Stagflasyon ne demek? Stagflasyon nedir? Stagflasyon TDK anlamı
Ekonomik bir terim olan stagflasyonun anlamı internet kullanıcıları tarafından araştırılıyor. Peki stagflasyon nedir? Stagflasyon ne demek? Stagflasyonun TDK anlamı ne? Tüm bu soruların cevabı haberimizde...
Stagflasyon terimi ilk olarak 1965'te ortaya çıkmıştır. İngiltere’de kullanılan stagflasyon kavramı 1970’lerde petrol krizinin ardından yaşanan durgunluk döneminde tekrar gündeme gelerek daha sık kullanılan bir kelime halini almıştır.
Peki stagflasyon nedir? Stagflasyon ne demek? Stagflasyonun TDK anlamı ne? İşte stagflasyonun kelime anlamı
STAGFLASYON NEDİR? STAGFLASYON NE DEMEK? STAGFLASYON TDK ANLAMI NE?
Stagflasyon Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde ''Durgun şişkinlik'' olarak tanımlanmıştır.
İlk olarak 1965’te ortaya çıkan stagflasyon kavramı “stagnasyon” ve “enflasyon” kelimelerinin birleşiminde oluşturulmuş bir ekonomik terimdir. Stagnasyon ekonomide bir durgunluk veya daralma sürecine girilmesini ifade ederken enflasyon paranın değerinin düşmesi ve fiyatların yükselmesi durumudur. Piyasalardaki durgunluğun ve bir para birimindeki değer düşüşünün aynı anda gerçekleşmesi stagflasyona neden olur.
İlk olarak 1965’te ortaya çıkan stagflasyon terimi, bir ülke ekonomisinde yüksek işsizlik ve durağan talep ile birlikte sürekli olarak yüksek enflasyon oranına sahip bir ekonomik döngüyü tanımlamak için kullanılır.
Hem Klasik İktisat Teorisi'nde hem de Keynesyen Teori'de stagflasyon, paradoksal bir durumdur (normalde enflasyon ve işsizlik oranı arasında ters orantı mevcuttur biri düşerken diğeri yükselir; ancak stagflasyon ortamında her ikisi de yükselmektedir). Her iki kuram çerçevesinde açıklanması olanaksızdır. Ekonomilerde enflasyonun ortaya çıkması, toplam talebin toplam arzı aşacak derecede artması sonucudur. Toplam arz, toplam talepteki artışı karşılayamamaktadır çünkü ekonomide, istihdam edilerek üretimi artıracak iş gücü kalmamıştır, ekonomi tam istihdamdadır. Oysa durgunluk, istihdamın düşmesidir.
Gelişmekte olan ülkelerde, kronikleşmiş bir düşük istihdam görülür. Toplam talebin artması durumunda -ki bu ülkelerde kronikleşmiş bir toplam talep fazlası vardır- toplam arz, istihdam edilebilecek serbest iş gücü olmasına karşın artırılamaz çünkü üreticiler, üretim araçlarında ve iş gücünde gerekli artışı sağlayacak finansman olanaklarından yoksundurlar. Bu ülkelerde, sanayileşmiş ülkelerin aksine olarak sermaye talebine uyum sağlayacak kadar esnek bir sermaye arzı yoktur. Dolayısıyla bu ülkeler, tam istihdamda olmasalar bile, sonuç itibarıyla tam istihdam koşullarında bir ekonomi gibidirler, talep artışı, enflasyonist bir etki yaratır.
Oysa sanayileşmiş ülkelerde, herhangi bir nedenle ekonominin tam istihdamın altında olması durumunda, toplam talep artışı, istihdam artışını, dolayısıyla arz artışını getirir ve fiyat seviyesi dengelenir. Eğer ekonomi tam istihdamda ise, istihdam artışı sağlanamayacağı için -tüm iş gücü olanakları kullanılmaktadır- arz artışı sağlanamaz. Bu durumda toplam talep artışı, enflasyonist baskı yaratacaktır.
Stagflasyon ortamında ise ülke ekonomisi, hem gelişmekte olan ekonominin, hem de gelişmiş ekonominin tepkilerini vermektedir.