Sıla bebeğin ölümüne ilişkin davada karar açıklandı: Detaylar kan dondurdu!
Tekirdağ'ın Malkara ilçesinde, cinsel istismara uğrayarak darbedilen 2 yaşındaki Sıla bebek, hayatını kaybetmişti. Bu trajik olayla ilgili yargılama süreci tamamlandı. Anne Bakiye Yeniçeri, suça sürüklenen çocuklar G.A. ve K.A. hapis cezasına çarptırılırken, 2 sanık ise beraat etti.

Olayın başlangıcında, anne Bakiye Yeniçeri'nin 2 yaşındaki Sıla Yeniçeri'yi Malkara Devlet Hastanesi'ne götürdüğünde, çocuğunun vücudunda morluklar olduğu iddia edilmişti. Ancak, çocuğun daha sonra evine gönderilmesi ve tekrar hastaneye götürülmesi sonucu, durum polise bildirildi. Çocuğun durumunun ağırlaşması üzerine Tekirdağ'a sevk edilen Sıla Yeniçeri, beyin kanaması ve şiddet izleriyle tedavi altına alındı. Bu süreçte, DNA örnekleri alınarak adli tıp incelemesi yapıldı.
Soruşturma sonucu, anne Bakiye Yeniçeri, dini nikahla birlikte yaşadığı Sanlı Ö., komşusu Kani A., ve suça sürüklenen çocuklar G.K. (15) ve K.A. (14) tutuklandı. Ayrıca, cinsel istismar tespit edilen olayın ardından, Sıla Yeniçeri'nin ölümüne yol açan darp ve istismar vakası detaylandırıldı. Mahkeme, Bakiye Yeniçeri'ye "ihmali davranışla kasten öldürme", "suç delillerini yok etme", ve "suçu bildirmeme" suçlarından toplamda 27 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Diğer suça sürüklenen çocuklar K.A. ve G.K. de hapis cezalarına çarptırıldı.
Mahkeme, Sıla Yeniçeri'nin ölümüne neden olan olaylarda, annesinin ihmalinin açık olduğunu ve bu davranışın sonucunda ölüm neticesinin meydana geldiğini belirterek, anneye herhangi bir indirim yapılmamasına karar verdi. Ayrıca, Sanlı Ö. ve Kani A. beraat etti.
Bu davada, Sıla Yeniçeri'nin ölümünün "kafa travmasına bağlı iç kanama" nedeniyle olduğu tespit edilirken, çocuğun vücudunda ısırık izleri ve cinsel istismar bulguları da ortaya çıktı. Mahkeme, Bakiye Yeniçeri'nin suçları kabul eden ifadelerini ve suçun delillerini imha etme girişimlerini de dikkate alarak cezaları verdi.
'KANLI BEZİ ÇÖP KUTUSUNA ATTI'
Anne Bakiye Yeniçeri'nin 'Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme ve suçu bildirmeme' suçlarından yapılan değerlendirmede, "Bakiye'nin çocuklarının kirlendiğini düşünmesi sebebi ile banyo yaptırma istemesi neticesinde maktul Sıla bebeğin bezini açtığı ve maktulün bezinde kan gördüğü, maktulün cinsel istismara uğramış olabileceğini düşünmesine ve idrak etmesine rağmen herhangi bir sorgulama, araştırma ve yetkili makamlara bildirimde bulunmaksızın maktulü temizlediği ve kanlı bezi önce kendi yaşadığı ikamette bulunan çöp kutusuna ve sonrasında ailesinin kendisine kızmasından korkması ve çocuklarına bakamadığını söyleyecek olmaları ihtimali ile tespiti yapılamayan ikamete uzak bir çöp kutusuna attığı, sanığın bu şekilde cinsel istismara ilişkin önemli bir suç delilini imha ettiği ve ayrıca çocuğunun istismara uğradığını bilmesine rağmen yetkili makamlara herhangi bir bildirimde bulunmadığı daha sonra maktulün öldürülmesi akabinde soruşturma neticesinde istismar suçunun açığa çıktığı, sanık her ne kadar kovuşturma aşamasında beyanında önceki beyanlarından dönerek kanlı bez görmediğini savunmuş ise de; soruşturma aşamasında sıcağı sıcağına alınan beyanlarının somut ve olayın seyrine ilişkin detaylı ve karakteristik anlatımlar barındırması, maktulün cinsel istismara maruz kaldığının Bilirkişi raporuyla sabit olması ve bu durumda bezinde kan olmasının da hayatın olağan akışına uygun olması birlikte değerlendirildiğinde soruşturma aşamasındaki beyanlarının mahkememizce itibar edilebilir bulunması nedeniyle kovuşturma beyanlarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğunun değerlendirildiği, açıklanan nedenlerle sanık Bakiye Yeniçeri'nin üzerine atılı 'Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme' suçunu işlediği sabit görüldüğünden eylemine uyan TCK'nın 281/1 maddesi gereğince delilin mahiyeti de göz önüne alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmasına, yine sanığın üzerine atılı 'Suçu bildirmeme' suçunu işlediği sabit görüldüğünden eylemine uyan TCK'nın 278/2 maddesi yollamasıyla 278/1 ve 3 maddeleri gereğince saklanan suçun niteliği dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmasına, sanığın dosya kapsamından anlaşılan sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki gözlemlenen davranışları, cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri göz önüne alınarak 5237 sayılı TCK'nın 62'nci maddesi uyarınca cezasından takdiren indirim yapılmasına yer olmadığına, sanığın sabıkasız olmasına karşılık, pişmanlık duyduğuna ilişkin ve cezasının ertelenmesi durumunda ileride tekrar suç işlemekten çekineceği yolunda Mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından sanık hakkında CMK’nın 231/5 maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya TCK’nın 51'inci maddesi uyarınca cezanın ertelenmesine takdiren yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur" denildi.