Ankara Güvenpark'taki terör saldırısıyla ilgili yeni dava

Ankara Kızılay'daki Güvenpark otobüs duraklarında 13 Mart 2016'da bomba yüklü otomobille düzenlenen ve 36 kişinin hayatını kaybettiği, 344 kişinin yaralandığı terör saldırısıyla ilgili iki kişi hakkında daha dava açıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanın iddianamesinde, Ferit Ak ve Salih Şahin "şüpheli" olarak yer aldı.

Ankara Güvenpark'taki terör saldırısıyla ilgili yeni dava

İddianameye göre, Diyarbakır'ın Lice ilçesinin Akçabudak köyü sınırlarında 22 Eylül 2018'de düzenlenen askeri operasyonda etkisiz hale getirilen iki PKK/KCK mensubunun üzerinden çıkan dijital malzemelerin incelenmesi sonucu bazı dokümanlara ulaşıldı.

Güvenpark saldırısının nasıl gerçekleştirildiğine ilişkin bilgiler içeren dokümanın, saldırıyı organize eden ve halen aranan "Apo" kod adlı Vahit Ayçil tarafından bölücü terör örgütünün Suriye'de faaliyetlerini sürdüren yapılanmasına hitaben yazıldığı belirlendi.

Dokümanın bir bölümünde şu ifadeler yer aldı:

"Daha önce Kobani'ye geçişimde ilişki olarak kullandığım Suruç Belediyesi yönetiminde yer alan, belediyenin iş makineleri parkında görev yapan Ferit'in yanına gitmeliydim. Yolu bilmiyordum ve nereye gideceğimi söylememeliydim. Köylerin etrafından dolanarak sürekli araziyi kullanarak yürüdüm. 08.30'da Ferit'in yanına parka vardım. Ferit baştan beni tanımadı ve güvenemezdi. Kısa sohbetin ardından hatırladı. Ona zor durumda olduğumu, beni geçirecek ilişkilerime ulaşamadığımı, arkadaşların beni beklediğini söyleyip yardım etmesini istedim. Kim olduğumu, nereden geldiğimi söylemedim fakat durumun önemine vurgu yaptım. Benim Sur direnişçilerinden olduğumu düşündü. Öğlen 15.00 gibi İMAM adında biriyle 3 pınar köyünde 'Xala İzzet' dedikleri nar bahçesine bakan, içinde bağ evi olan bir yere motorla güvenli şekilde gitmemi sağladı."

Yine dokümanda, "İki gün sonra orada ihtiyaçlarımı gideren Azadi adında, biri Salih Şahin isimli şahısla gelip Şahin ile görüştürdü beni. Şahin beni geçirebileceğini ama partinin kaçakçılara para vermediğini ve kaçakçıların da sıcak bakmadığını söyledi. Para verdiğimizi de kimseye söylemememi yoksa bir daha onlarla çalışamayacağımı söyledi. Bu köylü kurnazlığı teklifini tabii ki de kabul ettim. 1550 TL karşılığında 15.04.2016 tarihinde geri çekilmem başarılı bir şekilde gerçekleşti ve noktamıza vardım." deniliyordu.

İddianamede, açılan soruşturma sonucunda dokümanda bahsi geçen kişilerin kimlikleri belirlenerek, Ferit Ak ve Salih Şahin'in yakalandığı ifade edildi.

Ferit Ak'ın, Vahit Ayçil ile eylemden önceki tarihlerde Suriye'nin Kobani bölgesine geçişinde ilişki içinde olduğu, eylem sonrasında da kaçmasına yardım ettiği belirtilen iddianamede, Salih Şahin'in de Suriye sınırı hattında yasa dışı kaçakçılık işleriyle uğraştığı ve para karşılığında Ayçil'in illegal yollardan Suriye'ye geçişini sağladığı kaydedildi.

İddianamede bu şekilde iki sanığın da işlenen tüm suçlara "yardım eden" sıfatıyla katıldıkları belirtildi ve "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yardım" suçundan 20'şer, saldırı sonucu ölen 36 kişiyle ilgili de "kasten öldürmeye yardım" suçundan 720'şer yıla kadar hapisleri istendi.

Sanıkların "kasten öldürmeye teşebbüs", "kamu malına zarar vermek", "tehlikeli maddeleri nakletmek" gibi terör eylemi kapsamında işlenen diğer suçlara yardımdan da cezalandırılmaları talep edildi.

Sanıklar ise soruşturma sırasındaki ifadelerinde suçlamaları reddederek, Ayçil'i tanımadıklarını iddia etti.

-Güvenpark saldırısı ve yargılaması

Kızılay'daki Güvenpark otobüs durakları önünde bomba yüklü otomobilin 13 Mart 2016 akşamı infilak ettirilmesi sonucu 36 kişi ölmüş, 344 kişi yaralanmıştı.

Olayla ilgili soruşturmada, saldırı sırasında otomobilde PKK/KCK mensubu Seher Çağla Demir ile Özgür Ünsal'ın bulunduğu, saldırıyı organize eden Vahit Ayçil'in ise eylemi Kızılay'da takip ettiği ve sonrasında Şanlıurfa'ya kaçtığı belirlenmişti.

Soruşturma sonucunda terör örgütü PKK/KCK'nın sözde üst düzey yöneticilerinin de arasında bulunduğu 55 kişi hakkında dava açılmıştı.

Mahkeme, bir sanığı "36 kişiyi öldürme" ve "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma" suçlarından 37 kez ve atılı diğer suçlardan toplam 10 bin 276 yıl, iki sanığı "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma" suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet ve "kasten öldürmeye teşebbüs" ile "tehlikeli madde nakletmek" suçundan 16'şar yıl hapse çarptırmıştı.

Sanıklardan 6'sı çeşitli suçlardan 3 ile 12 yıl arasında hapse mahkum edilirken 7'sinin beraatine, ölen üç sanık hakkındaki davanın düşürülmesine, Vahit Ayçil ve terör örgütünün sözde üst düzey yöneticilerinin arasında bulunduğu 36 sanığın dosyasının ayrılmasına karar verilmişti.

ankara