Fransa Afrikayı kaybetme korkusunda

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ‘üç uluslu’ Afrika turu kapsamında dün Kamerun’a ulaştı. Macron, ikinci kez cumhurbaşkanı seçilmesinden bu yana kıtaya yaptığı ilk ziyarette Kamerun’un ardından Benin ve Gine-Bissau’yu ziyaret edecek.

Fransa Afrikayı kaybetme korkusunda

Cumhurbaşkanlığı, Macron’un dört gün sürecek Afrika turunun ‘Fransa'nın Afrika Kıtası’yla ilişkisini yenileme sürecine olan bağlılığını’ teyit etmesini sağlayacağını ve Fransa-Afrika ortaklığının ‘hala öncelikli

Fransız Cumhurbaşkanlığı’ndan ziyaretle ilgili yapılan açıklamada, söz konusu Afrika turunun ‘bölgesel ve uluslararası zorlu bir dönemde gerçekleştiği, Sahel Bölgesi’nde hala terör tehdidinin olduğu ve terörün Gine Körfezi’ne doğru yayıldığı’ kaydedildi. Macron’un Afrika turu kapsamında gerçekleştireceği görüşmelerde, Ukrayna'da yaşanan savaşın yol açtığı gıda krizi ve Avrupa Birliği ve Afrika Birliği arasında tarımsal üretimi artırmak ve gıda güvenliğinin sağlanması için mart ayında başlatılan ‘FARM’ (çiftlik) girişimi de ele alınacak. Fransa bu bağlamda, gıda sorunları yaşayan Afrika ülkelerinde, tarım sektöründe yatırımlar yapılmasını da teşvik edecek.  

Cumhurbaşkanlığı’nın raporunda yer almayan husus ise, Macron'un turunun, Afrika'daki Fransız etkisinin ve nüfuzunun azaldığı bir dönemde gerçekleşiyor olmasıdır. Fransa, Afrika’daki en önemli askeri merkezlerinden olan Mali’den çekilmeye hazırlanıyor. Fransa Afrika’daki askeri güçlerini yeniden yapılandırmayı ve kıtadaki askeri varlıklarını yeniden gözden geçirmeyi planlıyor. Mali’de 2020-2021 yıllarında iki askeri darbe gerçekleşti ve askeri yönetim Fransa’dan ülkedeki askeri birliklerini çekmesini talep etti. Fransa, Mali’de 2013’ten beri asker bulunduruyordu. Bu nedenle Macron'un turu, eski Fransız sömürgesi ülkeler ile 1960'lardan itibaren bağımsızlığını kazanan ülkelerle olan ‘askeri ortaklıkları’ yeniden gözden geçirme fırsatı da sağlayacak. Fransız tarafı, bu hususta çok yönlü stratejik bir rekabetle karşı karşıya olduğunun farkında. Macron'un, Rusya ile savunma anlaşması imzalanmasından birkaç ay sonra Kamerun'un başkenti Yaunde’ye gelmesi dikkat çekti. Bu arada Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Kahire'den başlayarak Afrika başkentleri arasında geniş kapsamlı bir tur düzenliyor. Lavrov’un amacının, ülkesinin Afrika Kıtası’ndaki’ varlığını pekiştirmek olduğu düşünülüyor.  

Fransız kaynakları, Paris'in Afrika'dan çekilme veya terör örgütleriyle mücadelede oynadığı güvenlik rolünden vazgeçme yönünde bir arzusu olduğunu keskin bir şekilde reddediyor. Fransa Savunma Bakanlığı, Başkan Macron'un talebi üzerine, bir dizi Afrika ülkesinde Fransız askeri varlığı için, önümüzdeki sonbaharda hazır olması beklenen bir vizyon geliştirmek üzerinde çalışıyor. Ancak Fransa’nın artık vitrinde olmak istemediği, bu yüzden yerel güçleri desteklemeyi tercih edeceği değerlendiriliyor. Fransa halihazırda Gine Körfezi'nde kalıcı bir deniz üssüne ek olarak, Senegal ve Fildişi Sahili'nde (Batı Afrika) askeri üslere sahip. Bugün Paris'teki en büyük korku, terör örgütlerinin Sahel bölgesinden, Gine Körfezi ülkelerine geçiş yapmasıdır. Fransa Savunma Bakanı Sebastien Lecornu, bu ay Nijer ve Fildişi Sahili'ni ziyaret etmişti. Fildişi Sahili, ülkenin kuzeyinde Burkina Faso sınırındaki terör saldırılarından olumsuz etkileniyor. Eldeki bilgilere göre Fransa, Gine Körfezi’ne kıyısı olan; Fildişi Sahili, Benin, Togo ve Gine’ye muhtelif askeri destekler sağlayacak. Fransız kaynakları, Benin’in resmi olarak Fransa’da askeri destek istediğini aktardı, Macron’un ziyaretinde bu konunun da ele alınması kuvvetle muhtemel. Franszı kaynakları Benin’in, eğitim, istihbarat, teçhizat ve silahlar da dahil olmak üzere Fransız askeri desteği istediğini teyit etti. Paris'in Gabon'da 1960 yılına dayanan bir savunma anlaşması var. Fransa’nın bu ülkede bir askeri üssü bulunuyor. Fransa’nın bölgedeki en büyük askeri üssü ise Kızıldeniz’in girişine sınırı bulunan Cibuti’de bulunuyor. Fransa, Mali’den çekilecek olmasına rağmen, Sahel bölgesindeki (Nijer, Burkina Faso, Çad) askeri varlığını sürdürmeye devam ediyor. Ancak Fransa’nın geçen sene 5 binin üzerinde olan bölgedeki asker sayısını yarıya indirmeyi planladığı da belirtiliyor.  

Rusya, Afrika'daki Fransız varlığının en büyük stratejik rakibini temsil ederken ekonomik ve ticari rekabette Çin öne çıkıyor. Bunun tarihsel bir nedeni var. Çünkü son yüzyılda Avrupa sömürge ülkelerinden bağımsızlığını kazanan birçok ülke, Sovyetler Birliği'nden yardım istedi. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından, bu Afrika ülkeleri Rusya ile ilişkilerini devam ettirdi.  

ABD dışında Fransa'nın bölgedeki bir diğer rakibi ise her yıl Türkiye-Afrika zirvesi düzenleyen Ankara.

Fransız kaynakları, Rusların ‘Truva Atı’nın’ Orta Afrika Cumhuriyeti ve Mali'de varlık gösteren Wagner Grubu olduğunu ifade ediyor. Paris'e göre ‘Wagner’i’ farklı kılan, anlaşmada olduğu rejimleri ‘askeri darbelere’ karşı koruması ve söz konusu rejimlere hukuk ve medya desteği sağlaması. Paris’e göre, Wagner’in etkin olduğu ülkelerde şiddet ve hukuksuzluk artış gösteriyor. Bazen bu paralı askerler Libya’da olduğu gibi, faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki ‘yeraltı madenlerine’ el koyabiliyor.  

olduğunu’ göz önüne sereceğini bildirdi. 

abd türkiye rusya Ukrayna fransa avrupa birliği Macron son medya çok kamerun SÖMÜRGE