Bilim için büyük atılım: Aşı ve İlaç Geliştirme Merkezi
Kocaeli Gebze'de bulunan TÜBİTAK içerisinde yakında açılması ve faaliyete başlaması planlanan Aşı ve İlaç Geliştirme Merkezi’nde korona virüsün yanı sıra diğer hastalıklar için de aşı ve ilaç geliştirme çalışmaları yapılabilecek.
Yeni Şafak'ın haberine göre, Kocaeli’de TÜBİTAKGebze Yerleşkesi içerisinde yer alan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 9 Ağustos 2020 tarihinde kamuoyuyla paylaşılan Aşı ve İlaç Geliştirme Merkezi’nin yapımı hızla devam ediyor. Ağustos ayında tamamlanması ve faaliyete geçmesi planlanan merkezin, Türk bilimine önemli ölçüde yön vermesi bekleniyor.
"TÜRKİYE’NİN ÜRETİM ALT YAPISI VAR"
TÜBİTAK bünyesinde yürütülen çalışmalar hakkında konuşan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Biontech aşısının mimarlarından olan Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin ile Nisan 2020 tarihinden itibaren iletişim halinde olduklarını söyledi.
Mandal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sağ olsun o da tabii Türkiye ile birlikte çalışma yapabilme gayreti içinde. Bu süreç esnasında biz sadece Kovid-19 odaklı değil, aynı zamanda bundan sonraki gerçekleşecek bir takım hastalıklara karşı veya var olan hastalıkların tedavisine karşı ‘Birlikte neler yapabiliriz?’ boyutunda bir çabamız oldu. Kendisiyle de bu iletişimimiz aktif bir şekilde devam ediyor. Geçtiğimiz hafta hocamızın kendisinin bir paylaşımı oldu. Sosyal medya üzerinde bazen ne yazık ki, hocamızın konuşmasında veya tercümesinde yanlış bir aktarım olmadığı halde bunu farklı değerlendirmek isteyen sosyal medyadaki gruplar bunu şöyle ifade ettiler; ‘Bakın hoca dedi ki biz tedaviyi ön planda tuttuk. Kendimiz Biontech olarak yapacağımız yatırım noktası olsa bu 2022 yılının sonundan evvel gerçekleşmez.' Bunu kamuoyu şöyle değerlendirdi, 'Türkiye’de 2022 yılının sonundan evvel aşı üretimi mümkün değilmiş.' Esasen hocamızın tamamen kendi açıklaması Biontech olarak Türkiye’de gelecekte neler yapılabileceğini söyledi. O kapsamdaki açıklamasını ne yazık ki kamuoyu farklı değerlendirdi. Sosyal medyada özellikle yapıldı. Ben de bu kapsamda bir kez daha düzeltmek isterim ki Türkiye’nin üretim altyapısı var. TÜBİTAK’ın da hücreden başlayıp Faz çalışmaları gerçekleştirmeye yönelik araştırma altyapısı, laboratuvarları var. Ama bunun Uğur hocamız tarafından, sadece Covid-19 değil, diğer aşı ve ilaç çalışmalarının üretimiyle ilgili ayrı bir çalışmanın içerisindeyiz. Hocamız bununla ilgili hedeflerini paylaştı."
"İKİ MOLEKÜLÜN İLAÇLARININ KOVİD-19 İÇİN KULLANILABİLİRLİĞİNİ KANITLADIK"
Geçen yıl mayıs ayında kamuoyuyla, ‘Türkiye ilacın etken maddesini ithal eden değil, kendisi üreten bir ülke olacak’ diye paylaştıklarını söyleyen Prof. Dr. Mandal, şunları kaydetti:
"Çünkü etken maddeyi ithal edemezseniz, siz hastalarınıza ilaç bulamazsınız. Bu kapsamda biz hammaddeden direkt başlayıp, etken maddenin üretildiği Favipiravir ilacı Haziran 2020 yılında ruhsatlandırılmıştı. Eş zamanlı olarak hala çalışmalar devam etti ve şu an henüz dünyada Kovid-19 tedavisinde kullanımı olmayan, başka hastalıklar için kullanımı olan 2 molekülün ilaçlarının Kovid-19 için kullanılabilirliğini kanıtladık. Bunlar için onay alındı. Bu haftadan itibaren de Faz 2 çalışmalarına başlanacak. Çünkü bunlar güvenilir ilaçlar. Faz2 çalışmalarından itibaren başlanılıp, ağustos ayı sonlarına kadar da inşallah kullanımına hazır hale getirilmesi planlanıyor."
"VİRÜSÜN 4 PROTEİN BÖLGESİNE BİRDEN HİTAP EDİYOR"
Geliştirilmekte olan ve yılsonunda Faz 3 aşamasının tamamlanması planlanan yerli aşının, diğer aşılara göre yenilikçi vurgulayan Prof. Dr. Mandal, "Dünyada VLP aşısı bizim dışımızda 3 tane daha var. Ama bizim yenilikçi yaklaşımımız şu; virüsün 4 protein bölgesine birden hitap ediyor. Dolayısıyla bu anlamda etkililiğinin daha yüksek olduğunu düşünüyoruz. Örneğin yine yenilikçi inaktif aşı dediğimiz zaman, inaktif aşı geleneksel aşı, ama içine katmış olduğumuz etkililiğini arttıran madde bu çalışmada ilk kez kullanılıyor. O anlamda yenilikçi. Adonevirüs tipi aşımızda yine kullandığımız tasarım kapsamında özellikle mutasyonların eş zamanlı yani hem Wuhan varyasyonuna hem İngiliz varyasyonuna hem, eğer izole edilebilirse, Güney Afrika varyasyonuna karşı eş zamanlı kullanılabilecek bir tasarımı var aşımızın. Dolayısıyla yenilikçilik boyutu dünyadaki benzer isimli olan aşılardan daha etkililiği yüksek olarak tasarlandığı için biz bunlara yenilikçi diyoruz. Tasarımı mutasyona karşı etkili olacak şekilde. Klinik öncesi çalışmalar da bunu doğruluyor. Ama tabii ki bunun kesin boyutunu klinik aşamalardaki çalışmalarla görmüş olacağız” şeklinde konuştu.
"BU ÜLKE KENDİ AŞILARINI DA, İLAÇLARINI DA GELİŞTİREBİLECEK YETKİNLİKTE"
Bilim adına son derece önemli bir merkezi Türkiye’ye kazandıracaklarını aktaran Prof. Dr. Mandal, “Aşı ve İlaç Geliştirme Merkezi, üretim değil, biz hücreden başlayıp, Faz çalışmaları dahi prototip ve pilot üretimin yapılabileceği bir tesisi Cumhurbaşkanımız 9 Ağustos 2020 tarihinde kamuoyuyla paylaşmıştı. Biz de o çalışmaların devamını hızlı bir şekilde getirdik. Şu an binamız bitti, GNB laboratuvarlarımız hazır hale geliyor. İçerisindeki donanımlar için siparişler verildi ve Ağustos 2021 yılında inşallah sadece buradaki araştırmacılar için değil, tüm Türkiye’deki araştırmacılar için, sadece Kovid-19 için değil diğer aşı ve ilaç geliştirme çalışmaları için de bir ilaç ve aşı geliştirme merkezini ülkemize kazandırmış olacağız. Ben tekrar bu süreçte gece gündüz bu laboratuvarlarda çalışan, Türkiye’deki araştırma merkezlerinde çalışan hocalarımız, bilim insanlarımıza, araştırmacılarımıza ve özellikle genç öğrencilerimize yürekten teşekkür ediyorum, emeklerine sağlık. Türk bilim insanlarına güvensinler. Bu ülke kendi aşılarını da, ilaçlarını da geliştirebilecek yetkinlikte. Biz de onun için hem heyecan içindeyiz hem de sorumluluk içindeyiz” ifadelerini kullandı.