TGB İstanbul'dan çarpıcı eylem! İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde 28 çocuğun cinsiyetsizleştirme operasyonuna karşı çıktılar

Türkiye'nin en büyük gençlik hareketlerinden biri olan Türkiye Gençlik Birliğine (TGB) bağlı TGB İstanbul'dan geçtiğimiz günlerde çocukların LGBT olmasına yönelik hormon operasyonları yapan İstanbul Tıp Fakültesi akademisyenlerine karşı büyük bir eylem gerçekleştirildi. 

NATO'ya girecek LGBT ordusu hazır! İsveç ordusu 'Euro pride' etkinliklerine katıldıDünya

TÜRKİYE GENÇLİK BİRLİĞİ'NDEN LGBT'YE GEÇİT YOK

TGB İstanbul tarafından yapılan eyleme yüzlerce genç katılırken, eylem sırasında bir tane basın açıklaması da gerçekleştirildi. Basın açıklamasını yüzlerce genç adına TGB İstanbul İl Başkanı Yiğit ÇINAR yaptı. TGB İstanbul İl Başkanı Çınar açıklamasında şu sözlere yer verdi:

- Değerli basın mensupları ve saygıdeğer Türk milleti! İstanbul Üniversitesi’nde yaşanan ve geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan bir rezilliği hep birlikte öğrendik.  Bu rezilliğin, bu insanlık ayıbının adı çocuk istismarıdır. İstanbul Üniversitesi mensubu kişilerce işlenen veya göz yumulan bu ayıp üniversitemizin adına, kimliğine leke sürmektedir. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi etik kurulunun onayından geçerek yapılmış bir çalışmanın yayınlanan makalesinde görüyoruz ki yaşları 11 ila 18 arasında değişen 28 çocuğa, 28 kardeşimize ‘’ergenlik durdurucu hormonlar’’ verildi, erkeklerin ses telleriyle oynanarak inceltildi, kimisinin göğüsleri alındı, bedenlerine geri dönüşü olmayan müdahalelerde bulunuldu ve 16’sına karşıt cins hormonu verilerek cinsiyet değiştirmeye zorlandı.  Bu çocuklarımızdan 7’si, 17 yaşına geldiklerinde cinsiyet değiştirme operasyonuna hazırlanmak için ameliyat masasına yatırıldı.  Bir kardeşimiz, bu yaşadıklarından ötürü intihar teşebbüsünde dahi bulundu.  Şimdi soruyoruz, bu hangi ahlaka, hangi vicdana, hangi etik değerlere ve hangi bilime sığıyor? Daha 18 yaşını doldurmamış çocukların cinsiyetiyle oynama, onlara LGBT ideolojisinin dayatmalarıyla tıbbi müdahalelerde bulunma, cinsiyetsizleştirme operasyonu yapma hakkını nereden alıyorsunuz? Bu rezaletin adını koyalım: Bu cinsiyet değiştirme operasyonları henüz bedensel, zihinsel, ruhsal gelişimini tamamlamamış bireylere yönelik uygulanan bir çocuk istismarıdır. Bu çalışmanın parçası olmuş, altına imza atmış, onay vermiş bütün sözde hekimlerin, sözde akademisyenlerin bu istismarda dahli vardır. İstanbul Üniversitesi çatısına saklanarak yapılan bu çocuk istismarı, insanlığa ve bilime karşı bir cinayettir.

"LGBT İDEOLOJİSİNİ ÇOCUKLARIMIZA UYGULAMAYA ÇALIŞANLARA DUR DİYORUZ!"

TGB İl Başkanı Çınar açıklamasına şu sözlerle devam etti:

- LGBT ideolojisinin dayatmalarını çocuklarımızın, kardeşlerimizin üzerinde uygulamaya kalkanlara dur diyoruz, dur! O kirli planlarınızın, kirli ellerinizin önünde Türk gençliği var, Türk milleti var. Biz çocuklarımızı, Türkiye’nin geleceğini sizin ellerinize bırakır mıyız? Geleceğimizi sizin çürümüşlüğünüze kurban eder miyiz? Sizin emperyalist merkezlerden, ağababalarınızdan aldığınız fonlara, kurduğunuz tezgahlara, beraber iş tuttuğunuz dışarıdan beslenen kuklalaşmış LGBT örgütlerine izin de geçit de vermeyeceğiz, bunu iyi bilin!  Bizler çok iyi biliyoruz LGBT’nin ne olduğunu. Milli devletleri, milletlerin birliğini hedef alan, aile kurumunu yok etmek isteyen, insanı kendi cinsiyetine ve benliğine yabancılaştıran, gelecek nesilleri zehirlemeyi baş hedef koymuş, doğal cinsiyeti yok sayan emperyalist bir dayatmanın ta kendisidir. Bu gerçeği özgürlük maskesiyle, sözde bilimsel safsatalarla gizleyemezsiniz. Şimdi de üstüne üstlük çocuklarımıza da elini uzatıyorlar. LGBT dayatması hayatımıza önce ekranlardan sızmaya başlamıştı, sonra kitaplar, makaleler, konferanslar ve yürüyüşlerle taarruzuna devam etti. Şimdi de doğrudan çocuklarımıza dokunmaya, çocuklar üzerinde geri dönülmez müdahalelerde bulunarak bir insanlık cinayeti işlemeye kalkıyorlar.  Ergenlik döneminde çevresini saran LGBT dayatmasından etkilenen kardeşimize hemen kirli ellerini uzatıyor, ‘’gel’’ diyor ‘’sen bu bedene ait değilsin’’, ‘’gel’’ diyor ‘’seni özgürleştirelim’’. Sonra ne oluyor? Bütün biyolojisiyle oynuyor, doğal gelişimine müdahale ediyor, ergenlik önleyici hormonları veriyor. Yetmez; bir de memelerini alalım, ses tellerinle oynayalım, en son cinsiyetini cerrahi müdahalelerle tamamen değiştirelim istiyor. Bak diyor şimdi özgürleştin. Ancak işin sonunda o kardeşlerimizi bunalıma, intihara sürüklüyorlar.  Sonra pişmiş kelle gibi bu yaptıklarını bilimsellik maskesi altında makale diye yazıp yayımlıyorlar. Bu mu bilim? Bu mu araştırma? İstismar ne zamandır bilim oldu? Çocukların bedenleriyle, cinsiyetleriyle oynamak hangi bilimselliğin içinde?  Çocukların bedenleri üzerinde yaptıkları ameliyatları, üniversitelerine, hastanelerine haber vermeden merdiven altı şekilde, gözlerden kaçırarak yapmak suç değil midir? ABD ve Batı’da bir avuç LGBT aktivistinin bilimdışı deneylerini bilimsel gerçek gibi sunup, çocukları denek olarak kullanmak hangi namusa, hangi bilime sığar?  Hakem onayından bile geçmeden alelacele yayımlanan makaleden de anlıyoruz ki burada ne bir araştırma ne de bilimsel bir amaç yok. Burada Türkiye’yi Batı ülkelerinin bir bir düştüğü kuyuya sürüklemek için kurgulanmış bir proje ve denek olarak kullanılmaya kalkılan çocuklar var.

"İSTİSMARIN BAŞINI ÇEKEN ŞAHİKA YÜKSEL!"

- Bu istismarın başını çeken Şahika Yüksel’in şeceresine baktığımızda Türkiye ve insanlık düşmanlığının bir paketini görüyoruz. Bu pakette neler var? HDP’ye destek var, Selahattin Demirtaş’a özgürlük talebi var. Kendisi Türk ordusunu katliamla suçlayan, PKK’yı kurtarmaya kalkan Barış Akademisyenleri bildirisinin liderlerinden, fon bağımlısı LGBT örgütü Kaos GL’nin düzenli yazarı. Her türlü LGBT dayatmasının merkezinde yerini almış bir şahıs. Bu özgeçmişin çocuklarımıza en fazla ne getirebileceğini düşünün. Türkiye’nin bölünmesi ve parçalanması için nerede ne görev varsa bulup üstlenmiş. Şimdi de birilerini etrafına toplamış, Türkiye’nin en köklü üniversitesinde, bilim yuvasında, Türkiye’nin gururu İstanbul Tıp Fakültesi’nin, Tıbbiyemizin adını kullanarak çocuklarımıza cinsiyet değiştirme operasyonu yapıyorlar.

 "LGBT DAYATMASINI ÜNİVERSİTEMİZDE İSTEMİYORUZ!"

- Soruyoruz; böyle bir cinayetin bilimsel araştırma kılıfıyla işlenmesine fakülte etik kurulu nasıl izin vermiştir, nasıl onaylayabilmiştir? Bu operasyonun gözlerden kaçırılarak, merdiven altında, erişkin olmayan çocukların üzerinde geri dönülmez müdahalelerde bulunarak yapılmasına göz mü yumulacaktır? Ne üniversitenin, ne milletin vicdanı buna el vermez ve vermeyecektir.  Üniversitemizin ve dekanlığımızın açtığı soruşturmaya ve başlattığı incelemeye güveniyoruz. Olay tüm boyutlarıyla soruşturulmalı, bu suça, bu insanlık cinayetine dahil olmuş, rol üstlenmiş, göz yummuş kim varsa üniversitemizden uzaklaştırılmalıdır. LGBT dayatmasını ve çocuk istismarcılarını üniversitemizde istemiyoruz!  Gereken yapılana kadar Türkiye Gençlik Birliği olarak bu suçun sorumlularının peşini bırakmayacağımızı, bu insanlık ayıbının her yerde takipçisi olacağımızı, hayatlarıyla ve cinsiyetleriyle oynanan arkadaşlarımızın hesabını soracağımızı herkes bilmelidir.

"BUGÜN 28 ÇOCUKLA BAŞLAR, YARIN YÜZ BİNLERİ BULUR."

- Bu çocuklar, kardeşlerimiz, arkadaşlarımız Türkiye’nin geleceğidir. Bu istismar ile Türkiye’nin geleceği karartılmak isteniyor. Bugün 28 çocuk ile başlar, yarın sayısı binleri, yüz binleri bulur. Biz buna geçit vermeyiz.  Son çağrımız da İstanbul Tıp Fakültesinin değerli hocalarına, hekimlerine ve hekim adayı öğrenci arkadaşlarımızadır: Bilimi savunmanın yolu halkı savunmaktan geçer. Tamamen bilim dışı ve safsata dayatmalarla bu milletin çocuklarının hayatlarıyla oynayanların hekimlik ve bilim insanlığı perdesinin arkasına sığınmasına izin vermeyelim. Tıbbiyeli vatan için yola ilk düşendir. Tıbbiye geleneği vatana ve insanlığa düşman bu dayatmaya karşı bilimin namusunu, hakikati ve milleti cesurca savunarak yaşayacaktır. İstanbul Tıp Fakültesi’nin bu hayasız akına karşı kale gibi duracağından eminiz. Cesur olmalı ve insanlığa karşı bu cinayeti işleyenlerden hesap sormalıyız.

"TÜRK GENÇLİĞİ OLARAK TÜRK MİLLETİ ADINA GÖREVLERİMİZİN BAŞINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ!"

- Türk gençliği olarak geleceğimizi mahvetmelerine izin vermeyeceğiz, çocuklarımıza uygulanan istismara göz yummayacağız, Türk milletini hedef alan tüm planların karşısında dimdik durmaya, görevimizin başında olmaya devam edeceğiz.