İthal hayvanlarda "bilinçsiz melezleme" uyarısı
ÇÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Koluman, "İthal hayvanlarla bilinçsiz melezleme yapan üretici, ölümler ve sakat doğular nedeniyle elindeki sermayenin de kısa vadede yok olmasına sebep oluyor" dedi.
Hayvan ithalatının ardından yerli üreticinin bilinçsiz melezleme merakı nedeniyle yaşanan ölümler ve sakat doğumlar, hayvancılık sektörünü olumsuz etkiliyor.
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazan Koluman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının canlı hayvan ithalatına izin vermesiyle yurda giren besi hayvanlarının yerli üreticiler tarafından yetiştirilmeye başlandığını söyledi.
İthal hayvancılıkta hayvanın adaptasyon yeteneği ile et ve süt veriminin çok önemli olduğuna işaret eden Koluman, bu hayvanları ithal edecek kişilerin, hayvan ırklarını seçerken mutlaka yaşayacakları yeri ve yetiştiricilik türü göz önüne almalarını istedi.
Koluman, aksi durumda hayvanın ilk önce sağlığının daha sonra da veriminin bu durumdan olumsuz etkileneceğine işaret etti.
Ülke hayvancılığını geliştirmek adına yapılan çalışmanın heba olmaması için sektördeki tüm paydaşlara önemli görev düştüğünü ifade eden Koluman, "İthalatından itibaren iki yıl boyunca satılması yasak olan bu hayvanlar, bazı yerli üreticilerin elinde bilinçsiz melezleme tehdidi ile karşı karşıya. Uzun yılların birikimi ve araştırma gerektiren melezleme işlemini kısa vadede daha fazla kar elde etmek için yapan bilinçsiz üretici, ölümler ve sakat doğumlar nedeniyle elindeki sermayenin de kısa vadede yok olmasına sebep oluyor." diye konuştu.
Yerli ırkta tiftik verimi kaybedildi
Koluman, bilinçsiz melezleme merakının sektörün "kanayan yarası" olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Melezleme merakı gen kaynaklarına zarar veriyor. Bizim yerli Ankara keçimiz vardı. Yetiştirici, bu hayvanın tiftiğini satamadığı, tiftiğin işlenmiş halini de tekstilde değerlendiremediği için tiftik keçisini et verimini artırmaya yönelik olarak kendi yerli hayvanlarıyla melezlemiş. Hayvanın canlı ağırlığını artırmak isterken şu anda biz maalesef bu kadar değerli olan yerli gen kaynağımızın, tiftik verimini, kalitesini düşürmüşüz. Bu bizim için milli bir değer. Tekstil için son derece önemli, katma değeri yüksek olan tiftikte şu anda dünyanın liderliğini İngiltere, ABD ve Güney Afrika yapıyor. Büyük kar elde ediyorlar. Bizim bunu tekrar eski haline getirmemiz için yıllarca çalışmamız gerekiyor. Bu, zaman ve para kaybı."
Koluman, sektörün iyileştirilmesi için ithal edilen hayvanları da bekleyen en büyük tehdidin üreticinin bilinçsiz melezleme merakı olduğunu dile getirdi.
Bilinçsiz şekilde melezlenen türlerde uyumsuz gen dizilimi, başta verim ve yaşam süresi olmak üzere işletme karlılığı için gerekli unsurların ortadan kalkmasına neden olduğunu ifade eden Koluman, şunları kaydetti:
"Siz orada gen dizilimini manipüle ediyorsunuz. Hiç dikkat etmeden bir genin yerini başka bir genle değiştiriyorsunuz. Siz et verimini iyileştirmeye çalışırken mevcut et, süt verimi geriliyor. Çok kolay bir şekilde hayvanın bölge koşullarına adaptasyon sağlayacak mekanizmalarını kaybetmesine neden olabiliyorsunuz. Hayvanın genetik yapısıyla bilinçsizce oynarsanız hayvan bunu çok hızlı bir şekilde cevaplar. Bir sonraki nesilde hayvan ölümleri başlar. Başka bir şeyleri tetiklerseniz hayvanda hastalık olabilir, genetik yapı bozukluğu hatta insana zarar verebilecek etkiler bile ortaya çıkabiliyor. Bu durum ithalat için yurt dışına ödenen milyonlarca doların heba olması kadar ekonomiye beklenen katkının sağlanamaması, dolayısıyla sektörün gelişiminde vakit kaybı yaşatıyor. Bakanlık, birliklere çok önemli görev düşüyor. İthal edilen hayvanlarda en azından kontrollü melezleme yapılmasına yardımcı olmalı, bilinçsiz melezleme çalışmasına karşı yaptırım olmalı. Bu hayvanlar tamamen kontrol altında tutulmalı."