Sinciang Uygur Özerk Bölgesi Başkan Yardımcısı Erkin Tuniyaz, Aydınlık'a konuştu: Terörü yendik halk mutlu

Çin’in Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nin iki numaralı yöneticisi olan Uygur asıllı Erkin Tuniyaz, Türkiye’deydi. Tuniyaz, anlamlı bir günde, ÇKP’nin 98. kuruluş yıldönümünün kutlandığı 1 Temmuz günü, Aydınlık'ın sorularını yanıtladı

SinciangUygur Özerk Bölgesi’nde 30, hatta 31 aydır herhangi bir terör olayının yaşanmadığını söyleyebiliriz. Sinciang’da halk mutlu ve kendini güvende hissediyor. Yönetime güveniyor. Mesleki eğitim merkezinde bulunan insanların çoğu topluma geri kazandırıldı. Bunların yüzde 60’ı kendi işlerini kurdular. Bu kişilerin desteklenmesi de bizim hükümet politikamız’

Çin’in Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nin iki numaralı yöneticisi olan Uygur asıllı Erkin Tuniyaz, Türkiye’deydi. Tuniyaz, anlamlı bir günde, ÇKP’nin 98. Kuruluş yıldönümünün kutlandığı 1 Temmuz günü, Aydınlık'ın sorularını yanıtladı.

Tuniyaz, Çin İstanbul Başkonsolosluğu’nda yaptığımız söyleşinin başında, “Öncelikle Aydınlık Gazetesine, Sinciang’a verdiğiniz destek ve gösterdiğiniz ilgiden ötürü teşekkür etmek istiyorum. Uzun süredir Sinciang’ın gelişimini, değişimini ve toplumsal istikrarını yansıttığınız doğru ve gerçek haberleri yayınladığınız için” dedi.

Tuniyaz, bir Çin atasözüne gönderme yaptı: “Ayakkabı uygun mudur, değil midir, bunu ayaklar bilir.” Sinciang’da durum nasıl, bunu ancak orada yaşayan 25 milyonluk halk bilir. Söz hakkı onlardadır.

Erkin Tuniyaz’ın, Aydınlık'ın sorularına verdiği yanıtları özetleyerek sunuyoruz. Söz hakkı, Sinciang’ın Uygur kökenli yöneticisinde:

‘31 AYDIR TERÖR YOK’

- Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek’in Şubat 2019’da Urumçi’de katıldığı uluslararası ‘Çin‘in etnik politikası/ Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygulama ve Başarılar’ başlıklı toplantıda, Sinciang Uygur Bölgesi’nde 25 aydır terör saldırısı olmadığı belirtilmişti. Şimdi durum nedir?

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile Sinciang’da görüşmüştük. Bu gelişimde de iki gün önce çok verimli ve derin boyutlu bir görüş alışverişinde bulunduk. Doğu Perinçek, Türkiye ve Çin arasındaki dostluğa en büyük katkıda bulunan çok seçkin bir lider.

Yeni bir rakam vermek istiyorum size. Dediğiniz gibi 25 aydır hiçbir terör olayı yaşanmamıştı bölgemizde. Şimdi 30, hatta 31 aydır herhangi bir terör olayının yaşanmadığını söyleyebiliriz. Sinciang Uygur Özerk

Bölgesi’nin şu anda durumu iyi. Kamu güvenliğini tehdit eden olaylarda ciddi bir düşüş yaşandı. Sinciang’da halk mutlu ve kendini güvende hissediyor. Yönetime güveniyor.

Terörizm, şeriatçılık ve etnik bölücülük: biz bunlara üçlü çete diyoruz. 1990’lı yıllardan 2016 yılına kadar ülkemizde binlerce terör olayı meydana gelmiştir. Yangınlar çıkarıldı, katliamlar yapıldı, bombalar patlatıldı, karakollara saldırıldı. Sinciang halkı mağdur edildi ve zarar gördü. Yaşanan mali zararı tahmin dahi edemiyoruz.

Söz konusu terör olaylarına, Sinciang’da yaşayan tüm etnik gruplar karşı çıktı. Biz de teröre karşı etkin bir mücadele yürüttük. Çin’in gerçek durumuna dayanarak, halklarımızın temel çıkarlarından yola çıkarak, derin çelişkileri çözmeye çalıştık. Şunu söyleyebilirim, teröre karşı Sinciang’daki halkın çıkarlarını savunduk. Bizim izlediğimiz yöntemler ve politikalar, Birleşmiş Milletler’in terörle mücadelede uluslararası işbirliği anlaşmasına uygundur.

Fakat halkımızın eğitimsiz ve köylerde yaşayan bir kesimi bu üçlü çete tarafından kışkırtıldı ve bazı radikal düşünceleri benimsedi, hatta bazı örgütlere katıldı. Bu tür hatalara düşen fakat suç işlemeyenlere yönelik, eğitimlerle onları topluma yeniden kazandırmaya çalışıyoruz. Kurduğumuz mesleki eğitim merkezlerinde bunu yaptık.

‘TÜRKİYE’DEKİ BÖLÜCÜLER HÜKÜMETİ YANLIŞ YÖNLENDİRİYOR’

-Türkiye’de yaygın olarak, terörle mücadele sırasında teröre karışmayan sıradan Uygurların özgürlüklerinin ve haklarının kısıtlandığı eleştirisi yapılıyor. Batı basınında (ABD ve Avrupa) bununla ilgili çeşitli yayınlar yapılıyor. Terörizmle mücadele sırasında güvenlik güçlerinin aşırılıklarını önlemek konusunda Uygur Özerk Bölgesi nasıl bir yöntem izliyor?

Bizim terörle ve gericilikle mücadele konusunda öncelikli hassasiyetimiz her zaman halkın çıkarı, insan hakları ve özgürlüklerini korumak olmuştur. Benimsediğimiz yöntemler Çin yasalarına ve uluslararası hukuka uygundur.

Batı’da bazı ülkelerin, medya kuruluşlarının ve sivil toplum örgütlerinin iddiaları yalandır. Eğitim yoluyla suç işlenmesini engelleme çalışmalarımızı veya insanları topluma geri kazanma faaliyetlerimizi karalamaya çalışıyorlar. Müslüman halkın haklarını ihlal ettiğimizi iddia ediyorlar, mesleki eğitim merkezlerini de ‘toplama kampı’ diye karalamaya çalışıyorlar. Bunlar açıkça beyaza siyah diyorlar. Şunu sormak istiyorum; geçmişte Sinciang halkı şeriatçı baskılara ve terörizme maruz kaldığında Batı ülkeleri neredeydi? Herhangi bir şey söylediler mi? Tam da şimdi, uyguladığımız yöntemlerle başarılar kazanmışken ve Sinciang’daki tüm halklar mutluluğa kavuşmuşken Batılı bazı ülkelerin bu söylemleri başladı. Yalan söylüyorlar.

Türkiye’de de maalesef bazı bölücü örgütler mevcuttur. Onlar da Batı medyasının söylemlerinin takipçisidirler. Türk toplumunu ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini yanlış yönlendirmeye çalışıyorlar. Onların hedefi Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’ni karıştırmak ve Çin’den koparmak. Bu kesinlikle bir gündüz rüyasıdır. Sinciang’ın tüm halkları kesinlikle buna karşı çıkmaktadır.

Çin’de şöyle bir atasözü var: “Ayakkabı uygun mudur, değil midir, bunu ayaklar bilir.” Sinciang’da durum nasıl, bunu ancak orada yaşayan 25 milyonluk halk bilir. Söz hakkı onlardadır.

Sizin medya grubunuz Aydınlık gazetesi ve Ulusal Kanal, hep Çin ile Türkiye arasındaki dostça ilişkilere katkıda bulunuyor. Bunu takdir ediyorum. Umuyorum ki Batı medyasının yalanlarına karşı daha fazla doğru haber yapabilirsiniz.

Türkiye’de birçok Sinciang kökenli Çinli yaşıyor. Dün akşam onların bazı temsilcileriyle bir araya geldik. Türkiye’de yaşamaktan çok mutlular. Türk Hükümetine teşekkür ediyorlar, gereken ilgiyi ve desteği gösterdiği için.

‘EĞİTİM, TERÖRLE MÜCADELEDE ÖNLEYİCİ TEDBİRDİR’

-Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nde başarıyla uygulanan mesleki eğitim ve aydınlatma kamplarının sonucunda kaç kişiye meslek kazandırıldı, kaç kişiye istihdam sağlandı, kaç reşit olmayan genç kız ikinci eş olmaktan kurtarıldı?

Biz terörle mücadelede önleyici tedbirleri tercih ediyoruz. Bazen yumuşak, bazen sert yöntemlerle. Bazı insanları mesleki eğitim merkezine gönderiyoruz. Bunu açıklayayım. Şeriatçı ve terörist faaliyet yürütenler tarafından kışkırtılan ve ikna edilen, hatta bazı olaylara karışan ama suç işlememiş olan kimseleri eğitim yoluyla topluma yeniden kazandırıyoruz. Hüküm giyenler ve tutuklu olanlar ise cezalarını tamamladıktan sonra değerlendirmeye tabi tutuluyorlar. Bu değerlendirme sonucunda bu kişiler ya topluma yeniden kazandırılmış oluyorlar, ya da mesleki eğitim merkezine yönlendirilerek bir meslek edindirdikten sonra topluma kazandırılıyorlar.

Mesleki eğitim merkezlerimiz Çin yasalarına göre kurulmuştur. Tıpkı üniversite gibi, ders kitapları, öğretmenleri ve yurtları vardır. Orada bulunan öğrencilerin haklarına da son derece saygı gösterilmektedir. Örneğin, izin alarak evlerine gidebilirler. Bu merkezlerde ne öğretildiğine gelirsek; birincisi bizim milli dilimizi yani Çinceyi öğreniyorlar. İkincisi temel hukuk bilgisi ediniyorlar. Son olarak da bir meslek öğreniyorlar. Bu üç ana eğitim konusunun temel amacı vatandaşlarımızı radikal düşüncelerden kurtarmaktır.

Büyük verim aldık bugüne kadar. Mesleki eğitim merkezinde bulunan insanların çoğu topluma geri kazandırıldı. Bunların yüzde 60’ı kendi işlerini kurdular. Bu kişilerin desteklenmesi de bizim hükümet politikamız. Geri kalanlar ise ikamet ettikleri bölgelerde kurduğumuz fabrikalarda çalışıyorlar.

Mesleki eğitim merkezlerinden geçen vatandaşlarımızın, geçmişte ‘üçlü çetenin’ etkisinde kalmaktan ve aşırıcı düşünceleri benimsemekten ötürü pişmanlık yaşadığını da belirtmeliyim. Geçmişte Çince konuşmaya ve yazmaya karşı çıkıyorlardı, ama artık bu değişti. Tam bir vatandaşlık eğitimi de aldılar.

Bu arada kadınlara, çocuklara ve engellilere çok daha fazla önem veriyoruz. Elbise tasarımı, aşçılık, berberlik gibi meslekleri seçebiliyorlar. Mezun olduktan sonra istihdam edilmeleri konusunda da özel politikalarımız var.

Size bir örnek, Turfan’da yaşayan, 37 yaşındaki Mihrigül. Mesleki eğitim merkezinden mezun olanlardan biri. El sanatlarına çok meraklıydı ve mezun olduktan sonra kendi işini kurdu. Kendi evinde geleneksel köy turizmine yönelik bir iş kurdu. Konaklama ve yemek hizmeti veriyor burada. El işi eserler üretiyor ve satıyor. Ayda 3 bin-4 bin Renminbi (Çin para birimi, RMB) dolayında geliri var.

DOST AİLE PROGRAMI

-Çin Devlet Başkanı Xi Jinping Mart 2017'daki Ulusal Halk Meclisi toplantısında Sinciang’da ‘Çelikten bir Çin seddi’ inşa edileceğini açıklamıştı. Çin Komünist Partisi’nin önderliğinde değişik milliyetlerden Sinciang halkının bu seddi oluşturacağını söyledi. ‘Çelik Çin Seddi’ inşa edildi mi? Bu inşa sırasında ÇKP Sinciang’da kaç yeni üye kazandı?

ÇKP’nin 19. Kurultay raporunda; Çin’in doğu, batı, kuzey, güney ve orta bölgesindeki gelişimin, siyasi, ekonomik, toplumsal ve akademik alanlardaki faaliyetlerin tamamının ÇKP’nin liderliğinde yürütüleceği kararı verilmiştir. Sinciang’da halkın kalbini kazanmak, yaşam koşullarını daha iyi hale getirmek, yoksullukla mücadele etmek ve milli birlik çalışmalarını ileriye taşımak adına çok önemli uygulamalarımız oldu.

78 bin Parti üyemiz, Sinciang’da köylerde mahalli idareci olarak görev aldılar. Bir önemli uygulamayı anlatmak istiyorum. Milli birliği sağlamak için, aile sorumluluğu programını uyguladık. ‘Dost aile’ programı kapsamında 1.12 milyon kamu çalışanı, toplamda 1,69 milyon vatandaşımız dost aile bağı kurdular. Yılda 5-6 defa bir araya geliniyor ve yaşanan problemleri çözmeye çalışıyorlar. Bu çalışmalarda 1.4 milyon insanın sorununa çözüm bulundu. Bunlar sağlık hizmetlerine ulaşmayı kolaylaştırma, okula yerleştirme, iş bulma, aileler arasındaki anlaşmazlıkları çözme, hatta karı koca arasındaki sorunların çözümü konusunda yol gösterme gibi hizmetler. Halkın huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşaması için ciddi çaba gösteriliyor.

‘ŞERİATÇILIĞA VE TERÖRE KARŞI ORTAK MÜCADELE EDELİM’

-2017 yılında uygulamaya konulan aşırılıkla mücadele politikasının sonucunda Türk gıda ürünlerinin Sinciang Uygur bölgesine satışı neredeyse durdu ve Türkiye’den Sinciang’a turistik amaçla seyahat kısıtlandı. Bu konuda önümüzdeki dönemde bir gelişme olacak mı? Türkiye’ye bir çağrınız olacak mı?

Türkiye ve Çin arasında 2010 yılından itibaren stratejik işbirliği başladı ve büyük fırsatlar dönemine girildi. Geçen ay Tacikistan’da, devlet başkanımız Sayın Xi Jinping, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la görüştü. Bugün de Pekin’de görüşecekler. Türkiye, ÇHC’nin başlattığı Kuşak-Yol İnisiyatifine en başından itibaren destek verdi. Önümüzdeki dönemde de ilişkilerin çok gelişeceğine inanıyorum.

Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nin dışa açılma politikası devam ediyor. Tabi son yıllarda, ‘üçlü çeteye’ karşı mücadelenin halkın yaşam koşullarına maalesef bazı olumsuz etkileri oldu. Türkiye ile olan dostluk ilişkimiz de maalesef olumsuz etkilendi bu süreçte. İki halk arasındaki temas ve işbirliği biraz kısıtlandı.

Buna rağmen şu rakamları verebiliyorum: 2018 yılında Sinciang Uygur Özerk Bölgesi ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi 73 milyon dolara ulaşmış. 2017 yılına göre, yüzde 31 oranında bir artış sağlanmış. Bu yılın ilk dört ayında ise Türkiye’den ithal edilen ürünlerin hacmi 5.87 milyon dolara ulaştı. Bu rakam, yüzde 56,7’lik bir yükseliş anlamına gelmektedir. Sinciang’dan şirketler iş yapmak için Türkiye’ye gelmekte, Türk firmalar da Sinciang’a gelmektedirler.

İnanıyorum ki, Sinciang’daki durumun istikrar kazanmasıyla beraber, iki ülke arasındaki işbirliğinin gelişmesi için büyük fırsatlar doğacak. Sinciang Uygur Özerk Bölgesi, Türkiye ile ekonomik, kültürel ve turizm alanında işbirliğini geliştirmek istiyor. Şu anda Pekin’de gerçekleşen görüşmeler, bu sürece ivme kazandıracaktır.

Son söz olarak; birlik ve istikrar uğurdur, şeriatçılık ve terör ise felakettir. Türkiye ve Çin şeriatçılık ve bölücülüğe karşı mücadelede işbirliğini arttırmalıdır.

GENÇLİK ÖRGÜTÜNDEN GELİYOR

Etnik olarak Uygur olan Erkin Tuniyaz, Aralık 1961'de Sinciang, Aksu'da doğdu. Hukuk Teorisi ve Ekonomi-Politik Yüksek Lisans derecesine sahip.

Erkin Tuniyaz, 2016 yılından bu yana ÇKP Sinciang Merkez Örgütü’nün Daimi Komite üyesi. Tuniyaz, Sincan Uygur Özerk Bölgesi Başkan Yardımcılığını 2008 yılından beri yürütüyor. Aynı zamanda Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi yedek üyesi olan Tuniyaz, 17. Çin Ulusal Halk Meclisi’nde milletvekili olarak görev yapıyor.

Parti yöneticiliğine 1983 yılında Çin Komünist Gençlik Birliği Changji Normal Yüksek Okulu Komite Sekreteri olarak başlayan Erkin Tuniyaz, bu görevi 1991’e kadar sürdürdü. 1991- 1992 yıllarında, Sinciang İnsan Kaynakları Bölümü Müdür Yardımcısı. Ardından ÇKP Sinciang Merkez Örgütü Örgütlenme Bölümünde şef yardımcısı oldu. Daha sonra şeflik ve bölüm merkez kadrosu görevlerine yükselen Tuniyaz, Örgütlenme’deki görevlerini 1999 yılına kadar sürdürdü. 1999-2005 yılları arasında Tuniyaz, ÇKP Sinciang Merkez Örgütü Örgütlenme Bölümü Başkan Vekili. 2005- 2008 yılları arasında ÇKP Hotan Vilayet Komitesi Sekreteri, Hotan Yerel Hükümet Komiseri. 2008 yılından sonra Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Başkan Yardımcısı.

‘TERÖRLE MÜCADELEDE DÖRT İLKEMİZ’

Erkin Tuniyaz: “Bizim terörle mücadele konusunda dört ilkemiz var. Birincisi bu mücadeleyi insan haklarına bağlı kalarak yürütüyoruz. İkincisi, terörle mücadelede bölge, din ve etnik köken ayrımı yapmıyoruz. Teröristi herhangi bir bölgeye, etnik kökene ya da dinsel inanca göre değerlendirmiyoruz. Üçüncüsü terörle mücadelede önleyici yöntemleri uygulayarak terör olayını olmadan engellemeye çalışıyoruz. Tedbirlerimiz duruma göre bazen yumuşak, bazen sert olabiliyor. Dördüncüsü ise güvenlik ile ekonomik gelişme arasındaki dengeyi korumayı gözetiyoruz ve toplumsal istikrarı esas alıyoruz.”

DOĞU TÜRKİSTAN İSLAMİ HAREKETİ'NE İZİN VERİLMEMELİ

Erkin Tuniyaz: “Şunu da gözümüzden kaçırmamamız lazım, birçok bölücü Doğu Türkistan örgütü Türkiye’de faaliyette bulunmaktadır. Onların hedefi Sinciang’ı Çin’den koparmak. Aralarında özellikle radikal bir örgüt var, Doğu Türkistan İslami Hareketi, onlar gerçekten Çin’e karşı terörist ve bölücü faaliyetler yürütmektedir. Umuyorum ki Türk dostlarımız bu gerçeklerin farkındadırlar. Türkiye ve Çin arasındaki güzel dostluğu ve ilişkilerin gelişme eğilimini bozmayalım.”

‘SİNCİANG HALKI TERÖRE KARŞI KENETLENDİ’

ÇKP’nin Sinciang’daki inşasına gelirsek, 2016 yılının Eylül ayından bugüne, ÇKP’nin 11 bin temel örgütünü oluşturduk. Bu süreçte 100 bin yeni üye kaydettik. Yeni üyelerin yüzde 60’ı azınlıklara mensup.

1 Temmuz çok anlamlı, ÇKP’nin 98. kuruluş (1921) yıldönümü. Bugün 90 milyon üyemiz var. 98 yıllık geçmişiyle ÇKP çok başarılı olmuştur.

Çin’de şöyle bir atasözü vardır: “Fare sokaktan geçerken, herkes kalkıp ona saldırır.” Bugün Sinciang’da terörle ve şeriatçılarla mücadele konusunda tüm halk ayakta ve bu mücadeleye destek veriyor. Sinciang halkı bir bütün olarak ‘üçlü çeteye’ karşı mücadele ediyor.

‘HÜKÜMET EKONOMİDE SEFERBER OLDU’

Bu yıl Çin Halk Cumhuriyeti’nin 70. kuruluş yıldönümü ve 70 yıldır Çin Hükümeti, Sinciang’ın gelişmesine büyük önem vermektedir. Son iki yılda bu destek daha da artmış bulunuyor. Nitekim bugün Sinciang’da hiç görülmemiş bir ekonomik ve toplumsal gelişme meydana gelmiştir. Özellikle ÇKP’nin 18. Kongresi’nden sonra, Devlet Başkanımız Xi Jinping önderliğinde merkezi hükümet, gerekirse tüm Çin’in ekonomik gücünü seferber ederek, Sinciang için istihdam ve sermaye yaratma kararı aldı. Bu destekler sayesinde bugünkü değişimler yaşandı.

Tunç Akkoç

Aydınlık

uygur aydınlık sinciang