Kıbrıs Türk Kültür Derneği Erenköy'ü andı

Dernek tarafından yapılan açıklamada, ''Kıbrıs Türk halkı Kıbrıs’ın yönetiminin İngiltere’ye devredildiği 1878 yılından başlayan ve çeşitli aşamalardan geçilerek bugün de farklı bit boyutta devam eden bir var oluş mücadelesi vermektedir'' denildi

Kıbrıs Türk Kültür Derneği Erenköy'ü andı

İşte o açıklamanın tamamı:

Kıbrıs Türk halkı Kıbrıs’ın yönetiminin İngiltere’ye devredildiği 1878 yılından başlayan ve çeşitli aşamalardan geçilerek bugün de farklı bit boyutta devam eden bir var oluş mücadelesi vermektedir. Kıbrıs Türkünün var oluş mücadelesi 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtına kadar bir silahlı direniş mücadelesidir. Barış Harekâtı ile çizilen bugünkü siyasi coğrafya sınırları içinde kurduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kalkınmış, çağdaş demokratik kurumlarıyla uluslararası toplumun tanınmış egemen, bağımsız, hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalarak laik bir devlet olarak varlığını sürdürme mücadelesi devam etmektedir.

Kıbrıs Türk halkı bağımsız ve egemen bir devlete kavuşmasını, siyasi tarihinde ve milli mücadele aşamalarında ortaya koyduğu direnişi, kararlılığı, geleceğini belirleme iradesi ve ulusal birliğinin gücü ile sağlamıştır. Siyasi tarihinde Rum-Yunan tarafının Kıbrıs Adası’na tamamen egemen olmak, ENOSİS’i gerçekleştirmek için Kıbrıs Türk halkını yok edecek soykırım planlarını toplumsal direniş ve var oluş mücadelesi ile başarısızlığa uğrattı ve egemen bağımsızlığının, özgürlüğünün yolunu hep açık tutarak gerekli koşulları yaratmıştır.

Erenköy Savaşı Kıbrıs Türk halkının var oluş mücadelesinde yazdığı destanlar zincirinin çok önemli ve belirleyici güçlü bir halkasıdır. 8 Ağustos Erenköy Savaşı her şeyden önce doğru algılanmalı, önemi iyice değerlendirilmeli ve Türk halkının diğer direniş destanları gibi unutulmadan gelecek kuşaklarımıza aktarılmalı, anlatılmalıdır.    

Erenköy Savaşı, Kıbrıs Türk halkı için sadece bir direniş ve destan değildir.  Bunun çok daha ötesinde anlamı olan derin bir niteliğe sahiptir. Erenköy Kıbrıs Türkünün silahlı direnişinde başta silah ve mühimmat olmak üzere ihtiyaç duyulan gerekli lojistik desteğin karşılanmasında, Türk halkının denizle bağlantısı olan stratejik bir köprübaşıdır. 21 Aralık 1963 tarihinde Akritas Soykırım Planı ile Rum-Yunan askerleri tarafından Türk halkına karşı başlatılan etnik temizlik saldırıları karşısında Erenköy Köprübaşı’nın korunması ve lojistik desteğin sürdürülebilmesi öncelikli bir zorunluluk olmuştur. Bu zorunluluğu karşılayan ve üstün bir görev anlayışı ile ulusal görevlerini yerine getirenler Türkiye’de üniversite öğrenimlerini sürdüren Kıbrıs Türkü öğrencileri ve İngiltere’den gelen az sayıdaki Kıbrıs Türkleridir.

Erenköy Destanını gerçekleştiren askeri bilgileri, eğitimleri ve deneyimleri olmayan sınırlı sayıda ve yetersiz silah gücü ile destan yaratan üniversite öğrencileri, üniversite eğitimlerini, kişisel geleceklerini hiç düşünmeden, herhangi bir çıkar hesabı yapmadan; İngiltere’de ailesini, işini, yaşam koşullarını, çocuklarını gözlerini kırpmadan bırakarak her şeylerini ortaya koyarak, sadece vatanlarını, Türk halkının varlığını düşünerek Erenköy’e çıkan ve bölge halkının kadını, erkeği, ihtiyarı, çocuğu ile kahramanca savaşan ve Anavatan

 

Türkiye ile lojistik imkânlar sağlayan köprübaşını koruyan kahraman insanların destanıdır. Bu kahramanlar, vatan ve millet sevgisinin üstünlüğünü, önemini ve Türk halkının Kıbrıs’ta varlığının, Kıbrıs’ın bir başka siyasi coğrafyaya taşınmasını, yani ENOSİS’in önlenmesinde aktif görev yüklenen varoluş savaşçılarıdır.  Bu savaşçılar yurt dışında okuyan üniversite öğrencileri, aile yaşamlarını kurmuş çalışanlar, elleri hiç silah tutmamış olan gençler Türkiye’de çok kısa bir süre basit eğitimden geçirilerek Erenköy’e çıkarılırlar, vatanları ve Türk halkı için verdikleri savaşla hiç unutulamayacak bir direniş destanı yarattılar. Üniversitede yan yana derslerini izledikleri arkadaşlarını Erenköy Savaşı’nda yanı başlarında şehit verdiler. Gelişmiş ağır silahlarla, tanklar, toplar, zırhlı araçlarla donatılmış 10 binin üzerindeki Rum-Yunan askerlerinin saldırılarına karşı çok az sayıdaki varlıklarıyla direnişlerini sürdürdüler. Çünkü bu, Türk halkının vatanı Kıbrıs’ta var oluş savaşıydı, vatanı ve Türk halkını kurtarma savaşıydı. Rum-Yunan askerlerinin son imha hareketini başlattıkları aşamada Türk Silahlı Güçlerinin Hava Kuvvetlerine bağlı uçaklarının Rum-Yunan askeri hedeflerine başlattıkları saldırıları sonucunda ağır kayıplar veren Rum-Yunan güçleri durduruldu.

Erenköy Savaşı’nın önemli bir niteliği de Türkiye’nin garantör devlet olarak Garanti Antlaşması’na gereğince Kıbrıs’a yaptığı ilk kapsamlı askeri müdahale olmasıdır. Erenköy Savaşı’nın tarihsel ve milli değerlerimiz açısından önemli yönlerinden biri de Türkiye’nin Garantör devlet olarak Garanti Antlaşması’nın verdiği Devletler Hukuku açısından meşru silahlı müdahale hakkını ilk kez fiilen kullandığı ve Kıbrıs Türk halkının uluslararası Kıbrıs Antlaşmaları ile kazandığı haklarını hiçbir koşul altında çiğnetmeyeceğini ve ENOSİS’e izin vermeyeceğini ortaya koyduğu, bir bakıma 20 Temmuz 1974 Barış Harekât’nın da mesajını veren bir harekât olmasıdır.

            Tarihsel süreç içinde Erenköy Savaşı, Türkiye’nin, Kıbrıs’ın kendine yönelik bir toprak haline dönüşmesine, Doğu Akdeniz’de mevcut dengenin aleyhine değişmesine, deniz yetki alanlarına tecavüz edilmesine, Kıbrıs Türk halkının egemen ve bağımsız varlığının, huzur ve güvenliğinin ortadan kaldırılmasına, Kıbrıs Türk halkının insan haklarının çiğnenmesine, Kıbrıs’ta Türk varlığının ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletinin tehlikeye düşürülmesine izin vermeyeceği bir stratejiyi ve jeopolitiği sürdüreceğini ortaya koymuştur.

8 Ağustos, 1964 yılında Erenköy Direniş Destanı’nın yazıldığı, halkımızın özgürlüğü, bağımsızlığı ve egemenliği uğuruna Şehit olan kahramanlarımızın, Türkiye’nin Kıbrıs’a düzenlediği ilk hava harekatında uçağı düşürülen ve sağ olarak esir alına Pilot Yzb. Cengiz Topel’in Rumlar tarafından işkenceyle şehit edildiği günün 57. Yıldönümüdür. Bugün 57. Yılında Erenköy Savaşı’mızı onurla ve kıvançla anarak bütün Erenköy Şehitlerimizi rahmetle anarız, Cennetteki mekânlarında ışıklar içinde rahat uyusunlar. Kıbrıs Türk Halkı verdiği var oluş mücadelesi sonunda kurduğu egemen ve bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde özgür, tam güvenlik, huzur ve barış içinde var olmaya devam etmektedir. Erenköy Savaşı kahraman gazilerimize ve Türkiye’nin Kıbrıs’a ilk Silahlı Müdahalesini gerçekleştiren ve görev alan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve Hava Kuvvetleri’ne sonsuz şükranlarımızı sunarız.

Kıbrıs Türk halkının siyasi tarihinde, halkların bağımsızlığı mücadelelerinde tarihte ender görülen varoluş, bağımsızlık, özgürlük, egemenlik mücadelesinde ayrı önemli bir yere

 

 

sahip olan 8 Ağustos 1964 Erenköy Savaşı bütün tazeliğini, heyecanını korumakta ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türk halkı var oldukça unutulmayacak, sürekli anılacak ve yaşanacaktır.

Kıbrıs Türk halkının var oluş mücadelesinin önemli bir aşaması olan Erenköy Savaşı’nı andığımız bugünde uluslararası Kıbrıs Antlaşmalarının Kıbrıs Türk halkına ve Türkiye’ye sağladığı hak ve statülerin ve özellikle Garanti ve İttifak Antlaşmaları ile sağlanan hukuki ve siyasi güvencelere dokunulamayacağı, pazarlık konusu yapılamayacağı gerçeğinin altını çizmekte yarar görmekteyiz.

Rum-Yunan ikilisi, emperyalist devletlerle birlikte uyguladıkları uzun vadeli mücadele stratejileriyle Kıbrıs’ı bir Helen adası haline getirme, Türk halkını azınlık statüsüne düşürme ve Türkiye ile bağlarını koparma hedefinden asla vazgeçmemiştir. Bugün aynı güçler Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin deniz yetki alanlarına göz dikmişlerdir. Doğu Akdeniz’de ABD, AB, Fransa ve Rum-Yunan tarafının sürdürdükleri girişimlerin kaynağı bu gerçeklerdir. Bu gerçekler ışığında Doğu Akdeniz’de Rum-Yunan tarafının emperyalist devletlerle yarattığı yeni uyuşmazlık evresinde özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı, egemenliğimizi korumak ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yaşatma kararlılığımızı akılcı bir şekilde sürdürmek için egemen ve bağımsız iki devlet varlığını esas alan bir uzlaşma dışındaki alternatifler görüşülebilir değildir. Geçmişte olduğu gibi ve yeniden muhtemel Federasyon görüşme tuzaklarına ve yapay gelişmelerin aldatıcı görünüşüne karşı akılcı ve bilinçli hareket etmek zorundayız. Siyasi tarihimiz ve var oluş mücadelemizin bütün süreçleri bu gerçeği ortaya koymaktadır.

 

Doğu Akdeniz’de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve Türkiye’nin ortaya koyduğu kararlılık ve yapılan fiili devlet uygulamaları, kıta sahanlığı antlaşması, Hükümetimizin egemenliğimizdeki kapalı Maraş bölgesinin iskâna açma süreci ve tapuları bulunan, mahkeme kararlarıyla ortaya konmuş olan Evkaf malların sahibine verilmesi, Kıbrıs gerçeklerine uygun iki egemen ve bağımsız devleti esas alan politikada başarıya ulaşılmasını sağlayacak tutumu Kıbrıs Türk halkı olarak kesin şekilde kararlılıkla sürdürmeliyiz.

Erenköy Şehitlerimizi, Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’i rahmetle, kahraman gazilerimizi, Liderimiz Dr. Küçük’ü, Kurucu Cumhurbaşkanımız Denktaş’ı saygı ve şükranla anıyoruz. Varoluş Mücadelemizdeki diğer şehitlerimize rahmet, hayatta olan Mücahitlerimize, Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimize, Türk milletine ve mücadeleci Halkımıza şükranlarımızı sunuyoruz.

                                                                                    

                                                                                               Kıbrıs Türk Kültür Derneği

                                                                                          İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu

 

 

abd türkiye türk Ağustos şehit ilk son çok