5 bin yıllık keçe işleme sanatını yaşatmak için yollarda
Devlet sanatçısı Gülay Bilge, Anadolu'da yüz yıllardır kullanıldığı bilinen ve insanların günlük hayatlarının vazgeçilmezlerinden keçe işleme sanatını yaşatmak için yurdun dört bir yanına gidiyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığında görevli DevletSanatçısı Gülay Bilge, yaklaşık 5 bin yıllık geçmişe sahip keçeişleme sanatını yaşatmak için gece gündüz demeden Türkiye'nin farklı şehirlerini dolaşıyor.
Anadolu'da yüzlerce yıldır kullanıldığı bilinen ve milattan önce 3 bin yıllarından beri icra edildiği tahmin edilen keçe işleme sanatı, günümüzde kaybolmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer alıyor.
Gelişen teknoloji ve tekstil ekipmanlarının yaygınlaşmasıyla neredeyse yok denilecek kadar az kalan keçe işlemeciliği, Türkiye'nin farklı şehirlerindeki son keçe ustalarınca yaşatılmaya çalışılıyor.
Devlet sanatçısı Gülay Bilge, geçmişte neredeyse tüm Anadolu halkının geçimini sağladığı koyunlardan elde edilen yünlerin ısı, nem, sabun, yağ ve asit yardımıyla basınç altında farklı motifler verilerek birbirlerine kenetlenmeleriyle yapılan keçenin tarihin tozlu sayfalarına karışmaması için mücadele ediyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığında görevli olan Bilge, adım adım gezdiği Anadolu'nun farklı şehirlerinde keçeyle farklı ürünler yaparak keçe işleme sanatını gelecek kuşaklara aktarmayı amaçlıyor.
Gülay Bilge, AA muhabirine, keçe kültürünü tanıtmak ve gelecek nesillere aktarmak için her ay farklı yerleşim yerlerinde sergiler açtığını söyledi.
Bu kültürün yaşatılması için eğitimler verdiğini ve her ay farklı şehirlerde keçenin tanıtımını yaptığını anlatan Bilge, "Bu bizim ata kültürümüz, unutturmamamız lazım. Keçe, Orta Asya'dan, milattan önce 3 bin yıllardan başlayarak günümüze gelen kültürdür. Bu nedenle keçe işleme sanatını öğrencilere öğretmemiz, halka sevdirmemiz lazım." dedi.
Bilge, keçe işleme sanatını insanlara sevdirirken üretilen ürünleri günün koşullarına uyarladığını aktararak, "Keçeyi daha kolay kullanılır hale getirip bu sanatı insanlara öğretmeye gayret ediyorum. Çünkü, kepenek olarak bilinen bir keçenin kullanım alanı çok kısıtlı ve fazla tanınmıyor ama biz bunu Anadolu motifleri işleyerek daha kullanışlı bir vaziyete getirdiğimizde seviliyor ve çok büyük ilgi görüyor. Bu yolu izleyerek keçeyi tanıtmaya çalışıyorum." diye konuştu.
"Anadolu kültürünü yansıtan motifleri kullanıyoruz"
Giyim malzemelerinin yanı sıra kilim ve paspas gibi malzemeler başta olmak üzere birçok farklı eser yaptıklarını belirten Bilge, şöyle devam etti:
"Keçe özellikle kilim olarak ve giyim malzemesi olarak birçok kişiden ilgi görüyor. Orta Asya'da keçeden çadırlarda, eyerler, çizmeler ve birçok malzeme ile giyim eşyası yapılmıştır. Atalarımız Orta Asya'dan Anadolu'ya geldiğinde bu kültürü de beraberlerinde getirmiştir. Anadolu'da insanlar giyim, barınak ihtiyaçlarında keçeyi kullanmıştır. Biz burada daha çok Anadolu kültürünü yansıtan motifleri kilimlerde ve diğer yaptığımız ürünlerde kullanıyoruz. Yani her yörenin kendine özgü, kendi geliştirdikleri motifleri var. Mesela bizim sungurlu, bitirak, bereket dediğimiz motiflerimiz var. Bunların her biri bir anlam taşıyor ve bizim keçelerimize, kilimlerimize yansıyor."
"Elektriği ve stresi alma gibi bir özelliği var"
Evlerde keçe bulunmasının ve insanların gününü keçeyle geçirmesinin rahatlatıcı özelliği olduğunu aktaran Bilge, şu bilgileri paylaştı:
"Keçenin ham maddesi yündür. Yünün insan üzerindeki elektriği ve stresi alma özelliği var. Siz yünle yapılmış ürünü kullanırken aynı zamanda pozitif enerji de almış oluyorsunuz. Bu sanatı kullanılabilecek her eşya ve kıyafette yapmak istedim. Rahatlıkla keçeden yapılan kıyafeti şal, eldiven, patik ya da bir başka kıyafet olarak giyebiliyorum, insanlar da giyebilir."
Bilge, sanatını severek yaptığını belirterek, "Bu işi severek yapıyorum ve sevdirmeye çalışıyorum. Bu sanatın tanınması için uluslararası sergilere, festivallere de katılıyorum. Keçe sanatını yurt içi ve yurt dışında tanıtmak için çalışıyorum." dedi.