Türkiye ve İran'ın operasyonları PKK'ya nefes aldırmıyor

Türkiye, İran ve Irak’ın operasyonlar konusunda anlaştığını söyleyen PYD ve PJAK elebaşlarından açıklamalar peş peşe geliyor. Açıklamalar, bölge ülkelerinin PKK’yı bitirme kararlılığı karşısında örgütün çaresizliğini de gözler önüne seriyor.

Türkiye, Suriye ve Irak’ın kuzeyine yönelik hava harekâtlarıyla PKK’nın terör yuvalarına darbe vururken, örgütün yönetim kadrosu da MİT’in nokta operasyonlarıyla tek tek etkisiz hale getiriliyor.

Diğer yandan İran da ABD destekli bölücü terör örgütlerine karşı mücadeleyi yoğunlaştırdı. Tahran, terör örgütlerinin Irak’taki faaliyetlerini bitirmek için diplomatik ve askeri manevralar yapıyor.

Son olarak Devrim Muhafızları, Tahran-Bağdat uzlaşısı kapsamında, PKK uzantısı PJAK’a karşı Irak sınırında İHA ve SİHA destekli operasyon başlattı.

İran, bölgedeki ABD güdümlü terör örgütlerinin silahsızlandırılması talebini, Irak ve Bölgesel yönetimen defalarca kez iletti. Bölgedeki son gelişmeleri değerlendiren Devrim Muhafızları Kara Kuvvetleri Komutanı Muhammed Pakpur, “Irak hükümetinin yükümlülüklerini yerine getirmesini bekliyoruz. Aksi durumda Devrim Muhafızları operasyonlarına devam edecek.” dedi.

Türkiye ve İran’ın operasyonlarından duyulan korku, PKK ve uzantılarının açıklamalarına da yansıyor. İran’ın ağır bombardımanı altında panik yaşayan PJAK, sivilleri kalkan olarak kullanmak için bölgede yaşayan halkı kendilerine destek vermeye çağırdı.

PYD elebaşı Salih Müslim ise, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne Suriye'de hava sahasının açıldığını, yoğun operasyonlar karşısında Rusya, İran ve Suriye'nin sessiz kaldığını söyleyerek dert yakındı.

Öte yandan PJAK elebaşlarından Şiyar Şevger, operasyonların arkasında İran, Türkiye ve Irak arasındaki “Kürt özgürlük hareketlerini silahsızlandırma anlaşması” olduğunu söyledi. “İran’ın PJAK'la ilgili eline geçen bilgileri Türk devletine ileteceği ve Türk ordusunun bu bilgilere göre saldırı düzenleyeceği konusunda bir mutabakat var.” Dedi.

Açıklamalar, Türkiye ve İran’ın bölgede PKK’yı bitirme kararlılığı karşısında örgütün çaresizliğini de gözler önüne seriyor. Örgüt elebaşlarının, operasyonların durdurulması için kendi yayın organlarında adeta yalvardığı gözlemleniyor.