Tripoliçe Katliamı nedir? Tripoliçe nerede?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tripoliçe Katliamı ile ilgili sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı. Erdoğan'ın paylaşımının ardından Tripoliçe Katliamı araştırılmaya başlandı. Peki Tripoliçe Katliamı nedir? Tripoliçe Katliamı ne zaman olmuştur? Tripoliçe Katliamı'nda kimler öldürüldü? Tripoliçe nerede? İşte Tripoliçe Katliamı ile ilgili bilgiler...

Tripoliçe Katliamı nedir? Tripoliçe nerede?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyi Erdoğan, Rum çetelerin insanlık onuruna sürdüğü leke olan Tripoliçe Katliamı ile ilgili sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu.

Erdoğan paylaşımında, ''23 Eylül 1821 günü gerçekleştirilen, binlerce Müslüman Türk’ün, Arnavut kardeşlerimizin ve Yahudilerin acımasızca, barbarca katledildiği Tripoliçe Katliamı’nı unutmadık, unutmayacağız.'' dedi.

Peki Tripoliçe Katliamı nedir? Tripoliçe Katliamı ne zaman olmuştur? Tripoliçe Katliamı'nda kimler öldürüldü? Tripoliçe nerede? İşte Tripoliçe Katliamı ile ilgili bilgiler...

TRİPOLİÇE KATLİAMI NEDİR? TRİPOLİÇE NEREDE? TRİPOLİÇE KATLİAMI NE ZAMAN OLDU? TRİPOLİÇE KATLİAMI'NDA KİMLER ÖLDÜRÜLDÜ?

Tripoliçe, Yunanistan'ın Peloponez coğrafi bölgesine bağlı Arkadya ilinde bulunan, Mora ve Arkadya'nın merkezi olan şehirdir.

Tripoliçe Katliamı, Yunan Bağımsızlık Savaşı'ndaki Tripoliçe kuşatması esnasında 23 Eylül 1821 günü şehrin düşmesi ile Müslümanların (Türk ve Arnavut) ve Yahudilerin katledilme olaylarıdır. İngiliz asker ve tarihçi Thomas Gordon, katledilen sivillerin sayısını 8.000 olarak tahmin ederken, 8.000 de Osmanlı askerinin öldürüldüğünü belirtmektedir.

J. M. Wagstaff ise 10.000 - 15.000 sivilin katledildiğini yazmıştır. Yunan tarihi üzerinde uzman olan tarihçi ve yazar William St. Clair öldürülen sivillerin sayısının 10.000 üzerinde olduğunu belirtmiştir. Katledilenlerin içinde kadınların da olduğu görülmüştür.

Yunan komutan Teodoros Kolokotronis ise anılarında 32.000 kişinin katledildiğini yazmış ve cesetlerin çokluğundan atının şehir duvarlarından saraya kadar toprağa basmadığını iddia etmekteydi. 11 Şubat 1821 günü, ABD'de yayınlanan The American Mercury gazetesi şehirde yaşanan katliamda 20.000 Türk'ün öldürüldüğünü yazdı; ama şehirde bundan önce altı yüz Yunan ile yedi papazın da öldürüldüğünü de bildirdi. Justin McCarthy'ye göre The American Mercury öldürülen Yunanları Tripoliçe'de yaşanan katliam için bahane olarak göstermeye çalıştı.

Tripoliçe katliamından sonra, devrimin ilk aylarında Mora'da da Müslümanlara karşı sistematik katliamlar uygulandı. Tarihçiler, bu devrimler esnasında en az 20.000 Müslüman'ın katledildiğini tahmin etmektedir. Steven Bowman, Yahudilerin de çok fazla sayıda katledildiğini belirtti: "Böyle bir trajedi, Yahudilere karşı özel olarak uygulanmamıştır. Tripolis'teki Türk katliamlarından sonra güneyde kalan son Osmanlı kalesine de Yahudiler sığınmıştı. Öyle görünüyor ki, Yahudilerin de katledilmesi, Türklerin katledilmesinin diğer sonucudur."

TRİPOLİÇE KATLİAMI NASIL GERÇEKLEŞTİ?

RumIarın Tripoliçe şehir merkezine saldırısıyla başlayan savaş, artık bir savaştan daha çok top yekun öldürme ve yok etme şeklinde cereyan ediyordu. Bu yok etme kastının temel saikleri dini ve etnik konulardı. Müslüman ve Türk nefreti bu kıyımların merkezinde yer almaktaydı. Bu nefret o derece ileri gitmişti ki, Türk ve Müslümanlarla ilgili nefret içeren hakaretamiz sloganlardan başka Yunanlıların tarihi hafızalarında sakladıkları bazı unsurları da kullanıyorlardı. Jule Veme bu kuşatma sırasında Yunanlılarda hakim olan Türk algılamasını şu cümle ile ifade etmektedir: "Ayrılıkçılar (Yunanlar) Türkleri "alçak Farslar" olarak görüyorlardı: '75 Neticede öldürdükleri insanlar belleklerinde sakladıkları ırken ve dinen kendilerinden olmayan düşmandı. Bu insanlar aslında yok edilmeyi çoktan hak etmişlerdi!

5 Ekim'de Kaleyi ele geçiren Rumlar üç gün boyunca vahşi bir biçimde ortalığı kana ve ateşe buladılar. Kadınların ve çocukların hayatlarını bile sadece fidye alabilecekleri durumlarda esirgediler. Liderlerden biri Tripoliçe ve çevresinde öldürülen Türklerin sayısını 32 bin civarında tahmin ediyordu. Sadece Manya Prensi'nin tek başına ganimet olarak payına düşeni 20 katır ve iki deveye yüklediği; paslı çivilere kadar yağma ve talan edildiği düşünülürse vahşetin boyutu daha iyi anlaşılır.

Tripoliçe'de korkunç olaylar daha önce başka yerlerde görülen Yunan mezalimini bile gölge de bırakmıştır. Şehrin zavallı sakinleri üç gün süreyle vahşi bir çetenin şehvetine ve zulmüne terk edildi. Kadınlara ve çocuklara öldürmeden önce işkenceler edildi. Katliam öylesine geniş çaptaydı ki Koloktrones, kendisi kente girdiğinde kentin kapısından kaleye kadar atının ayaklarının hiç yere değmediğini söylüyordu. Geçtiği zafer yolunu cesetler halı gibi örtmüştü. İlk iki günün sonunda zavallı Müslümanlardan hayatta kalmış 2.000 kadar her yastan ve cinsten insan (çoğunlukla kadın ve çocuklar) yakındaki dağlar arasında bulunan derin bir vadiye götürülerek doğrandılar.

Finlay, Tripoliçe'nin Yunanlılar tarafından ele geçirilmesinden sonra olanları üç görgü tanığının (bir Fransız, bir İngiliz ve bir Yunanlı) doğrudan
kendisine anlattıklarına dayanarak şöyle tarif etmektedir:

''Kadınlar ve çocuklara çoğu zaman öldürmeden önce işkence ediliyordu. Kenti ele geçirmelerinden 48 saat sonra Yunanlılar başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere her yaştan ve cinsten 2.000 kadar insanı kasten bir araya topladılar ve en yakındaki dağlar arasında derin bir vadiye götürerek hepsini öldürdüler...''

Yazar felaketten iki yıl sonra o noktadan geçerken gömülmemiş kemik yığınları görmüştür. Bu kemikler kış yağmurları ve yaz güneşinden beyazlaşmıştı ve kemiklerin bazılarının boyutları kurbanların bir kısmının küçük yaşta olduğunu göstermekteydi.

Mora'da 35.000 Türk, Arnavut, Musevi ve öteki sakinlerden oluşan Tripoliçe'de 5 Ekim 1821'de yapılan ve iki gün süren kırım sonunda 10.000 kişi öldürülmüştür. Çoğunun kafaları kesilerek vücutları parçalanmıştır.

abd yunanistan kadın Bir ilk son eylül