İstanbul'un barajlarındaki doluluk oranı yüzde 81,29 ölçüldü!
İstanbul'a su sağlayan barajların doluluk oranı arttı. Küresel ısınmanın artmasıyla ve iklimlerin değişmesiyle birlikte azalan yağış miktarıyla barajlar kurumuştu. Bugün itibarıyla barajlardaki doluluk oranı yüzde 81,29 ölçüldü.
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, barajlardaki su doluluk oranı yaklaşık bir aydır aynı seviyelerde seyrediyor.
Su miktarı; Istrancalar'da yüzde 42,89, Terkos'ta yüzde 86,19, Sazlıdere'de yüzde 60,27, Alibey'de yüzde 66,63, Büyükçekmece'de yüzde 76,03, Ömerli'de yüzde 92,15, Darlık'ta yüzde 86,35, Elmalı'da yüzde 88,46, Pabuçdere'de yüzde 73,51 ve Kazandere'de yüzde 74,52 olarak kaydedildi.
Bu yılın ilk 4 ayında barajlara düşen yağış miktarı metrekare başına 248,89 kilogram oldu.
Kente su sağlayan baraj ve göletler 868 milyon 683 bin metreküp biriktirme hacmine sahipken su miktarı bugün itibarıyla 706,18 milyon metreküp olarak kaydedildi.
Bu yılın ilk 4 ayında barajlara düşen yağış miktarı metrekare başına 248,89 kilogram oldu.
Kente su sağlayan baraj ve göletler 868 milyon 683 bin metreküp biriktirme hacmine sahipken su miktarı bugün itibarıyla 706,18 milyon metreküp olarak kaydedildi.
SON 10 YILIN NİSAN AYI VERİLERİ
İSKİ istatistiklerine göre, 15 Nisan tarihli baraj doluluk oranları 2014'te yüzde 32,95, 2015'te yüzde 97,32, 2016'da yüzde 86,69, 2017'de yüzde 87,38, 2018'de yüzde 91,21, 2019'da yüzde 92,93, 2020'de yüzde 70,07, 2021'de yüzde 80,48, 2022'de yüzde 87,91, 2023'te yüzde 45,18 iken, bugünkü oran yüzde 81,29 olarak kayıtlara geçti.
YER ALTINDAKİ SU BARAJLARI BESLEMEYE DEVAM EDİYOR!
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul'un barajlarının doluluk oranının arzu edilen seviyede olmadığını söyledi.
Oranların geçen yıla göre yüksek olmasını sevindirici bir durum olarak niteleyen Toros, "İstanbul barajlarındaki doluluk oranı uzun zamandır yüzde 80 civarında seyrediyor. Sonbaharda yağmur yağdığı zaman yağmur suyunun birçoğu buharlaşır, birçoğu da akıp gider ama ilkbaharda genellikle sağanak şeklindeki hafif yağışlar olduğu zaman bu yağış toprak tarafından emilir. Yer altındaki su, bilhassa nisan ve mayıs aylarında barajı beslemeye devam eder. Onun için barajlardaki doluluk seviyesi dikkat ederseniz hep yüzde 80 civarında seyrediyor." dedi.
İstanbul'un genelde en fazla yağışı aralıkta aldığını aktaran Toros, ekim, kasım, aralık, ocak, şubat ve mart ayının yağışların en çok görüldüğü dönemler olduğunu, nisandan itibaren eylüle kadarki dönemin yağışın son derece az olduğu aylar olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Toros, şu anda biriktirilen suyun yazın haziran, temmuz, ağustos ve eylül aylarında çok iyi şekilde kullanılması gerektiğine dikkati çekerek, "Bir sonraki yıl veya 2024 yılının eylül, ekim, kasım ve aralık ayları geldiği zaman susuzluk çekmeyelim. 'Acaba İstanbul'un suyu bitecek mi, bitmeyecek mi?' diye böyle bir yapıya girmememiz için nisan ayına kadar barajdaki doluluk oranı bizim geleceğe bakmamız anlamında son derece anlam ifade ediyor. Dolayısıyla şu an için barajlardaki doluluk oranı idare edecek seviyede diyebiliriz." diye konuştu.
SU TÜKETİM ARTIŞI SUSUZ BIRAKABİLİR, ALIŞKANLIKLARIMIZI DEĞİŞTİRMELİYİZ!
Kentte 2013 yılında günlük su tüketiminin ortalama 2,5 milyon, 2023 yılında ise ortalama 3 milyon metreküpü geçtiğini aktaran Toros, su tüketimi artışının bu şekilde devam etmesi durumunda barajların yüzde 100 dolu olması durumunda bile suyun yetersiz hale geleceğini kaydetti.
YAĞMUR HASADI
"Yağmur hasadı" konusunun önemli olduğunu vurgulayan Toros, fabrikanın, sitelerin ve parkların kullanım suyunun yerinde biriktirilmesi durumunda sorunun çözüleceğini belirtti.
Prof. Dr. Toros, "İstanbul'un suyu bitecek mi, bitmeyecek mi?" tartışmasına girilmemesi için şu önerilerde bulundu:
"Yağmur hasadı yapmak ve evimizdeki, iş yerimizdeki suyu daha verimli kullanmak. Yağmur hasadı yaptığımız takdirde hem maliyet anlamında hem de İstanbul'un var olan su kaynağını uzun süre kullanabilme anlamında iyi bir çözüm olacağını düşünüyorum."
İstanbul'un barajlardaki en yüksek su seviyelerine, nisan ve mayıs aylarında, çok nadir olarak haziran ayında ulaşıldığını anlatan Toros, "Dolayısıyla barajların doluluk oranının artık bu yüzde 80'ler civarından daha fazla artacağını tahmin etmiyorum. Bundan sonraki süreçte var olan suyu, bu yüzde 81'lik doluluğu yıl boyu daha verimli nasıl kullanabiliriz, bunu tartışmak lazım. Büyük ihtimalle daha yüksek seviyelere ulaşmaz." değerlendirmesini yaptı.
PROF. DR. TOROS'UN SU TASARRUFU TAVSİYELERİ
Prof. Dr. Toros, evlerde suyun en fazla sifonda kullanıldığını, bu sistemde bir kerede 4 litre su harcamak yerine kademeli sifon sisteminin oluşturulabileceğini söyledi.
Mutfakta meyve ve sebzelerin yıkandığı suyun, çiçekleri sulamada veya lavaboda da kullanılabileceğini aktaran Toros, diş fırçalarken muslukların açık kalmaması gerektiğini vurguladı.
Muslukların başlarına tasarruf başlıkları takılmasını tavsiye eden Toros, "Biz evimizde, iş yerimizde 'Bir damla suyu daha verimli nasıl kullanabiliriz? Bir damla suyu nasıl israf etmeyebiliriz', bunun çalışmalarını yapmamız gerekiyor, düşünmemiz gerekiyor. Su tasarrufu yaptığımız zaman hem bütün su ihtiyacımız giderilmiş olacak hem de su giderimiz daha az olacağı için ekonomik olarak cebimize katkı sağlamış olacağız." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Toros, "Eğer Melen ve Yeşilçay olmasaydı 2023 yılında İstanbul susuz kalacaktı. 2023 yılında kente 1 milyar 117 milyon metreküp su verildi. Bunun 748 milyon metreküpü Melen ve Yeşilçay'dan geldi. Dolayısıyla artık Melen ve Yeşilçay'a can simidi gözüyle bakıyoruz. O barajlar olmazsa İstanbul susuz kalır." dedi.
Bu çağda en önemli varlığın su olduğunun altını çizen Toros, şu ifadeleri kullandı:
"Atalarımız 'Su hayattır' demişler. Dolayısıyla suyu daha verimli nasıl kullanabiliriz? Sudan daha fazla daha farklı nasıl istifa edebiliriz? Bunu her kurum, kuruluş, kişi kendi çapında öneriler üretmesi ile güzel çözümler ortaya çıkabilir. Bizim benim önereceğim bir çözüm sizin önereceğiniz çözümün yanında çok basit kalabilir. Onun için her bir vatandaşımızın kendi çapında çözüm üretmesi son derece değerlidir."
Prof. Dr. Toros, tüketilen suyun yüzde 75'inin tarımda kullanıldığını, bu nedenle tarımda sulamanın sızma ve damlama gibi sistemlerle planlanması gerektiğini kaydetti.
Tarımda, soğuk ve rüzgarsız zamanlarda sulamanın yapılması gerektiğini anlatan Toros, her ürünün su ihtiyacının farklı olduğunu, bunun belirlenerek ona göre bir sulama yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: Anadolu Ajansı