Batı Trakya kültürü Hamamönü'ne taşındı

YTB'nin Türkiye Bursları ile Ankara'da öğrenim gören Batı Trakyalı gençler, "Batı Trakya Kültür ve Tanıtım Günü" düzenledi.

Batı Trakya kültürü Hamamönü'ne taşındı

Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının (YTB) Türkiye Bursları ile başkentte öğrenim gören Batı Trakyalı gençler, Hamamönü'nde "Batı Trakya Kültür ve Tanıtım Günü" düzenledi.

YTB iş birliğiyle Türkiye Bursları Hamamönü Ofisi'nde düzenlenen, gün boyu sürecek etkinlikte fırında makarna "pastiçio", su, tuz ve un karışımının fırında pişirilmesinin ardından tereyağıyla tatlandırılan "kaşnika", ince iki yufka arasına pirinç ve patates harcı konularak fırında pişirilen "klin", Kavala kurabiyesi ve Gümülcine kahvesi gibi Batı Trakya mutfağına özgü yiyecek ve içeceklerin sunumu yapıldı.

Etkinlikte yöresel kıyafetler, kültürel ürün ve eşyalar da sergilendi.

- Batı Trakya'yı kitaplarında anlattı

Açılış törenine Batı Trakya'dan gelen, "Sabahsız Geceler", "Aşk ve Göç", "Benim Güzel Öykülerim" kitaplarının yazarı Vildan Serdar, sözlerine "Anavatanımın kalbinde olmak benim için çok güzel bir duygu. Özellikle böylesine müstesna bir etkinliğe bir yazar olarak Batı Trakyamı temsilen katılıyor olmam son derece onur verici." diyerek başladı.

Kitaplarının doğuş hikayesini anlatan Serdar, çocukluğunda aile büyüklerinden duyduğu muhacirlik dönemi anılarının eserlerinde büyük iz bıraktığını belirtti.

Anne ve babasının yokluk mücadelelerini çocuk yaşta fark ettiğini anlatan Serdar, "Dedem ve ninem de evimizin alt katında otururdu. Onlara koşar gider, bir dokunur, bin ah işitirdim. 'Siz cennette yaşarsınız da kadir kıymet bilmezsiniz.' derlerdi bana. İki kere Bulgar girdi bu topraklara. Bizim neler çektiğimizi bir Allah bilir kızanım.' derlerdi." şeklinde konuştu.

Büyüklerinden dinlediği anıların etkisiyle tarihe ilgi duyduğunu ve kaynakları taradığını dile getiren Serdar, "Yaşlılarımızın 'Birinci Bulgar Girişimi' dediği katran karası dönemin Balkan Harbi'nin patlak verdiği 1912'li yıllar olduğunu, 'İkinci Bulgar Harbi' diye bahsedilen dönemin ise İkinci Dünya Savaşı esnasında İtalyan, Alman ve Bulgarların Osmanlı'nın mirasından pay almak için nasıl Batı Trakya'da sahneye çıktıklarını öğrendim." ifadelerini kullandı.

Batı Trakya ve Rumeli topraklarından ayrılmak zorunda kalanların yollarda haydutlarla, Sırp, Yunan ve Bulgar komitacılarla ve salgın hastalıklarla mücadelesinin de kendisini çok etkilediğine dikkati çeken Serdar, kaleme aldığı, göç yolunda üç çocuğunu kaybeden "Ayşe Gelin"in hikayesini gözyaşları içinde anlattı.

"Gönül coğrafyamızın en önemli kısmı Batı Trakya"

YTB Başkan Yardımcısı Hüseyin Gündoğar da yazar Serdar'ın anlattığı hikayenin 650 bin göçmenin hikayesinden sadece biri olduğuna dikkati çekerek, "Sadece 650 bin göçmen değil, bu vatanda ne kadar insanımız varsa her birinin ayrı ayrı acı bir hikayesi var. Bu vatanın toprakları çok geniş. Gönlü ise topraklarından da geniş. 'Gönül coğrafyası' dediğimiz coğrafyanın en önemli kısmını da Balkanlar ve Batı Trakya oluşturuyor." diye konuştu.

Türkiye'nin, Batı Trakya'daki soydaşlarının sorunlarıyla ilgilenmeyi öncelikleri arasında tuttuğunu ve onlara destek olmak için elinden geleni yaptığını vurgulayan Gündoğar, şunları kaydetti:

"Bunlardan biri de Türkiye Bursları. Türkiye Bursları'ndan önce 'Büyük Öğrenci Projesi'nde, daha önce de devletimizin vermiş olduğu bursların Balkanlar'daki, Batı Trakya'daki soydaşlarımıza verildiğini biliyoruz. İlk burslularımızın onlar olduğunu görüyoruz."

Gündoğar, YTB'nin, Balkanlar'dan Türkiye Bursları'na başvuranlarla yaptığı mülakatlarda adayların, Batı Trakya toplumuna katkılarını gözettiğini belirterek, "Batı Trakya Öğrenciler Birliği ve Ankara Şubesi'nin faaliyetlerini çok önemsiyoruz. Sizin buradaki birlikteliğiniz Batı Trakya için de çok önemli bir birliktelik haline gelecek. İnşallah hep beraber bundan sonra da birlikte güzel projeler yürüteceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Tören, Gündoğar'ın, Serdar'a hediye takdimiyle sona erdi.

ankara tanıtım Kültür batı trakya hamamönü