Hollywood'un kapıları Türk sinemasına açılıyor

Türkiye-ABD ortak yapımı "Osmanlı Subayı", ABD'nin ardından 19 Mayıs'ta Türkiye'de vizyona girecek

Hollywood'un kapıları Türk sinemasına açılıyor

Yapımcı Güneş Çelikcan, "Osmanlı Subayı" filminin, çok iyi bir sisteme, dağıtım kanallarına ve ekonomiye sahip Hollywood'la, güzel hikayeleri olan Türkiye'nin ortak yapımlarının ilk adımı olduğunu belirterek, "Bu proje için bizi en fazla heyecanlandıran da bunun bütün evrensel hikayelerin anlatılacağı bir kapı açacak olmasıydı. Umarız bunun arkası gelir ve birçok proje olur." dedi.

Türkiye-ABD ortak yapımı "Osmanlı Subayı", ABD'nin ardından 19 Mayıs'ta Türkiye'de vizyona girecek.

Filmin Türk yapımcılarından Çelikcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, projenin fikir aşamasının yaklaşık 8 yıl önce başladığını söyledi.

Sinemada bu güne kadar Birinci Dünya Savaşı'nın Batılı hikayelerine yer verildiğini aktaran Çelikcan, "Doğu tarafı çok bakılan bir yer değildi. Dolayısıyla, işlenmemiş bir konu olduğu için bizim ilgimizi çekmişti ve bu konuda biraz araştırma yapmak istedik." diye konuştu.

Çelikcan, filmin hikayesinin çok tartışmalı bir konu olduğuna ve araştırma sürecinin yaklaşık 3 yıl sürdüğüne dikkati çekerek, "İnsanların bu konuda çok bilgisi olduğunu düşünmüyorum. Daha çok yüzeysel, genel geçer bilgiler var. Biz de filmi oluştururken, bölgeyi hiç bilmeyen üçüncü bir gözden, Amerika'dan gelmiş bir hemşirenin gözünden anlatmak istedik ki izleyici onun hikayesini takip ederken o dönemin hikayesini de takip etme şansı bulsun." değerlendirmesinde bulundu.

Filmin oyuncularıyla yapımcılarına hakaret ve tehdit

O dönemin Ermeni meselelerine de değinen filmin tarafsızlık üzerine kurulduğunu kaydeden Çelikcan, ABD'deki bazı radikal Ermeni derneklerinin, bazı noktalarda saldırıya varan kampanyalar düzenlediğini anlattı.

Filmin bir suçlu aramadığına işaret eden Güneş Çelikcan, "Bu filmin söylemek istediği şey, 'Savaşta herkes acı çekiyor. Bunlardan ders çıkartalım. İnsanların ortak acısı var ve bunu beraber değerlendirelim'di. Buna karşı çıkılması, negatif bir kampanyadan beslenilmesi, daha filmi izlemeden dahi yer yer saldırılar olması bizi çok mutsuz etti. Biz hep içinde olmak istemediğimiz bir diyaloğa çekilmek istendik. Burada olmamaya gayret ettik. Çünkü çok samimi bir diyalog çabası hiçbir zaman yoktu." ifadelerini kullandı.

Çelikcan, "Osmanlı Subayı"nın, bazı çevrelerin ezberini bozduğu değerlendirmesini yaparak, şöyle devam etti:

"Filmin yayınlandığı sinema salonlarına e-mail'lerle, mektuplarla filmin kaldırılmasını istemeye kadar, sosyal medyada filmin oyuncularına ve yapımcılarına hakaret ve tehdide varan açıklamalara kadar, yine üniversitelere bu filme sakın gitmeyin diye kampanya başlatacak kadar benim için akıl almayacak bir kampanya yürüttüler. Sonuçta bu bir sinema filmidir. Yani sinema filminden bu kadar korkulması, insanlara bu kadar 'Aman sakın gidip görmeyin' demek, bu kadar kapalı olmak bizim için değil bence bu kampanyayı yürütenler adına çok üzücü."

Filmin izleyiciler üzerinde büyük etki bıraktığının altını çizen yapımcı, 1. Dünya Savaşı'nda doğuda geçen bir aşk filmi yaptıklarını ve farklı dinlere mensup insanlar arasında birleştirici unsurlara yer verdiklerini dile getirdi.

"Gladyatör"ün senaristi Hz. Mevlana'yı yazıyor

"Osmanlı Subayı"nın, Türkiye'nin Hollywood'la ortak yaptığı ilk proje olduğunu ve karşılıklı olarak bu ortaklığa ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Çelikcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hollywood çok iyi bir sisteme, dağıtım kanallarına, ekonomiye ve çok iyi regüle kurallara sahip ama bizim de anlatacak güzel hikayelerimiz var. Bence her iki tarafın da birbirinden karşılıklı beslenmeye ihtiyacı var ama bunun için mücadele etmek, bu yolda yürümek ve buna karar vermek lazım. Bu proje için bizi en fazla heyecanlandıran da bunun bütün evrensel hikayelerin anlatılacağı bir kapı açacak olmasıydı. Umarız bunun arkası gelir ve birçok proje olur."

Güneş Çelikcan, Hollywood'la yeni ortak projeler için şimdiden kolları sıvadıklarını ifade ederek, "Hz. Mevlana'nın hayatını konu alan bir projeye başladık şimdi. Bunun da bir buçuk sene önce senaryosuna başladık. Filmin senaristi 'Gladyatör' filminden tanıdığımız, 'Gladyatör' filminin yazarı David Franzoni. Uzun bir zamandır kendisiyle Mevlana'nın hayatı üzerine çalışıyoruz. Hatta kendisinin Türkiye ziyareti oldu. Konya'ya gittik." şeklinde konuştu.

"Türk sineması Hollywood'da kabul gördü"

Yaptıkları projelerde Türkiye'nin tanıtımına öncelik verdiklerini anlatan Çelikcan, Türk sinemasın önündeki sanal duvarların artık yıkıldığı ve Hollywood'da kabul gördüğü yorumunu yaptı.

Çelikcan, filmin en önemli aşamalarından birinin oyuncu seçimi olduğuna vurgu yaparak, yerli-yabancı oyuncuların keyif ve uyum içinde çalıştığını sözlerine ekledi.

Türkiye'de ve Prag'da yapılan çekimler için dönemin İstanbul ile Van şehirlerinin platolarını kurduklarını belirten yapımcı, zaman zaman 650 kişiye varan, Türkler ve ABD'lilerin yanı sıra İtalyan, İspanyol ve Çeklerden oluşan film ekibinin çok sıkı bir takvimle gönülden çalıştığını kaydetti.

Yapımcı, film vizyona girmeden önce, ABD'de 30'dan fazla üniversitede ve bunların dışında binin üzerinde kişiye özel gösterimler yaptıklarını dile getirerek, farklı bakış açısının izleyiciyi mutlu ettiğini söyledi.

Yönetmen koltuğunda Joseph Ruben'in oturduğu film, Birinci Dünya Savaşı yıllarında, idealist bir ABD'li hemşireyle bir Türk subayının aşkını konu alıyor.

Senaryosu Jeff Stockwell, müzikleri ise Geoff Zanelli imzası taşıyan "Osmanlı Subayı"nda Michiel Huisman, Hera Hilmar, Josh Hartnett, Ben Kingsley, Haluk Bilginer ve Selçuk Yöntem rol alıyor.

film sinema hollywood selçuk yöntem haluk bilginer