdim o ziyarete..!
Vatan Partisi olarak diyoruz ki, fikirlerimizle dövüşelim, bilgimizle çarpışalım, birikimimizle yarışalım.
Bizim memlekette herkes okumadan alim olmuş, diploması yok mangalda kül bırakmıyor...
En büyük tehlike yarı cahildedir.
Ne çok okumuşta ne okumamışta...
Yarı cahiller, kulaktan dolma yarım yamalak bilgilerle etraflarını zehirlerler. Şu anda Türkiye’de mevcut sistem budur.
‘Sen çok iyi bir din alimi ol başımın üstünde yerin var, dini kendine göre yorumlama, dinin buyrukları bu değil’.
Dolayısıyla ayırım gözetmeksizin vatandaşı kucaklayan Vatan Partisi’nde herkes buluşmalı.
Türkiye’yi gülümseten Vatan Partisi olacaktır.
ulusalkanal.com.tr