MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan çağrısını yineledi: "Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK elebaşı Abdullah Öcalan ile ilgili yaptığı "Meclis'e gelsin, PKK'nın lağvedildiğini açıklasın" çağrısını yineledi. Devlet Bahçeli, "Ak koyun kara koyun ortaya çıksın, umut hakkından da istifade etsin. Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım." dedi.

Yasin Kerim Aşan Yasin Kerim Aşan
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan çağrısını yineledi: "Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu. Devlet Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'nin yüz yılının geride kaldığını, yeni bir yüzyıla girildiğini ifade ederek, geçen zamanı ve değişen şartları esas alarak, onca yıldır tebarüz ettikleri tecrübeler ışığında Cumhuriyet'in yeni yüzyılını heba ve israf etmemek için bütün imkanlarla çalışmanın, gelecek nesillere muasır ve müreffeh bir Türkiye'yi miras bırakmanın kararlılığında olduklarını söyledi.

Devlet Bahçeli, "Eğer vizyon, geleceği resmetmek, ufuk ötesini görebilmek, uzak veya yakın muhtemel gelişmelerle ilgili öngörü sahibi olabilmek ise biz bunu Allah'ın inayetiyle başarmanın hedefindeyiz. Elbette hiçbir soruya kolay cevaplar aramıyoruz. Elbette herhangi bir kolaycı yaklaşım peşinde de koşmuyoruz. 'Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben' iradesinden hiç taviz vermiyoruz. 'Her şeyden önce Türkiye' demekten asla vazgeçmiyoruz." diye konuştu.

Devlet Bahçeli, günübirlik siyasi hesap ve mevzi kazanımlar arayışında olmadıklarını, milletin huzuru, refahı ve güvenliğinin her şeyden önce geldiğinin altını çizerek, "Çünkü milletimiz huzursuz ve memnuniyetsizse geleceğe umutla bakamayacağımızın farkındayız." dedi. Milletin desteği olmadan hiçbir siyasi hedefin başarıya ulaşamayacağını belirten Bahçeli, halden, dertten, dilekten, sözden, gönülden anlamayanların yüksek hedeflerin yanına dahi yanaşamayacağını söyledi.

Devlet Bahçeli, en büyük arzularının, milleti her açıdan layık olduğu şekilde temsil edebilmek, bunun yanında hasretini çektiği gelişmişlik seviyelerine çıkarmak, hatta çağlar üzerine sıçramasına omuz vermek, bu suretle kronik ve konjonktürel sorunları köklü çözümlerle buluşturmak olduğunu ifade etti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan çağrısını yineledi: "Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım" - Resim : 1

Sadece bugünün sorunlarına kafa yormak ve çare aramakla iktifa edilemeyeceğine, yarınları da düşünmek, sahip olunan fikri ve siyasi misyon eşliğinde milli vizyonu gerçekleştirmenin mücadelesinin verilmesi gerektiğine işaret eden Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:

"Suya yazı yazmakla vakit kaybedenlerden olamayız. Bazı siyasi fosiller gibi günlük ve güdük söylemlere kapılıp karanlık lobilerin ve kabaran kulislerin eline düşemeyiz. Dereyi görmeden paçayı sıvayanlara, geçeceği köprüyü yıkanlara, atını arabanın arkasına koşanlara, kavak ağacında balina arayanlara, deniz dibinde sincap araştıranlara, totoloji batağında biteviye çırpınanlara benzeyemeyiz. Biz, Milliyetçi Hareket Partisi'yiz. Biz, cumhurla ile Cumhuriyet'i kucaklaştıran, geçmişle geleceği kaynaştıran, merkez ile çevreyi kavuşturan Cumhur İttifakı'yız. Hep birlikte Türkiye'yiz, hepimiz Türk milletiyiz. Yolculuğumuz bir ve birlikte hilale doğrudur. Dökülen şehit kanlarıyla bezenen ve dalgalanarak gök kubbeyi kaplayan hilal ile yıldızın ayrılmaz bütünlüğü Türk istiklalinin ebedi güvencesidir. Hiç kimse merak buyurmasın, hiç kimse kaygı veya korkuya kapılmasın, bayrak çekildiği gönderden inmeyecek, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihsel varlığını ve hükmü şahsiyetini tahrip etmeye hiçbir muhasım ve mütehakkim odağın gücü yetmeyecektir. Doğudan batıya, kuzeyden güneye, bir ve birlikte hilale doğru emin ve sağlam adımlarla ilerleyeceğiz. Durmayacağız, duraklamayacağız, dumanlaşmayacağız. Hilal, birliğimizin ve dirliğimizin remzidir, bunu unutmayacağız. Hilal, kardeşliğimizin ve kader ortaklığımızın mesajıdır, bunu hatırımızdan çıkarmayacağız. Hilal, gecenin koyuluğunda Türk milletinin önünü açan ve aydınlatan mehtap ışığıdır, bu gerçeği de ihmal etmeyeceğiz. Dikkat ediniz, tarihi detaylarıyla tetkik ettiğiniz vakit göreceksiniz ki haçın girdiği yerlere hilal bir daha dönememiştir. Bu nedenle hilalin onurunu, bu onurun mayalandığı milli birlik, milli varlık ve milli güvenliğimizi titizlikle koruma ve kollama mecburiyetiyle hareket etmenin dışında ikinci bir seçeneğimizin olmadığına yürekten inanacağız."

ABDULLAH ÖCALAN ÇAĞRISINI YİNELEDİ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türk milletinin tarihin hiçbir döneminde asimilasyoncu olmadığını, yaratılanın Yaradan'dan ötürü sevildiğini ve saygı duyulduğunu kaydetti.

"Peki tarihin tekerrürüne hizmet etmek varken, milli beraberlik ve kardeşlik mirasını yağmalamak için kuyruğa girenlere göz yummak akıl karı mıdır?" diye soran Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:

"'Başımızda kardinal külahı görmektense Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederiz' sözünün zamana uygun başka tür ve türevini duymak varken, hala neyle oyalanıyoruz? Tarihin akış istikametinin tersine kürek çekenler nereye ve hangi çevrelerin namı hesabına faaliyet gösteriyor? Çekildiğimiz tüm coğrafyalar çatışma ve çalkantılarla boğuşurken, içimizi karıştırmaya, milli birliğimizi karartmaya niyet eden iç ve dış ihanetin çıbanbaşlarını nasıl yok sayalım? Bu vebale nasıl ortak olalım? Ne diyelim? Basiretimiz bağlandı mı diyelim? Duymadık, bilmedik, görmedik bahanelerini mi sıralayalım? Türk'ü Kürd'e, Kürd'ü Türk'e kırdırmaya, milleti etnik kabilelere ayırmaya, Anadolu'yu mozaik cehennemine dönüştürmek için fırsat kollayan alçaklara sesimiz çıkmasın mı? Geleceğimizi rehin mi bırakalım? Bağımsızlığımızın çiğnenmesine tepkisiz mi kalalım? Gözünü kulağını yarın yapılacak ABD başkanlık seçimine çevirenler, yeni başkanın kim olacağıyla ilgili toto oynayanlar, acaba nasıl çıkar devşiririz çetelesi tutanlar, alacakları emperyalist suflelerle, hibe edilecek zalim senaryolarla Türk milletinin ve Türk devletinin hakimiyet sınırlarını gevşetmek için pusuya yatanlar unutmasınlar ki, en büyük gücümüz çelik gibi sağlam milli birliğimizdir, bu birliği yıkıp geçmeyi amaçlayanların sonu da yalnızca mezarlıktır.

Geçen hafta açıkladım, herkes konuştu, daha da konuşuyorlar. Tekrar söylüyorum, Türk ve Türkiye Yüzyılı'nda terörün kökü kazınacaktır. Kürt kardeşlerimizle tek yüreğiz, bölücü teröre karşı aynı cephedeyiz. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan terörist başı, terörün bittiğini, PKK'nın lağvedildiğini, ihanet ve bölücülüğün çıkmaz sokak olduğunu söyleyecekse, haydi DEM grubuna gelsin, bunları teker teker söylesin, ak koyun kara koyun ortaya çıksın, umut hakkından da istifade etsin. Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım."

Devlet Bahçeli, tabular kalktıkça, ezberler bozuldukça, statüko delindikçe, insanlar birbirine dürüst davrandıkça, içlerinden geçeni özgürce söyledikçe, bir anlaşma ve mutabakat noktasından diğerine küçük adımlarla ilerlemenin daha kolay olduğunu ifade etti.

Anlaşmazlıkların çözümünün milli nitelikli kapsayıcı bir düşünce biçimi oluşturmaktan, sorunlara başka türlü bakmaktan, yapıcı, sahici, olgun ve ikna edici tavır almaktan geçtiğini vurgulayan Devlet Bahçeli, "Karmaşa çoğaldıkça, kıvrılıp içinden geçebileceğimiz çatlaklar da çoğalacaktır. İnancım odur ki, çekilen kahırlardan nice lütuflar doğacaktır. Türk ve Türkiye Yüzyılına açılan kapıları sürgülemek isteyenlere toplu vuran yürekler marifetince engel olmalıyız. Yeni yüzyılda, yeni Türkiye ortamında, yeni hayat ve yeni siyaset çerçevesinde, tarihin taşlarını milli gayeyle, insanlarımızın tırmanmak istedikleri mertebelere çıkaracak yolları inşa etmek için döşemeliyiz. İnsanımızın yüreğini bilmezsek, sözcüklerimizi yerleştiremeyiz. Biz her insanımızın yüreğini bilmekle kalmıyor, yürekten yüreğe dostluk, kardeşlik ve sevgi taşıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Devlet Bahçeli, kemikleşmiş ve köhnemiş zihniyetlerin inatçılığının muhabbet ve hürmet duygularıyla kırılması gerektiğini ifade ederek, "Öz güvenimizi gölgeleyen ürkekliği bir kenara atarak, mevcut sorunlarımıza kesin çözümler getirmek maksadıyla geçmişle günümüz arasında temas noktaları bulmalıyız. Yaşanan olayları aynı anda bir mikroskop, bir de teleskop merceği altına yatırarak hem hayatın en kritik yanlarına ışık düşüren ayrıntıları seçmek, hem de büyük ölçekli sorunları uzaktan incelemek gerekmektedir. Böylelikle sanıldığından daha fazla alternatifle karşılaşmamız mümkündür. Peşin hükümlere sırt dönüp aklın ve vicdanın sesine kulak vermeliyiz. Çatışmaya ve yok etmeye değil, anlamaya ve bir arada yaşamaya dönük bir strateji geliştirmekten ve bu suretle inisiyatif üstlenmekten çekinmemeliyiz. Politik düzeydeki bir hatayı strateji düzeltemez, stratejik düzeydeki yanlışı taktik adımlar tamir edemez." dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan çağrısını yineledi: "Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım" - Resim : 2

"KÜRT KARDEŞLERİMİZLE ARAMIZA HİÇBİR MİHRAK GİREMEZ"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Türkiye'nin, bölge ve dünya güçlerinin politikalarının düğümlendiği ve çözüldüğü jeopolitik konumda bulunmasından dolayı, bilhassa Orta Doğu'daki çetin atmosferi de hesaba katarak tehlikelerin arttığını, etrafımızın sarıldığını görmek, buna göre tedbir almak ertelenemez müşterek bir görevimizdir. Devletin bekası, milletin refahı, vatanın ferahı için dürüst, cesur, kucaklayıcı hamlelere ihtiyaç vardır. Özün kabuk tarafından esir alınmasına, mananın yerine boş lafların geçmesine, fiktif yaklaşımların anlık hırslarla öne çıkmasına tamam demek milli geleceğimizi riske atmakla eş değerdir. Analitik, ahlaki, akli ve empatik kavrayışla, basiretsiz ve isabetsiz telkinlere, yuvarlak ve yıkıcı ifadelere, olay ve olgularla bağdaşmayan aşırı isteklere kapalı durarak bin yıllık kardeşliğimizi pekiştirmeliyiz. Yeni oyuncuların, değişen dengelerin, yükselen güçlerin, karmaşıklaşan ve kaos üreten bölgesel ve küresel denklemin orta yerinde Türkiye'yi fırtınalardan muhafaza etmek boynumuzun borcudur. Hamdolsun, nice saldırı ve sarsıntılara rağmen Türk milletinin tesanüt ve vahdeti bugüne kadar kırılamamış, bundan sonra da kırılamayacaktır. Türk milletinin vedanamesini yazmak ve ilan etmek için çevremizde hazırlık içinde olanlara aynı safta toplanarak cevap vermek milli namus meselesidir. Sefaletin doruk noktası bir başkasının iradesine bağımlı olmaktır. Milletimiz esaret ve bağımlılığı tarih boyunca reddetmiştir. Kürtlerle kucaklaşma asıldır, terörle mücadele esastır, silahlı eşkıyayı temizlemek kaçınılmazdır, siyasette uzlaşmak ortak yararımızadır. Kürt kardeşlerimizle aramıza hiçbir mihrak giremez. Kürt kardeşlerimizi Türk milletinden ayrıştırmaya hiçbir şerefsizin eylem ve provokasyonu kafi gelemez."

Devlet Bahçeli konuşmasında, "Hiç kimse karnından konuşmasın, hamaset çukuruna saplanmasın, sahte efelenmelere sapmasın. Bunlar kurusıkı atmasın, palavra anlatmasın, ederinin ve ciğerinin kaç okka olduğunu çok iyi bildiklerimiz fason meydan okumalara hiç mi hiç heves etmesin. Beyler, siz giderken biz geliyorduk, hangi ara bu denli mankurtlaştınız? Bize milliyetçilik dersi vermeye cüret edenlerin, ganimet avında ansızın av olacaklarını, Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan mahrum kalacaklarını hafıza kayıtlarından çıkarmamaları tavsiyemdir. Bizimle vatanseverlik hususunda tartıya çıkmaya yüzleri olmayanların, düne kadar altılı masada kimlerle nasıl canciğer kuzu sarması halde bulunduklarını, işbirliği yaparak nasıl DEM'lendiklerini, PKK'ya nasıl selam saldıklarını unuttuğumuz mu sanılıyor? Öcalan İmralı'da yatıyor, fakat DEM Grubu'nda 57 Öcalan gölgesinin ayakta olduğunu niye görmüyorsunuz? Neden itiraf edemiyorsunuz? Cesetlerinin çiğnenmesinden bahseden aslan parçaları, bunlar bozkurt değil, aslan da olmaya niyetleri yok. Başka bir şey olmaya hevesliler. 1965 yılından bugüne kadar, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ters bakan 339 bölücü milletvekilinin Meclis çatısı altında görev aldığını size nasıl anlatalım? Bu sarih gerçeği daha nasıl açıklayalım?" dedi.

TBMM'nin, milli iradenin tecelligahı ve adresinin belli olduğunu belirten Devlet Bahçeli, şöyle devam etti:

"TBMM, gazidir, Türk milletinin kalbidir. Peki İmralı adası neresidir? Nereye bağlıdır? Hangi ülkenin toprağıdır? Bir de şöyle sorayım, İmralı adası Türk toprağı değil midir? Bu adadan vazgeçildi de bizim mi haberimiz olmadı? Basit bir akıl yürütmesiyle bazı siyasetçilerin eğer varsa düşünme melekelerini harekete geçirmelerini tavsiye ediyorum. Terörist başının, Türkiye Büyük Millet Meclisi DEM Parti grubuna gelmesine itiraz ediliyor da İmralı'da kalmasına niye tepki gösterilmiyor? Bu ne yaman bir çelişkidir? Bu nasıl bir izan eksikliğidir? TBMM ile İmralı adasını egemenlik ölçeğinde ayırmak iflah olmaz bir ahmaklıktır. Terörist başının tecridi kalkarsa, DEM Parti grubunda bölücü terör örgütünün eylemsel, pratiksel, amaçsal ve araçsal olarak bittiğini ve sonlandığını açıklamasından şimdiden rahatsızlık duyanlar, terörden geçinen, kandan nemalanan köksüzlerden başkası olmaz, olamaz.

Ceset edebiyatı yapanlar, eğer kendilerine güveniyorlarsa, buyursunlar terörle mücadele maksadıyla Mehmetlerimizin yanına gitsinler, dağın başında nöbete girsinler, o zaman göreyim alayının ense tıraşını. Cesedini ezmedikten sonra Meclis'e gelemezmiş."

Kaynak: Anadolu Ajansı

devlet bahçeli mhp abdullah öcalan son dakika