''İkinci Ekmel vakası''

''İkinci Ekmel vakası''

“Ülkenin bunca sorununa yönetimin ne yazık ki çözümü yoktur” diye başladı, ardından “Bu kafaları değiştirmek lazım” diyerek kafaya oynadı.

Seçimin ardından bir feveran, bir serzeniştir başladı. Zamanlama manidar… 6 milletvekili itiraz edince sonuçlara, üstelik bir de ideoloji tartışmasını gündeme taşıyınca ince plan devreye sokuldu.

6’yı gördü, öne sürdü Joker’i. Hızlı, atılgan, ağzı laf yapıyor, ince ince vuruyor, ama derinlere inmiyor.

Atladı masaya. Altısını birden aldı arkasına. Ama zannetmeyin atının terkisine.

Arkada ne kaldı bilmem. Savruldular birden. Kimse bahsetmez oldu. Kimisi ise yancı…

(…)

Açıklıyor televizyondan “Açılım anayasamız, NATO yıldızımız”. Ve oy istiyor.

Soldan soldan geliyorlar bana…

Yoksa siz ulusalcıların adayı mıs…

Zinhar, ne münasebet!

Mon cher, bunları beni küçültmek için…

Yenileşmeye evet, başkalaşmaya hayır diyor. Yenilerden kopmam, beni diğer 6’sıyla karıştırmayın diyor.

“Kabullenemeyiz, geçiştiremeyiiz, susmamalıyıııız…” diyor. Ondan başka konuşan kalmıyor.

Uzun, kalın, kısa… muhabbetin dibine vuruyor.

Yeri geldiğinde Kasımpaşalı,

“Gittim, abi dedim…”

“Adam yüzde 52 almış, sen 38 almışssın, yenmiş seni…”

“Yanına gittim. Abi niye beni göstermedin, niye o, diye sordum. O da, çok popi…”

Yeri geldiğinde psiko-sosyo-demokrat bir “solcu”,

“Özgürlük, diktatör, çözüm, ortak akıl, Kemal Bey solculardan pek hazetmez…”

(…)

“Ve yaşlı dünür konuşmaya başladı. Allah’ın emri, diye başlar diye düşünüyordum ama olmadı. Bizim kız yerinde duramıyor, heyecandan ödü pıt pıt atıyor. İstemiyor aslında, ama düşününce de, yanakları kızarıyor.

Yüzünde hınzırca bir gülümseme, “Bizim oğlan” diyor, “talip olurken, yani yalnız değilim, arkamda kapı gibi babam var diyor”. Dünürü uzun zamandır ilk kez görüyorum. Bizim kahveye takılır. Kahvesini içer, radyo dinler, denizdeki ufuk çizgisi gözden yitene kadar uzaklara bakar.. aklında kim bilir ne tilkilikler. “Bizim kız da iyi, ha, severim. Ama bizim oğlan yok mu, çok akıllıdır, oturmasını kalkmasını bilir, konuşmasını bilir, tuttuğunu koparır alim allah.

Babası şimdi dedi ya, tutmayın oğlanı.”

(…)

"Nezaketi de bilirim, etiği de bilirim, siyasetin kurallarını da bilirim…"

Edebiyat da paralıyor,

“Yok edilmiş iktidar arzusu… Koşa koşa aşkla sandığa…”

“Kardeşlik, bütünlük, birlik” sözcükleri ağzından kerhen çıkıyor.

Ustaya karşı çırağını çıkaranlar bu kez de aynı yolu izliyor. Ekmek için … Sırf muhalefet için…

Bu hikaye de burda bitiyor.

Esra Atalay

ulusalkanal.com.tr