'Gıda Kontrol Müfrezeleri kapatılmış'
Genelkurmay İstihbarat eski başkanı ve E. Korgeneral İsmail Hakkı Pekin Manisa'da yaşanan zehirlenme olayı ve çarelerini konuştuk
Öncelikle bu sistem 2002-2003’te başladı. Erlerin toplu olarak bulunduğu eğitim merkezlerinde. İstanbul Ankara gibi büyük garnizonlarda yemeklerin özel şirketler tarafından hazırlanması, dolayısıyla da askerlerin bu işlerle uğraşmamasıyla ilgili bir konu gündeme gelmişti.
Ben 2005 yılında Tümen Komutanıyken 4. Kolordu’da yemekler özel şirketler tarafından yapılıyordu. Önceyi anlatayım bizim bütün kışlalarımızda mutfak var ve o mutfakta erler yemek yer. Her mutfakta bir sivil aşçı bulunur. Sivil Aşçıyla beraber askere gelen erlerden aşçılık yapanlar sivil aşçının yanına yardımcı olarak verilir.
İki tür ihale vardır. Subayların satın alma komisyonları vardır. Bu satın alma komisyonları vasıtasıyla yaş sebze meyve ve merkezden alınmayan malzemeler alınır. Merkezi alımları Milli Savunma Bakanlığı İç Tedarik Daire Başkanlığı yapar. O da pirinç, fasulye gibi kuru yiyecekleri, etin ihalesini alır belirli zamanlarda birliğin deposuna teslim edilirdi. Diğer erzak günlük gelir Cumartesi Pazar erzakları Cuma’dan gelir ve bu gelen erzakı muayene komisyonu kontrol eder.
KONTROLÜ KOMUTAN YAPARDI
Muayene komisyonu gelen sebze ve meyveyi de kontrol eder çünkü hepsiyle ilgili teknik şartname hazırlanır. O teknik şartnamede portakalın boyu çapına kadar yazılır. Yanlış getirilmişse komisyon gerekirse reddeder. Geri gönderildikten sonra onun yerine yeni bir yemek listesi çıkartılır. Yemek listeleri de genellikle ordu tarafından hazırlanır. Yemek hazırlanır ve yemek hazırlandıktan sonra mutfağa 11.30 gibi garnizon komutanı gelir. Komutan tadar 1 buçuk saat sonra da yemek erlere verilir.
Bütün bu yemeklerden mutfakta özel kavanozlara numune alınır ve herhangi bir şey olduğu zaman ondan kontrol etmek için 24 saat boyunca saklanır.
Zaman zaman mutfakları Gıda kontrol müfrezeleri kontrol eder. Böyle bir yapı vardı. Bu yapıda tabi yemeklerin hazırlanması için erler çalışır. Her gün 40-50 er gider aşçının tarifine göre patates, patlıcan soyar. Onları buharlı kazanlarda pişirirler. Hem aldığımız malzemenin kalitesi hem de mutfağın hijyeni tamamen birlikler tarafından kontrol edilir.
Ben tugay komutanıyken mutfaktaki kazanlardan kendim yemekleri alır yemeği tadardım. Sonra bu sistem acemi birliklerinde, merkezi olan yerlerde Ankara, Manisa gibi yerlerde deneme başladı. Özel şirketlere verip bu işten silahlı kuvvetleri sıyıralım diye. Bence çok doğru bir yaklaşımdı ama yaklaşımın 2 ayağı var bunlardan bir tanesi Bu ihaleyi yapan Milli Savunma Bakanlığı’nın ihaleyi vereceği şirketin düzgün olması gerek. Bir de ücret önemli.
İKİ TÜR KONTROL VARDIR
Yemekleri biz yaptığımız zaman harcadığımız para çok cüzi bir paradır ama şirkete verdiğimiz zaman bu para biraz daha büyür. O paraya göre şirket kar edecek o para önemli. Bir de hangi şirkete verildiği ve sözleşmeye uyup uymadığı önemli. İki türlü kontrolü var bunun. Birinci kontrolü birlik komutanı tarafından yapılan kontrol. Orada yine mutfak nöbetçi astsubayı var mutfak nöbetçi astsubayı ortadan kalkmış değil. Birlik komutanının kontrolü ortadan kalkmış değil.
4. Kolordu Komutan Yardımcısıydım Mamak’taki kolorduda. 5000 kişilik yemekhane vardı ve yemekler özel şirket tarafından yapılırdı. Ben yine özel şirketin getirdiği yemeği kontrol ettirirdim. Tabaklara, çatallara, bulaşık makinesinin temizliğine bakardım ve yine gidip kazandan tadardım. Yani yemeğin hijyeninin, hazırlanış şeklinin, dağıtımının denetlenmesi lazım. Bu denetleme birlik komutanı tarafından yapılacak. Mutfakların kontrolü Gıda Kontrol Müfrezeleri tarafından yapılıyordu.
GIDA KONTROL MÜFREZELERİ KAPATILMIŞ
Şu anda Gıda Kontrol Müfrezelerinin işlevsiz kaldığını ya da bir kısmının kapatıldığını öğrendim.Bu iyi bir şey değil. Gıda Kontrol Müfrezesi kantinler dahil her şeyi kontrol edecek bir yer. İkincisi de üstten kontrol. Milli Savunma Bakanlığı’nın müfettişleri var. Tedarik bölge başkanlıkları var. Onlar bu yemekleri zaman zaman gelerek kontrol edebilir.
Yani bu iki başlı bir olay bir tanesi Milli Savunma Bakanlığı ve onun kontrolü, diğeri Kışla komutanı ve onun kontrolü.
Şu anlaşılıyor iki tarafta da sorun var. Aslında Manisa’daki olaydan sonra bu iş takip edilseydi o şirketle anlaşmaya son verilirdi.
MSB'NIN DEĞERLENDİRME YAPMASI LAZIM
Milli Savunma Bakanlığı’nın şimdi oturup düşünmesi lazım bu sistem iyi bir sistem mi? Tabi bu sistem Türkiye’nin her yerinde uygulanmıyor. Niye uygulanmıyor? Çünkü hudut birlikleri var. Doğu’da Güneydoğu’da terörle mücadele eden birlikler var. Her yerde uygulanan bir sistem değil. İkincisi birliklerin mutfakları kapatılmış değil. Birliklerin muharebede kullanılmak üzere seyyar fırınları var, seyyar mutfaklarımız var. Bunları zaman zaman çıkartıp kullanıyorlar ve bunlarda yemek yapıyorlar ayın belli günlerinde. Ama hudut birliklerinde diğer yerlerde birlikler kendi yemeğini kendisi yapıyor. Bu sistem bence iyi bir sistem. Bu sistemi hem iyi denetlerlerse hem ihaleyi iyi yaparlarsa yemek kalitesi iyi olur hem de silahlı kuvvetler bu işle uğraşmaz.
Silahlı kuvvetler uğraşırken de böyle şeyler oluyordu. Mesela ben Tugay komutanıyken deterjanı tam temizlememişler kazanda o kazanda muhallebi pişiriliyor. O kazandan muhallebi yiyen bütün erleri hastaneye taşıdık.
Bunlar her zaman olabiliyor. Bunların hepsinin neden kaynaklandığına bakmamız lazım, denetimin iyi yapılması lazım. Denetim iyi yapılırsa bu tip olaylar çok az olur. Ama hijyen şartları iyi değilse denetim yapılmazsa bu tip olaylar çok olur.
KONTROL OLMAZSA BU TÜR OLAYLAR OLUR
Öncelikle Milli Savunma Bakanlığı para konusunu gündeme getirmeli. Çünkü şirket ihaleye giriyor ve ihalede eksiltme yoluyla alıyor bunları. Ucuz kaldığı zaman da şirket kar etmek için hem yiyecekleri ucuza almaya çalışıyor hem de taşeron işçi çalıştırıyor. Bunların hepsinin sigortalı olması lazım. Hepsinin kontrol muayenelerinin yapılması lazım. Tüm bunları birlik komutanı kontrol eder. Eğer bunlar yapılmamışsa hata var demektir. Milli Savunma Bakanlığı’nın yapması gereken bu konuyu tekrar gözden geçirmek ve bir denetleme mekanizması kurmak. İkincisi birlik komutanının kontrol etmesi gerekiyor. Eğer bu kontroller düzgün işlemezse yani nasıl olsa bu işi siviller yapıyor biz bu işe karışmayalım gibi bir hava içine girildiyse bu tip zehirlenmeler olur.
Bence doğru bir sistem uygun bir sistem ama denetim mekanizmasının doğru işlemesi gerekiyor.
Malzemenin temininden pişirilmesi dağıtılması hatta bulaşıkların yıkanmasına kadar bütün bunların kontrolü yapılması lazım.
Önceki sistemde ilk komutan tadıyordu dediniz şuan bu uygulama devam ediyor mu?
Devam ediyor. Onlar hiç değişmedi bakın bunlar mutfak nöbetçisi subayın görevleri, kışla komutanının görevleri bunlar hiç değişmedi. Mutfak nöbetçi subayının mutfakta kalması lazım. En ufak bir şey gördüğünde kışla komutanını ya da birlik komutanını haberdar etmesi gerekiyor. Birlik komutanı bir şey gördüğü zaman bunu yukarıya kadar bildirmesi gerekiyor yani Milli Savunmaya kadar bildirilmesi gerekiyor. Şirketin sıkıştırılması bunlar uygun değil bu yemeği kabul etmiyoruz denmesi gerekiyor. Bunu demezsek o zaman denetim mekanizması yürümez İnsanlar belki de deme cesaretini gösteremiyorlar. Ya da tüm bu olaylardan sonra bu olmaz diye rapor tutmuyorlar. Bütün bu raporların tutulması lazım. Bunlar eksikse bu tip zehirlenmeler olur. Bu yemeğin kötü gelmesinden değil yemeğin hazırlanması sırasındaki hijyen şartlarından olabilir, temizlikten olabilir, kazanların karavanların temizlenmemiş olmasından olabilir şirketin getirdiği yemekten de olabilir. Yemekler zaten birliğin mutfağında yapılıyor şirket dışarıdan getirmiyor. Birliğin mutfağını özel şirket kullanıyor.
Eğitim kadar insanların sağlığını korumak da önemli. Erlere dağıtılan porsiyonlara bile dikkat edilmesi lazım bunların kontrolü yapılmazsa olmaz. Birlik komutanı Milli Savunma Bakanlığı ne de olsa şirkete vermiş bu şirket de getiriyor götürüyor geri kalanı beni ilgilendirmiyor diyemez askerlikte böyle bir şey yok. İç hizmet kanun ve yönetmeliği açık orada mutfaktaki nöbetçi subayın görevleri, kışla komutanının görevleri, birlik komutanının görevleri nedir tek tek yazar.
Tamer Cebeci/ Aydınlık