İşte Mafyokrasi!

Başbakan Tayyip Erdoğan ile Fethullah Gülen cemaatı arasında yaşanan kavga, belge savaşlarına döndü, karşılıklı açıklamalarla işlenen suçlar ortaya saçıldı.

İlk itiraf bizzat Erdoğan'dan geldi. Erdoğan, dershane tartışmalarıyla ilgili iddialara ilginç bir çıkış yaptı, "cemaatin bugüne kadar her isteğine evet dediğini" söyledi.

Ancak çatışma, Taraf Gazetesi'nin MGK kararını yayınlamasıyla daha da kızıştı. MGK kararı üzerine yapılan açıklamalar, itirafların ardı ardına gelmesini sağladı.

Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, irticayı suç olmaktan çıkardıklarını açıkladı.

İtirafları, tartışmaların odağında yer alan bir başka isim, Erdoğan'ın siyasi baş danışmanı Yalçın Akdoğan sürdürdü. Akdoğan, irtica ile mücadele vurgusu yapılan MGK kararlarının hiçbir dönemde işleme alınmadığını ifade etti.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da, irticayı MGK gündeminden çıkardıklarını itiraf etti, Cumhuriyet karşıtı eylemlerini sıraladı.

İlginç bir itiraf da, Başbakan Erdoğan'ın danışmanlarından Adem Sözüer'den geldi. Sözüer, Gülen cemaatinin suç örgütü kapsamından Tayyip Erdoğan'ın çabaları sonucu çıkarıldığını belirtti.

Üstelik Gülen grubu sadece suç örgütü kapsamında çıkartılmakla kalmadı, devletin tüm kadrolarına yerleştirildi. Kadrolaşma itirafını ise, AKP'nin yayın organı Yenişafak'ın Ankara temsilcisi Abdülkadir Selvi Yaptı.

Cemaate yönelik faaliyet yürüttüğü iddia edilen kişi ise dönemin Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'di. Dinçer, bırakın irticai faaliyetleri engellemeyi, cemaatin suç dosyalarını kapattığını söyledi.

“Erdoğan’ın kara kutusu” olarak bilinen Ömer Dinçer, suçları örttüğünü kendi ağzından itiraf etti.

ulusalkanal.com.tr