İşçilerin sesi yükseliyor: Emekçiler 81 ilde meydanlarda taleplerini haykırdı

Takırdayan tencereler, yükselen vergiler, iş bulamayan gençler ve torunlarına harçlık veremeyen emekliler... Artan hayat pahalılığına karşı emekçiler sokaklara döküldü. Çözüm önerileri dile getirildi ve TÜRK-İŞ, eylemlerin artarak devam edeceğini duyurdu.

Yağmur Biçen Yağmur Biçen
İşçilerin sesi yükseliyor: Emekçiler 81 ilde meydanlarda taleplerini haykırdı

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), işçi ve emeklilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekmek için meydanlara çıktı. Ülke genelinde gerçekleştirilen kitlesel basın açıklamalarıyla, işçi sınıfının baskı altında ezilmeyeceği vurgulandı. “Örgütlenmenin önündeki engelleri tek tek kaldıracağız” mesajını veren işçiler, 26 Ağustos ve 3 Eylül tarihlerinde açık hava mitingleri düzenleyeceklerini açıkladı.

81 ilde yapılan ortak açıklamalarda, TÜRK-İŞ İl Temsilcilikleri tarafından okunan metinde şu önemli noktalara değinildi:

"Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, adaletsiz vergi sistemi, işsizlik... Güvencesiz çalışma ve kayıt dışı istihdam gibi sorunlar, özellikle işçiler başta olmak üzere toplumun geniş kesimlerinin yaşam koşullarını ağırlaştırmaktadır. Neredeyse tüm halk, geçim sıkıntısı ile mücadele ederken, mutlu bir azınlık bu durumdan etkilenmemektedir. Bugün burada, yaşanan sorunlara dikkat çekmek ve bir an önce çözüm üretilmesi gerektiğini hatırlatmak için toplandık.

İğneden İpliğe Yüksek Zamlar Geldi!

İşçiler ve yoksulların artık dayanacak gücü kalmadı. Büyükşehirlerde ev kiraları ortalama 15 bin liranın üzerine çıktı. İnsanlar, bu yüksek kiralar yüzünden sağlıksız koşullarda yaşamak zorunda kalıyor. Markette, pazarda, temel ihtiyaç maddelerine, kısacası her şeye her gün zam gelmeye devam ediyor. Geçen ay elektriğe, bu ay da doğalgaza yüzde 38 zam yapıldı. Önümüzdeki ay okullar açılacak ve eğitim masrafları altında ezilen aileler kara kara düşünüyor. Anneler ve babalar, "Çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz?" diye endişeleniyor. İşçiler, çocuklarının eğitim masraflarını karşılamanın zorluğunu şimdiden yaşamaya başladı. Yılbaşından bugüne kadar her şeyin fiyatı iki katına çıkarken, işçi, emekli ve yoksulun gelirinde bir artış olmadı.

Gerçek Enflasyon Oranı Açıklansın!

Açıklanan enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmadığı ortadadır. Yaşanan enflasyon ile açıklanan enflasyon arasında büyük bir uçurum bulunmaktadır. İşçi ve emeklilere yapılan düşük zamlar, yoksul kesimleri her geçen gün daha da zora sokmaktadır. İşçinin alım gücü hızla düşerken, işverenlerin kazançları her geçen gün artmaktadır. Ülkemizde gelir adaleti hızla bozulmaktadır. Türkiye, gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa'da ilk sırada, dünya genelinde ise 28. sıradadır. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa, bu eşitsizlik daha da derinleşecektir. Enflasyonun yükselmesinde hiçbir sorumluluğu olmayan işçilerden, enflasyonu düşürmek için fedakârlık yapmaları beklenmemelidir.

İşçiler Mağdur, Neden Değil

Bu nedenle, Tasarruf Tedbirleri Genelgesi'yle çalışanların servis ve diğer haklarının kaldırılması kabul edilemez. Servis ve diğer haklar, toplu iş sözleşmesi ile elde edilmiş kazanımlardır. Bu hakların genelgeyle ortadan kaldırılması, başta Anayasa’nın ilgili hükümleri olmak üzere, ILO normlarına ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Tasarruf, çalışanların servis ve diğer haklarını ellerinden alarak değil, kamudaki israfı önleyerek sağlanmalıdır. İşçiler, enflasyonun nedeni değil, mağdurudur. Enflasyonun gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar ivedilikle atılmalıdır.

Çok Kazanandan Çok, Az Kazanandan Az Vergi Alınsın

Ülkemizde gelir adaletini sağlamak için vergi sisteminde adil bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Bu ülkenin sunduğu kaynaklardan faydalanarak servet edinenler, topluma karşı sorumluluklarını yerine getirerek kazançları oranında vergi ödemelidir. Çok kazananlardan yüksek, az kazananlardan ise düşük vergi alınmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları acilen güncellenmelidir. Ücretliler için düzenlenen gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi, 2024 yılı için 110 bin TL olarak belirlenmiştir. Geçmiş yıllarda yılın son aylarına kadar ikinci vergi dilimine girmeyen birçok işçi, günümüzde Mart ayında ikinci vergi dilimine girmektedir. Yılda fazladan bir buçuk aylık maaşını vergi olarak ödemektedir. Gelir vergisi tarifesinin ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır.

Vergi Oranı Yüzde 15’e Sabitlensin

İşçi ücretleri üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. İşçiler hem kaynaktan kesilen doğrudan vergi hem de harcamalar yoluyla dolaylı vergi ödemektedir. İşçiler üzerindeki bu vergilerin azaltılması gerekmektedir. Gelir vergisi oranı, tüm işçiler için yüzde 15'e sabitlenmelidir. Ayrıca, işçilerin sosyal haklarından vergi kesintisi yapılmamalıdır.

İş Yerlerinde Huzursuzluk Artıyor

2023 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü kapsamında imzalanan birçok toplu iş sözleşmesinin yürürlük başlangıç tarihleri farklıdır. Yüksek enflasyon nedeniyle, sözleşme başlangıç tarihleri arasındaki bir aylık zaman farkı bile ücret zammı açısından sorun yaratmaktadır. Ekonomik ortamda enflasyon hareketlerinin fazla olması, çerçeve protokolü imzalanırken sağlanan ücret dengesini bozmaktadır. Çerçeve protokol kapsamındaki işçileri doğrudan etkileyen bu sorun, iş yerlerinde huzursuzluğa neden olmaktadır. Bu durum, çalışma barışını ve üretimi olumsuz etkileyebilecek bir hale dönüşmektedir."

türkiş işçi eylemi