Türkiye'de Asya kaplan sivrisineği tehlikesi
Asya kaplan sivrisineği, havaların ısınmasıyla birlikte daha hızlı yayılış gösteriyor. Uzmanlar, sokağa bırakılan içecek kutularının istilacı tür için üreme alanı olabileceğini söylüyor. Türkiye'de ilk olarak 2020'de görülen ve yerleşik tür haline gelen Asya kaplan sivrisineğinin, havaların ısınmasıyla birlikte yakın zamanda tekrar görülmesinden endişe ediliyor.
Antalya, Eskişehir ve Bursa ile İstanbul’un Beykoz, Sarıyer, Silivri Çatalca, Büyükçekmece, Şile, Ümraniye ilçelerinde yoğun olarak görülen Asya kaplan sivrisineği ile mücadele başladı.
22 AYRI VİRÜS BULAŞTIRIYOR
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Parazitoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kerem Öter, Asya kaplan sivrisineğinin istilacı bir tür olduğunu, bu hızlı yayılışın Türkiye genelinde devam ettiğini söyledi.
Bu sivrisinek türünün 22 ayrı virüs bulaştırabildiği, özellikle "Chikungunya" ve "Zika"nın bunların başında geldiği bilgisini veren Öter, bunların henüz Türkiye'de görülmediğini anlattı.
"ÜREMEK İÇİN KÜÇÜK YAPAY SU KAPLARINI KULLANIYOR"
Bu türün dere ve göl kenarlarından ziyade, küçük su birikintilerine yumurtalarını bırakarak çoğaldığını aktaran Öter, "Vatandaşların bu türe karşı yapması gerekenleri biz 'Kültürel Mücadele' başlığıyla ayrı şekilde inceliyoruz. Bu, tüm mücadele planının yüzde 40'ını oluşturuyor, yani çok önemli bir konu. Kültürel mücadelede vatandaşların bilgilendirilmesi çok önemli. Asya kaplan sivrisineği küçük yapay su kaplarını kullanıyor üremek için. Diğer sivrisinek türleri dere kenarı, göl, gölet gibi büyük doğal su rezervlerinin kenarlarında çok olur. Asya kaplan sivrisineği asla bu doğal büyük hacimli su rezervlerini kullanmaz. Yapay, insan yapımı, aklınıza gelebilecek her türlü küçük kapları kullanır" dedi.
HANGİ ÖNLEMLER ALINABİLİR?
Bu noktada vatandaşlarca verilecek mücadelenin önemine değinen Kerem Öter, Asya kaplan sivrisineğinin üremesine neden olabilecek ortamları ve alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı:
"Bahçeleri sulamak için biriktirilen yağmur sularının bulunduğu yerler, saksı altındaki tabakta biriken su, üreme alanıdır. Evlerin, balkonlardaki çiçeklerin altındaki sulukların özellikle yaz aylarında sık periyotlarla, maksimum beş günlük periyotlarla değiştirilmesi gerekiyor. Kenara atılan içecek kutuları bile üreme alanı. Sağa sola atılan kullanılmış araba lastikleri bizim en çok korktuğumuz üreme alanı. Çocuklar oynasın diye boyanarak kenara bırakılan araba lastiklerinin içine yağmur suyu birikiyor. Bu, Asya kaplan sivrisineğinin bir numaralı üreme alanıdır."
KARADENİZ'DE SARI HUMMA SİVRİSİNEĞİ TEHLİKESİ
Hacettepe Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa öğretim üyeleri olarak iki yıl önce bir eylem planı oluşturduklarını anlatan Öter, "Kurduğumuz izleme sistemiyle sürekli arazide, İstanbul'a diğer istilacı türlerin girip girmediğini takip ediyoruz. Şu an İstanbul için tek istilacı türümüz bu ama Karadeniz'de sınırlı bir bölgede tehdit oluşturan 'aedes aegypti' adında bir tür var. Bu, halk arasında 'sarıhumma sivrisineği' olarak tanınır. Trabzon, Sinop, Ordu, Samsun'da, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde, Asya kaplan sivrisineği ile birlikte yerleşik bir tür. Hem Asya kaplan sivrisineği var hem de sarıhumma sivrisineği" dedi.
"GEÇEN YIL HASTALARDA ASTIM KRİZLERİNE NEDEN OLDU"
Asya kaplan sivrisineğinin sağlığa etkileri hakkında bilgi veren Akademik Solunum Derneği Başkanı ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu da sinek türünün alerjik bünyelerde astım krizi ve solunum sıkıntısı gibi sorunlara yol açabileceğini söyledi.
Soktuğu zaman vücutta çok ciddi şişliğe ve kızarıklığa yol açan sinek türünün genel alerjik reaksiyonlar yaratabildiğini anlatan Tutluoğlu, şöyle konuştu:
"Geçen seneki hastalarda astım krizlerine neden olmuştu, astım atağı ile gelmişlerdi. Bu astım atağı olarak değil de daha ciddi bir formda da olabilir. Böcek sokmasına karşı alerjisi olan kişiler vardır. Onlarda anafilaksi dediğimiz daha ciddi reaksiyonlar olabilir. Anafilaksi büyük bir alerjik reaksiyon. Boğazda düğümlenme, kitlenme, nefes alamama, ses tellerinin tamamen kapanmasıyla kendini gösteren bir durum. Böcek sokmasına karşı hassas olan kişilerde bunun olma ihtimali var. Normalde bunu biz arı sokmalarında görüyoruz."