Erdoğan'dan ŞİÖ Zirvesi sonrası ilk değerlendirme
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi sonrası gazetecilerle bir söyleşi gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan gazetecilere, ŞİÖ için Hindistan toplantısında daha ileri adımları hedeflediklerini belirterek "Bizim bu ülkelerle olan münasebetlerimiz, bu atılan adımla çok daha farklı bir konuma taşınmış olacaktır. Hedefimiz üye olmak" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi sonrası gazetecilerle bir söyleşi gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan gazetecilere, ŞİÖ için Hindistan toplantısında daha ileri adımları hedeflediklerini belirterek "Bizim bu ülkelerle olan münasebetlerimiz, bu atılan adımla çok daha farklı bir konuma taşınmış olacaktır. Hedefimiz üye olmak" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı değerlendirmede, Yeniden Asya Girişimi kapsamında bölge ülkeleriyle Türkiye'nin ilişkilerini geliştirme kararlığında olduğunu vurgulayarak şunları belirtti:
- Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev’in davetine icabetle, Şanhay İşbirliği Zirvesine ilk kez ‘özel misafir’ olarak katıldım. Türkiye 2012 yılından bu yana Teşkilatın diyalog ortağıdır. Ülkemiz, Teşkilatın Enerji Kulübü Üst Düzey Grubunun Dönem Başkanlığını da üstlenmiş, 2017 yılında Grubun Üçüncü Yüksek Düzeyli Grup Toplantısı’na Ankara’da evsahipliği yapmıştır.Teşkilat ile Türkiye arasında belli bir müktesebat oluşmuş durumdadır.
- Şanghay İşbirliği Teşkilatı kuruluşundan itibaren gerek güvenlik, gerekse ekonomi ve ticaret alanlarında ciddi mesafeler kat etmiş, bu çerçevede genişlemesini sürdürmüştür. Küresel ekonomide Asya kıtasının oynadığı belirleyici rol zaten ortadadır.Avrasya coğrafyasının yüzde 60’ını kapsayan Teşkilat coğrafyasında 3,2 milyar insan yaşıyor.Teşkilat üyeleri 20 trilyon dolara ulaşan bir ekonomik büyüklükle küresel gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 30’dan fazlasını üretiyor.
- Türkiye’nin, Yeniden Asya Girişimi kapsamında kıta ülkeleriyle işbirliğimizi ikili ve çok taraflı düzeyde daha da geliştirme iradesi katidir.
- Zirvedeki hitabımda tarihi, kültürel, insani bağlara sahip olduğumuz atayurdu Asya’nın güvenlik, istikrar ve refahının teminini, dış politika önceliklerimiz arasında telakki ettiğimizi belirttik.Bölgemizde ve ötesinde güvenlik ve istikrarın sağlanması için işbirliğine verdiğimiz önemin altını çizdik.Zirvede salgın sonrası iyileşme döneminde ekonomilerimizin dayanıklılığını artırmak amacıyla birlikte atabileceğimiz adımlara ilişkin değerlendirmelerde bulunduk. Görüşmelerde ayrıca, küresel ekonomik gelişmeleri de ele aldık. Küresel enflasyonla mücadelede işbirliğinin önemine değindik. Teşkilat bünyesinde ülkemizle işbirliğinin daha da geliştirilmesi yönünde irade ve istek bulunduğunu memnuniyetle müşahede ettik.Bu Zirve, ülkemizin önceliklerini vurgulamak ve Teşkilatı ilgilendiren temel konularda sağlayabileceğimiz katkıları dile getirmek bakımından önemli bir vesile teşkil etti.
- Zirve marjında Azerbaycan, Çin, Moğolistan, Özbekistan, Rusya ve İran’ın cumhurbaşkanları ile Pakistan ve Hindistan’ın başbakanlarıyla verimli ikili görüşmeler de gerçekleştirdik.Görüşmelerimde ikili ilişkilerimizin yanı sıra, güncel küresel meselelere dair fikir teatisinde bulunduk. İstişarelerimizin ve temaslarımızın hayırlı sonuçlar doğurmasını temenni ediyorum.
"HEDEF ÜYE OLMAK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanghay İşbirliği Örgütü içinden Türkiye'ye yönelik bir üyelik çağrısı olup olmadığı yönündeki soruya, bundan sonraki süreçte en ileri kademeye kadar adım atılacağını belirterek şöyle cevap verdi:
- Her şeyden önce, bu teşkilat, Şanhay Beşlisi diye başladı ama artık beşli olmaktan çıkmış vaziyette. Şu an üye sayısı 9’a ulaşmış durumda. 3 gözlemci üyesi bulunuyor. Ayrıca bizim gibi diyalog ortağı olan 9 ülke var. Görüştüğüm liderlerin hemen hemen hepsi de özellikle Rusya-Ukrayna Savaşında tansiyonu düşürmek için oynadığımız rol sebebiyle bize teşekkür ettiler. ‘Burada aldığınız rolden dolayı gerçekten sizleri takdir ve tebrik ederiz’ dediler. Hepsi ikili görüşmelerimizde gelip işi buraya bağladılar. Çünkü Rusya-Ukrayna Savaşında dünyadaki bu görünen güçler içerisinde ‘Ne yapabiliriz, bu işi nasıl çözeriz?’ gibi bir durum yok maalesef. Biz ise başından itibaren sürdürdüğümüz o denge politikasıyla gerek batıya gerekse başta Amerika olmak üzere hepsine gereken cevabı, yaptığımız girişimlerle vermiş olduk. Tabii en önemlisi bu tahıl koridoru meselesi. Bununla ilgili olarak attığımız adımlar hakkında Sayın Putin’le burada yaptığımız görüşmede de konuştuk. Malum,tahıl koridorunun gelişmekte olan ülkelerden ziyade az gelişmiş ülkelere yönelik çalıştırılması gerekiyor.Bizim burada oynadığımız asıl rol bu. Burada da onu yine konuştuk; ‘biz az gelişmiş ülkelere bu tahıl koridorunu kullandırtalım, onlara ulaşalım, bunun gayreti içerisinde olalım’ dedik. Tabii Sayın Putin de onun üzerinde özenle duruyor. Bundan sonraki süreçte de biz bunu inşallah en ideal şekilde çalıştırarak az gelişmiş ülkelere bu koridoru nasıl kullandırtacağız, buralara nasıl ulaşacağız, buralara ne yapabiliriz;bunun takipçisi olacağız.Bütün bu ülkeler bunun üzerinde de durdular, duruyorlar.Tabii biz de aynı şekilde bunun üzerinde durduk, duruyoruz… Tabii biz Şanghay Beşlisi içerisinde üye konumunda değiliz. Biz şu anda buraya ev sahibi Özbekistan’ın davetiyle özel konuk olarak katıldık. Tabii Şevket Bey ile bizim özel bir hukukumuz var. Bu özel hukukumuz dolayısıyla beni ve İlham Bey’i buraya özel olarak davet etmiş oldu. Şimdi bundan sonraki süreç ise bu işin en ileri kademesine doğru atılacak bir adımdır. Bu adımda tabii önümüzdeki dönemin ev sahibi olacak Hindistan’daki görüşmelerde belki gündeme daha ileri seviyede gelecek. Üye olmak-olmamak hepsi ayrı ama bizim bu ülkelerle olan münasebetlerimiz, bu atılan adımla çok daha farklı bir konuma taşınmış olacaktır.
- Tabi hedef üye olmak.
"AZERBAYCAN OPERASYONLARIN TAMAMLANDIĞINI SÖYLÜYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan-Ermenistan çatışmalarıyla alakalı Türkiye'nin bölgeye asker gönderip göndermeyeceği şeklinde yöneltilen soruya şöyle yanıt verdi:
- Ermenistan’ın provokasyonları karşılığında Azerbaycan başlattığı operasyonu tamamladığını söylüyor. Operasyonu bitirdiğine göre de bunu şimdi dalgalandırmanın bir anlamı yok. İlham Bey’den aldığım bilgilere göre Azerbaycanlı kardeşlerimiz şu anda kendilerini güvenli bir konuma taşımış oldular.Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik provokasyonlarından vazgeçmesi, evvelce verdiği taahhütlere uygun davranarak bir an önce barış ve işbirliğineodaklanması burada önem taşıyor.Bizim dileğimiz, bölgemizde yürütülen normalleşme süreçlerinin başarıyla nihayete erdirilmesi ve bölgesel barış ve istikrarın kalıcı olarak sağlanmasıdır.
"RUSYA VE UKRAYNA'DAN GELEN TAHIL VE GÜBRE İÇİN GÖRÜŞÜYORUZ"
Gazetecilerden gelen " Rus gemileri kendi tahıllarını, tahılla beraber gübreyi de çıkartamıyor, gübrenin de gönderilmesi söz konusu olabilecek mi?" şeklindeki soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan şu yanıtı verdi:
- Tabii gerek Rusya’dan gerek Ukrayna’dan gelen her türlü ürün -bu tahıl ürünü olabilir, gübre olabilir- bunların hepsi için biz ilgili ülkeyle muhakkak müzakereleri, görüşmeleri yapıyoruz. Gerek Dışişleri gerek ilgili bakanlar olsun, hepsi muhataplarıyla da görüşmek suretiyle adımlarımızı buna göre atıyoruz. Şu ana kadar adımları böyle karşılıklı müzakereyle,istişareyle attığımız için de henüz böyle ciddi bir falso ortaya çıkmadı. Sayın Putin’le burada yaptığımız görüşmede de bu sürecin aynı ihtiyatla sürdürülmesi konusunda mutabık kaldık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ile ilgili yöneltilen bir soruyu şöyle yanıtladı:
- Kuzey Kıbrıs konusundaki tutumumuzu sadece Rusya’ya değil, tüm uluslararası topluma anlatıyoruz, beklentilerimizi gerekçeleriyle izah ediyoruz. Akkuyu ile ilgili olarak da mutabakat sağlandı. Bu mutabakatla birlikte de şu anda oradaki Türk firması ICile mutabık kaldılar. Bundan sonraki süreci hızla devam ettirerek, 2023 içerisinde de birinci üniteyi inşallah bitirip birinci ünitenin açılışını yapabileceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran ile görüşmesi sorulduğunda şu yanıtı verdi:
- Doğrusu Astana Sürecini biz bu Zirvede aramızda görüşmedik. Ama muhataplarımla Suriye meselesinin kalıcı çözümüne dair meseleleri ayrıca ele alıyoruz. Karabağ konusunda da tüm bölge ülkelerinin Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne koşulsuz ve güçlü destek vermeleri önemli. 20 Ekim’de Zengilan Havalimanının açılışını yapacağız. İlham Bey bu havalimanının açılışına özellikle zaten bizden tarih aldı ve biz de tarihi verdik. ‘Zengilan’ın açılışını yaptıktan sonra da Cebrail’e geçer inşallah töreni de orada yaparız’ dedi. Mutabık kaldık. Belki bazı liderleri de oraya ayrıca kendisi çağıracak.
"ORADAKİ SOHBETİMİZ HERKESİN HOŞUNA GİTTİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zirve'de çekilen fotoğrafla ilgili gelen soru üzerine şu ifadeleri kullandı:
- İlham Bey o koltuğu bana bıraktı, kendisi yandaki koltuğa geçti. Çoğu Rusça bildiği için tercüman da konuştuklarımızı Rusça’ya çeviriyordu. Oradaki sohbetimiz tabii hepsinin bayağı hoşuna gitti. Güzel bir anı oldu.
Cumhurbaşkanı, bir gazetecinin " O kare üzerine 'Masa böyle kurulur' ya da 'Diğer masadakiler dağılabilir' şeklinde yansımalar oldu, yorumlar yapıldı." demesi üzerine, " Ama biliyorsunuz bizimki altı kişilik masa değil" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sosyal Konut Projesi'ni muhalefetin "beton ekonomisi" şeklinde eleştirmesi hatırlatılınca şunları söyledi:
- Betonsuz ne bina oluyor ne yol oluyor ne köprü oluyor. Bunlar böyle diyor ama dedikleri şeylerin akla, mantığa sığar bir yanı var mı? 105 yeni yurt açılışı yaptık. Bu 105 yurt açılışının ötesinde bu sene arz olarak öğrenci talebindençok çok fazlayız.Bütün bunlara rağmen şu anda ‘Daha da artı değer meydana getirelim, herhangi bir sıkıntı kesinlikle olmasın’ diyoruz. Böyle bir çalışma şu anda ortada. Yurtlarımızda 2002 yılında 182 bin olan yatak kapasitesi 2022 yılında 850 bine çıktı. Bizim yurtlar gerçekten çok lüks. Ben yurtları dolaşıyorum, bakıyorum. Yemekler hakeza öyle. Ücretler çok çok düşük. İşin böyle bir güzelliği de var. Bütün bunların yanında da tabii benim iftihar ettiğim bir şey de şu;öğrenci kişilik buluyor. Özellikle ‘Bu benim yurdum’diyebiliyor.Biz ranzalarda kaldık. Şimdi üç yatak,karyola, çalışma odası, gardırobu her şeyi içinde. Yurtlar böyle…Birçoğu da manzarasıyla her şeyiyle çok çok farklı. Geçen gün Cebeci Öğrenci Yurdunun açılışını yaptım. Gençlik yıllarımda öğrenciliğimde Ankara’ya geldiğimde Cebeci Öğrenci Yurdunda arkadaşlarımlabir gece, iki gece beraber kalırdım. O yurt ile bunlar mukayese edilmez. İşte onu yıktık, şimdi sıfır yeni yaptık. Açılışı yaptık, odaları bir dolaştık. O zaman erkek yurduydu. Şimdi 4 bin kişilik bir kız yurdu oldu. Yani ‘Betonfilan’ diyorlar ama bir gel, gez, gör, bak neyin nesidir? ‘Hakikaten nasıl bir yurt, bir göreyim şunu’diye bir dertleri yok.
Cumhurbaşkanı, bir gazetecinin "temel eleştiri aslında teknolojiye yatırım yerine buraya yatırım yaptığınız şeklinde" demesi üzerine şu yanıtı verdi:
- İşte Bay Kemal Teknofest'e geldiği gün Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır onu gezdirirken ona aslında güzel bir ders verdi zaten; epeyce anlattı ona bazı şeyleri ama anlamaz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sosyal Konut Projesi'ne ileride yenisinin yapılıp yapılmayacağı yönünde iletilen soruya şu yanıtı verdi:
- Arzın yapılması noktasında bizim bir sıkıntımız yok. Şimdi bir görmüş olduk arz-talep dengesini. Demek ki arz-talep dengesi, talep istikametinde gözüküyor. Öyleyse demek ki seçimin ertesinde yeniden bir hamle yapılabilir. O zamana kadar da zaten bu inşaatların kabası bitmiş olur, yüzde 50-60 oranında ilerlenmiş olur. Çünkü orada işin tamamen bitmesi 1,5-2 yılı bulur. Bir taraftan da tabi kuraların çekilmesi, ondan sonra yerleşmeler başlar. Bu arada da biz işin ikinci etabına başlamış oluruz.Burada bizim para pul sıkıntısı yok. Tabii burada talebin yoğunluğu ortada. Onun için diyorum ki Allah nasip ederse seçimden sonra yeni bir etabı inşallah başlatacağız. Çünkü bizim arsa noktasında filan sıkıntımız yok. Arsa noktasında sıkıntı olmadıktan sonra, yeter ki iş yapacak bir iktidar olsun. İş yapacak iktidar da biziz. Tabii Bay Kemal ve avanesi ona da bir şey uydururlar. Ben arkadaşlara da söyledim, ‘Arkadaşlar hiç oyalanmayalım, Türkiye’nin dört bir yanında planlamaya göre hemen temel atmaya başlayalım. Yıl sonunu beklemeyeceksiniz’ dedim. Talimatı verdim ve yıl sonuna varmadan biz şu anda hangi şehirde ne kadar yapıyoruz, ona göre bir taraftan da temelleri atıp inşaatlara başlayacağız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetten yöneltilen, Sosyal Konut Projesi'nin boş hayal olduğu, bunun bir seçim yatırımı olduğu eleştirisi hatırlatılınca şu yanıtı verdi:
- Bu ilk defa yapılan bir şey değil ki. Biz TOKİ vasıtasıyla bundan önce zaten 1 milyon 170 bin konutu yaptık, teslim ettik. Şu anda TOKİ konutlarında oturanlar var, bize dualar ediyorlar. İşte en son geçenlerde Esenler’de teslimat yaptık ve o daireleri ziyaret ettik. Bizimkinin ispatı var. İspat-ı vücut etmişiz biz.
"BU ATTIĞIMIZ ADIMLAR ÜRETİM EKONOMİSİNİN BİR NETİCESİDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin bu projeleri yapmak için nereden para bulduğuna ilişkin soruya şu cevabı verdi:
- Çalışıyoruz, çalıştığınız zaman para da geliyor. Ülkemize duyulan güvenle dışarıdan da geliyor. Hazine Maliye, Merkez Bankası el ele vererek üretken bir ekonomiyi büyütüyor. Çünkü bizim bu attığımız adımlar, tüketim ekonomisinin veya israf ekonomisinin neticesi değil; tam aksine üretim ekonomisinin bir neticesidir. Üretim ekonomisinin neticesi olarak da şu anda biz hasılayı toplamaya başladık. İşte şu an itibarıyla mesela Merkez Bankamızın rezervi 115 milyar dolar civarında. Şimdi bunlara kalsa, bunlar Merkez Bankasının rezervini adeta sıfırlanmış gibi gösteriyorlar ama tablo öyle değil.
Cumhubaşkanı Erdoğan, Tunç Soyer'in 9 Eylül'deki konuşması hatırlatılınca şunları söyledi:
- Bu adamın istikameti filan yok. Bu,pusulayı şaşırmış ve terbiyeden uzak. Tarihini hakaretle ifade etmeye çalışan bir insan, bir defa bu milletin bir evladı olamaz. Bu millet, bu ecdatla anılıyor. Bu ecdatla şu anda biz iftihar ediyoruz.Ama ne yazık ki siyasetin içinde olmaktan öte, parti başkanı olanlarda bile ve üstelik tarihçiyim dedikleri halde bunu yapanların olması gerçekten bir akıl tutulmasıdır.33 sene Osmanlı’yı idare eden bir Sultan Abdülhamid’e utanmadan, sıkılmadan öyle yakıştırmalar yapılması asla kabul edilemez. Bir de Merdan Yanardağ diye birisi var. O da Osmanlı hakkında ahlaksız ifadeler kullanıyor, hakaretler ediyor. Bu ifadeleri kesinlikle nefret suçuna da girer. Tabii bunların üzerine gitmemiz lazım. Yani bu meydan o kadar boş değil. Bunu bilmeleri gerekecek. Ecdadımıza eğer layık olacaksak bunlara hukuk çerçevesinde gereğini yapmamız lazım.