Türkiye'nin "tapusu" Lozan Antlaşması 100 yaşında! Lozan Antlaşması tam olarak nedir?

Lozan Antlaşmasının bu yıl 100. yıl dönümü. Bu tarihi antlaşmayla kapitülasyonları, imtiyazları yırtıp attık. Ancak savaşarak kazanıp Lozan Barış Antlaşması ile tescil ettiğimiz egemenlik haklarımız, 100 yıl sonra bir kez daha Batılı güçlerin saldırısı altında.

Türkiye Cumhuriyeti'nin "kuruluş senedi" olarak kabul edilen Lozan Barış Antlaşması'nın 100'üncü sene-i devriyesini kutluyoruz. Türk halkı Milli Mücadele'de kazandığı zaferin ardından diplomasi masasında kayıtsız şartsız egemenlik hakkını koruyarak barış elde etti. İşte bu antlaşma bir asır önce İsviçre'nin Lozan kentinde imzalandı.

Savaşarak kazanıp Lozan Barış Antlaşması ile tescil ettiğimiz egemenlik haklarımız, 100 yıl sonra bir kez daha Batılı güçlerin saldırısı altında. Dün Toprak Vatan'ımızı silahla zaptedemeyenler, bugün Mavi Vatan'ımızı ayak oyunlarıyla gasp etmeye çalışıyorlar.

Özellikle Ege Denizi'nde yaşanan sorunların temelinde Lozan'a uyulmaması yatıyor. Yunan tarafı dönem dönem Lozan'a bağlılığını dile getirse de, antlaşmanın arkasından dolanmak için elinden geleni yapıyor. O başlıkların en dikkat çekenleri ise Ege'deki karasuları rejimi ve 16. Madde'nin yorumlanması üzerine...

Lozan Barış Antlaşması'nda Türkiye ve Yunanistan'ın Ege'deki karasularının genişliği 3 mil olarak belirlenmişti. Fakat Yunanistan, 1931 yılında “Mussolini tehdidi var.” diyerek hava sahasını 10 mile genişletti.

Ardından bir de denizlerde tek taraflı adım atan Atina yönetimi, 17 Eylül 1936'da çıkardığı 230 sayılı Kanun ile karasularını 6 mil olarak ilan etti. Bu dönemde henüz Deniz Hukuku Konferansı toplanmamış, kıtasahanlığı kavramı ortaya çıkmamıştı...

Yunanistan ve İtalya arasındaki düşmanlığın sona ermesi, iki ülkenin de 1952'de NATO çatısı altında müttefik olması ve 1958 yılında Kıtasahanlığı Sözleşmesi'nin ortaya çıkmasıyla birlikte Yunanistan'ın “statu quo ante” gereğince savaş öncesi duruma, yani 3 mil rejimine dönmesi gerekiyordu.

Yunan tarafı adım atmayınca, bu kez Türkiye “mütekabiliyet” diyerek 24 Ağustos 1964'te çıkardığı 476 sayılı Kanun ile Ege'deki karasularını 6 mil olarak ilan etti. Böylece Lozan'da kurulan denge altüst oldu ve Türkiye'nin açık denizlere çıkış alanı sınırlandı.

Yunanistan, 1936'da karasularını 6 deniz miline çıkararak Ege'nin yüzde 43,68'ini, yani yaklaşık yarısını egemenliği altına aldı. Ancak Türkiye, 1964'teki düzenlemesi ile Ege'nin yalnızca yüzde 7'lik bölümünde egemenlik tesis edebildi.

Lozan'a göre karasuları 3 mil olmalı. Bu statü, Türkiye'ye geniş bir deniz yetki alanı kazandırıyor.

lozan