Onun 'Dip dalgası' devrime gidiyor

Kemalizmle buluşarak devleşen şair, yazar Attila İlhan, yazılarında kullandığı 'Dip Dalgası' deyiminin, Türk milletini yeni bir devrime götüreceğini biliyordu.

Onun 'Dip dalgası' devrime gidiyor

15 Haziran 1925 günü İzmir'in Menemen ilçesinde dünyaya geldi. Yunan işgalinin acı öyküleriyle büyüdü. "Evimizdeki kurşun izleri hâlâ durur" derdi. O kurşun izleri belleğinden hiç çıkmadı. Menemen, Yunan işgalinin en vahşi izlerini taşıdı. 500'e yakın şehit verdi. Bağımsızlığın ne demek olduğunu iyi biliyordu. Yetmedi bir de Menemen içinde Kubilay'ı şehit verdik, İşte Attilâ İlhan bunların etkisiyle büyüdü ve kişiliğini oluşturdu. Bağımsızlığı kazandıran Gazi Paşa'yı hep sevdi, yetmedi ruhunda ve fikrinde taşıdı. Dizelerine aktardı. Anlamaya ve anlatmaya adadı kendini. Bilimsel sosyalistti; Kemalizmle buluşarak devleşti. Ayakları sağlam bastı. Gözlerini kapayana kadar da onun izinden gitti. Türk milletini ve içindeki cevheri iyi anlamıştı. 'Dip dalgası' onun buluşuydu. O dalganın bizi yeni devrime götüreceğini biliyordu. O inanç, konuşmalarına ve şiirlerine yansıdı.

Divan Otel'in sırrı

10 Ekim 2005 günü sonsuzluğa uğurladık. O 'dalga' iki defa ayağa kalktı: 2007'de Cumhuriyet Mitingleriyle, 2013'de de Taksim Gezi Parkı direnişiyle. Her direniş onu hatırlattı. Üçüncü mü? İşte o gün devrim olacak ve Doğu Perinçek'in deyimiyle "Atatürk heykelleri, Zeybek oynayacak!" İlginçtir, Attilâ İlhan güne, Taksim'deki Divan Otel'in girişinde bulunan Divan Pastanesi'nde başlardı. Çayını, kahvesini içer. Gazetesini okur ve randevularını kabul ederdi. Ruhu oradan gitmemiş olacak ki, o Otel, Haziran ayaklanmasında gazdan kaçanlara sığınak oldu. Sanki İlhan Abi'leri onların başlarını okşadı! Dik duruşu ve bitmez çalışma enerjisi gençlere geçti. Sel olup Anadolu'ya yayıldı.

'Milleti uyandıran kâşif'

Attilâ İlhan'ın son çalışması 'Bir millet uyanıyor'du. Doğu Perinçek, ölümünün ardından Aydınlık'ta O'nu ne güzel de tanımlar: "Milletler kendilerinden uyanmazlar. Milletleri uyandıranlar vardır. Attilâ İlhan, milletini uyandıran, ateşleyen sahici yazardır ve hepimizi milleti uyandırmaya, ayağa kaldırmaya yönlendiren büyük düşünür! Namık Kemal neslindendir. Söz, onlarda bir işaret fişeği gibidir. O güçlü ve büyük akıntının, 'dip dalgasının' yazarıydı. Halkını, milletini kucaklayan ve geleceğe taşıyan o büyük dalganın hem kaşiflerindendi, hem de rüzgârını yaratan ve pusulasını elinde tutan. (...) Bir daha Attilâ İlhan olmaz, buna koskoca bir millet, ne kadar üzülsek azdır. Ama toprağımız, Attilâ İlhan'la artık daha bereketlidir. Büyük yaratıcılarımızın, büyük tarihimizin mirasından yeni ve gür filizlenmeler olacaktır. Attilâ İlhan, o filizleri besleyen vatan toprağının kucağında her zaman vardır ve her zaman bizimdir. Vatan şimdi O'nu bağrına basarak, daha çok vatan olmuştur." (Aydınlık, 16 Ekim 2005)

Parolası: Vatan

İşareti: Namus'tu

Şair, yazar, düşünce adamıydı. Orta eğitimine İzmir Atatürk Lisesi'nde başladı, İstanbul Işık Lisesi'nde bitirdi. İstanbul Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra da yaşamı İzmir, İstanbul ve Paris arasında geçti. Şiir, edebiyat ve gazetecilik ağırlıklı çalıştı. Senaryo da yazdı. 'Alaca karanlık kuşağı' devrimcilerindendi. Peşini gözaltı ve davalar bırakmadı. O ise her davadan sonra daha da devleşti. Dik duruşuyla devrim tarihimize örnek oldu. Demokrat İzmir gazetesindeki yönetmenliği ve başyazarlığıyla bu alanda demir atacak adımlar attı. Sonra Milliyet, Güneş, Meydan ve Cumhuriyet gazetelerinde köşe yazarlığına devam etti. TRT-2'de 'Zaman İçinde Yolculuk' programında Cumhuriyet tarihimizden örnekler sundu. Bilgi Yayınları ve Gelişim Yayınları'nda da danışmanlık yaptı. Hep vatanına bağlı kaldı. Bir söyleşisinde şöyler der: "Vatan. Önce düşünülmesi lazım gelen, senin kavminin geçtiği vatan. Bu vatanı elinde tutman lâzım; çünkü sen burada yaşıyorsun, ceddin burada yaşamış, ölülerin orada yatıyor."

'Çocuklar gibi sevdim'

Duygu adamıydı. 'Ne kadınlar sevdim zaten yoktular' derdi. En çok da vatanını ve insanını sevdi. Onları dizelerine aktardı. Yazdığı şiirler her kuşağın dilinde destan oldu. Şu dizeleri sanki kendisini anlatır; bize yol gösterir: "Yola bir düşüldü mü ömür boyunca gidilir/ Ekmeğin ve şarabın peşinden/ turnaların peşinden/ büyük şehirler büyük aşklar/ çığlık çığlığa terk edilir/ ben/ çocuklar gibi sevdim devler gibi ıstırap çektim/ damarlarımda dünyanın bütün rüzgârları/ harblere, açlıklara yalnızlıklığıma rağmen/ anamdan yolcu doğmuşum neyleyim/ gurbet dedim/ vatan dedim/ hürriyet dedim."

Ercan Dolapçı

Aydınlık