FETÖ'nün telekulağı Türkiye'yi okyanus ötesinden dinlemiş
FETÖ'nün, soruşturma bahanesiyle birçok kişi ve kuruluşu, yasa dışı şekilde ABD'nin de aralarında bulunduğu birçok yerden, 3 yıl 7 ay süreyle dinlediği bildirildi.
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından örgüt üyeliği iddiasıyla tutuklanan eski Erzurum Vergi Mahkemesi Hakimi Mehmet Fatih Işık hakkında başlatılan soruşturma tamamlandı.
Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 60 sayfalık iddianamede, FETÖ/PDY'nin kuruluşu, amacı, stratejisi, yapılanması, faaliyeti, yönetim modeli, hiyerarşik yapısı ve örgütün yasa dışı faaliyetlerine ilişkin çarpıcı detaylar aktarıldı.
İddianamede, FETÖ/PDY mensubu emniyet ve yargı mensuplarınca, birçok ismin kullandığı numaralara ait ayrıntılı HTS ve email kayıtlarının istenilmesi yoluyla siyasetçi, bürokrat, gazeteci, iş adamı, akademisyen gibi toplumun farklı kesimlerinde yer alan kişilerin iletişimlerinin tespitinin yapıldığı ve kayda alındığı bildirildi.
Örgüt mensuplarının birçok kimseyi teknik araçlarla izlediği belirtilen iddianamede, örgüt mensuplarınca, isnat edilen suç tarihine kıyasla eski yıllara uzanan HTS raporlarının temin edildiği ve önceki tedbir kararına nazaran kesintinin gerçekleşmesine rağmen tekrar tekrar uzatma kararları vererek bu kişileri izlemeye devam edildiği anlatıldı.
İddianamede, FETÖ/PDY mensuplarının, sadece gerçek kişiler hakkında uygulanabilecek bir tedbir olmasına rağmen dernek, vakıf ve şirket gibi kuruluşlar ile bazı adresleri de teknik araçlarla izlediği vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi:
"Örgüt mensuplarının, özellikle Başbakanlık, bakanlıklar ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) gibi kritik yerlerde görevli bürokratların hedef şahıs yapılmak suretiyle kendilerinin ve iletişim araçlarını kullanan başbakan, bakanlar, eski ve halen görevdeki milletvekilleri ile MİT müsteşarı gibi devletin en üst yetkililerinin ülke yönetimine ilişkin soruşturma konusuyla neden ve sonuç ilişkisi kurulamayan, gizli kalması gereken iletişimlerinin dinlenmesi ve kayda alınmasına zemin hazırladıktan sonra kolluktan gelen talep yazılarında haklı ve ikna edici bilgi ve belgeler sunulamadığı halde muhatapların silahlı terör örgütüyle bağlantıları ilişkilendirilmeksizin başka suretle delil elde etme imkanının bulunup bulunmadığı yeterince irdelenmeksizin soyut delillere dayandırılarak matbu gerekçelerle iletişiminin denetlenebilmesi teknik araçlarla izleme tedbirlerine hükmettikleri belirlendi"
Soruşturma bahanesiyle 3 yıl 7 aylık telekulak
İddianamede, örgüt mensuplarının bu şekilde 3 yıl 7 ay süren soruşturma kapsamında 239 kişinin iletişiminin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasına, 78 kişinin teknik araçlarla izlenmesine karar verdiği belirtilerek, şu bilgiler aktarıldı:
"Örgüt mensuplarının, ayrıca 10 farklı dernek, vakıf ve adreslerle ilgili olarak ve kimin hakkında uygulanacağı belirtilmeksizin aynı tedbire başvurdukları, iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınmasına ilişkin tedbire başvuran kişiler için bin 348 kez, teknik araçlarla izlenme kararı verilen kişilerle çeşitli dernek, vakıf ve adresler bakımından da 950 kez uzatma kararı verilmiştir."
Örgütün, MİT müsteşarı ile üst düzey bürokratların devlet güvenliği ve politikaları açısından gizli kalması gereken görüşmelerini tespit edip kayıt altına aldığı, ayrıca İHH gibi insani yardım kuruluşları ile tüzel kişileri İran yanlısı ya da El Kaide terör örgütüne yardım eden konumunda göstermeye çalıştıklarının tespit edildiği kaydedildi.
Gizli görüşmeler siyasi casusluk amacıyla kaydedilmiş
İddianamede, örgüt mensuplarının yaptığı yasa dışı dinlemelere işaret edilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulduğunda, dinleme işlemlerinin Teknik Büro Amirliği dışında hiçbir yerde yapılmaması yönünde yasal zorunluluk bulunmasına rağmen biri ABD olmak üzere birçok farklı yerden dinleme işleminin gerçekleştirildiği tespit edilmiştir. Söz konusu tespit ile ilgililerin 3 yıl 7 ay süren soruşturma sırasında örgüt üyeliği bahanesiyle iletişimlerini dinledikleri devletin üst düzey görevlileri ile hükümet mensuplarının devlet güvenliği ve politikaları açısından gizli kalması gereken birtakım görüşmelerini, siyasi casusluk amacıyla kayıt altına alarak değişik IP numaralı bilgisayarlara aktardıkları görülmüştür."