Fedakar Aydınlıkçı Nizamettin Şen olmadan geçen 12 yıl! Arkadaşları Nizamettin Şen'i anlattı

Vatan Partisi üyesi, fedakar Aydınlıkçı Nizamettin Şen'in hayatını kaybedişinin üzerinden 12 yıl geçti. Nizamettin Şen'i arkadaşları anlattı.

Uğur Çam Uğur Çam
Fedakar Aydınlıkçı Nizamettin Şen olmadan geçen 12 yıl! Arkadaşları Nizamettin Şen'i anlattı
Fedakar Aydınlıkçı Nizamettin Şen'in olmadan geçen 10 yıl! Arkadaşları Nizamettin Şen'i anlattı

Aydınlıkçıların fedakârlarından olan Şen, Aydınlık ve Ulusal Kanal binasında da çalışmış, binanın ayağa kaldırılmasına emek vermişti. Karabük’te memleket toprağında yatan Nizamettin Şen’i arkadaşları anlattı:

ÖZVERİLİ VE ÇALIŞKAN

Turhan Özlü (Görev Vakfı Mütevelli Heyeti üyesi): "Nizamettin Şen Aydınlık akademisinden yetişen genç kurmaylarımız arasındaydı. Kaynak Yayınları'nın çalışkan emekçisiydi. Sırtında kitap kolileriyle bir gün Adana'da öbür gün Ankara'da kitap fuarlarında olurdu. Aynı zamanda çok okuyan, araştıran, birikimli bir arkadaşımızdı. Her konuda söz alır, fikrini söyler ve tartışabilirdi. Zor anlarda, acil durumlarda ilk aranacaklar arasındadır. Partizan diye adlandırılan bir görev adamıydı. Ve görevi başında öldü. Parti şehidimizdir. Saygı ve rahmetle anıyoruz. Anısı mücadelemizde yaşıyor, yaşayacak."

İsmet Öğütücü (Eski Kaynak Yayınları Genel Müdürü): "Nizamettin’in ayak izleri Türkiye’nin her tarafında var. Kars’ta var, Antalya’da var, Antep’te var, Malatya’da var. Her tarafta Nizamettin’in ayak izleri var. Nizamettin’in bu alın teri boşa gitmedi. Bu alın teri o dolaştığı yerlerde mutlaka toprağa düştü. Ben o topraktan yeni Nizamettinler doğacağına, yeniden o boşluğun dolacağına yürekten inanıyorum."

Mehmet Sabuncu (Kaynak Yayınları Genel Müdürü): "Nizamettin kardeşimiz Kaynak Yayınları’nın nefes borusuydu. Nerede bir sergi açılacak nerde bir fuar var, koştura koştura gider; tezgâhı kurardı. Çok şanssız şekilde kaybettik. Onu saygıyla anıyorum."

Musa Sarıkaya (Kaynak Yayınları editörü): "Emektar insandı. Kendini Partiye adamıştı. Çok kitap okurdu. Dışarıdan bakıldığında sıradan sade bir insandı ama okumaya, gelişmeleri takip etmeye meraklı bir arkadaştı. Yüksek öğrenimi olmamasına rağmen kendini geliştirmeye çalışırdı. Onlardan geri kalmazdı. Ölümü o şekilde trajik bir durum... Bizi üzdü. Anısı, hatırası mücadelemizde yaşıyor."

Derya Çağlar (Arkadaşı): "Kitap satışı için birisini ona söylediğin zaman, hemen bilgisini alır ve götürürdü. Onunla ilişkisini sürekli hale getirirdi. Sadece o anlık olarak görmezdi. Ayrıca Partinin fikirlerini de ona götürür ve dostluk kurardı. Gittiği yerde kendisini sevdirirdi. Kitap satışını, Partinin fikirlerini ulaştırma aracı olarak da görürdü. Üye yaptığı çok insan vardı. Son derece istikrarlı ve becerikliydi. Bu yönü benim çok dikkatimi çekerdi. Özlemle anıyorum."

Sinan Şahin (Arkadaşı): "Efendi, sakin, çalışkan, dürüst arkadaştı. Partiye çok bağlıydı. İyi bir partiliydi. Hayatı kitaplardan ibaretti. Okuyan ve kitap satan insandı. Yazın sahillere gider, kitap ve Partinin yayınlarını satardı. Kitap taşırken geçirdiği kazada hayatını kaybetti. O her zaman kalbimizde olacak…"

"DÜŞÜNCENİN DEĞİŞTİRİCİ GÜCÜNÜ GÖRMÜŞ ENDER ARKADAŞLARIMIZDANDI"

Vatan Partisi yöneticisi Osman Bilge Kuruca da mezarı başında yaptığı konuşmada onu şöyle anlatmıştı:

"O bir görev şehididir. Nizamettin arkadaşımız iyi bir parti örgütçüsüdür. Çünkü kitabın önemini, düşüncenin o değiştirici gücünü görmüş ender arkadaşlarımızdan birisiydi. İşte Partimiz Nizamettin gibi bir arkadaşımızı almış, Türkiye’nin dört bir tarafında o emekçi kardeşimizi, profesörü kazanan, aydını kazanan, sanatçıyı kazanan, gençlik liderini kazanan örnek bir devrimci haline getirmiş. Nizamettinler bizim gücümüzdür. Ve bir gün Türkiye devrimini gerçekleştirdiğimiz zaman, işte onun en önünde yürüyecek olan arkadaşlarımız, -onların adları başka bir şey olabilir- orada en önde yürüyenler yine Nizamettinler olacaktır."

HÜSEYİN HAYDAR’IN ŞİİRİNDE YAŞIYOR

Nizamettin Şen’in ölümünün ardından yazdığı “Nizamettin Ağıdı” isimli şiirinde Hüseyin Haydar onu şöyle anlattı:

Demeyin, demeyin bana adını,

Bedenim, sızım sızımdır.

Acı hiç bu kadar zorlu olmadı,

Bu kadar hızlı, böyle ansızın...

Zerdalinin yüzü, benzerdi yüzüne onun,

O benzerdi gökyüzüne.

Hayır, daha sonsuz, daha arzulu,

Daha soylu bir duruş.

Demeyin, demeyin bana adını,

Ay deyin, yıldız deyin, güneş deyin!

Doğdu deyin, battı deyin.

Hayır, daha parlak bir ışık

Çaktı deyin, aktı deyin.

Yediverin gülü, kızıl karanfil çiçeği,

Açtı deyin, soldu deyin,

Öldü demeyin...

Çünkü, ölümsüzlük vardı mayasında,

Türkiye’den bir parça.

Demeyin, demeyin bana adını,

Martı deyin, şahin deyin, Anka deyin.

Uçtu deyin, kondu deyin,

Öldü demeyin...

Çünkü, adanmışlık vardı kanında,

Hepimizden bir parça.

Şahadet mührü ellerinin ayasındadır;

Avuç içlerine bakın!

Fedailik nişanı göğsünün aynasındadır;

Göğüs kafesine bakın!

Bir de Çoban yıldızının tamamı

Yanar alnının ortasında, Nizam’ın...

Pak alnı ortadadır!

nizamettin şen kaynak yayınları vatan partisi