Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan açıklama: KKTC'nin tanınması tüm ülkeler için en doğru seçenektir
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. KKTC'nin tanınması çağrısı ve KKTC’nin Türk devletleri ile daha fazla bütünleşmesi ile ilgili konuşan Erdoğan, "KKTC’nin tanınması tüm ülkeler için en doğru seçenektir." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nahçıvan'a gerçekleştirdiği ziyaretin ardından Azerbaycan dönüşünde uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Gündemdeki sıcak konu başlıklarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, önemli açıklamalar yaptı.
"KKTC'nin Tanınması Tüm Ülkeler İçin En Doğru Seçenektir"
Birleşmiş Milletler'de yaptığı KKTC'nin tanınması çağrısı yönündeki konuşması hatırlatılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "KKTC'nin Türk devletleri ile daha fazla bütünleşmesi yolunda yeni adımlar atılır mı, bu noktada bir beklenti olmalı mı?" sorusuna yanıt verdi.
Türk Devletleri Teşkilatı'nın önümüzdeki süreçte toplantısının olacağını ve Azerbaycan'ın bu toplantıya KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın davet edilmesini çok istediğini ifade eden Erdoğan şunları söyledi:
- 3 Kasım’da Kazakistan’da toplantı yapılacak ve bu toplantıda inşallah gözlemci üye olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni de göreceğiz. Bu konuda sağ olsun Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in de ciddi bir kararlılığı var. O da KKTC bayrağının oralarda dalgalanmasını istediğini ortaya koyuyor. Bizler de KKTC ile alakalı atılan bu adımda beraberce el ele omuz omuza kararlılığımızı göstermeye inşallah devam edeceğiz. KKTC’nin tanınması Kıbrıs adasında kalıcı barış ve huzurun sağlanmasını isteyen tüm ülkeler için en doğru seçenektir. Adanın gerçekleri ortadadır ve KKTC Kıbrıs’ın en somut gerçeğidir. Yıllarca oradaki Türk varlığını görmezden gelmeye çalışanların denemediği yol kalmadı. Fakat giriştikleri her adım temelsiz olduğu için onlar açısından hüsranla sonuçlandı. Bizler KKTC ile birlikte çözüm için tüm yolları denedik. Federasyon formülü dahil tüm formüllere samimiyetle yaklaştık. Fakat bundan böyle Kıbrıs’ta iki devletli çözüm dışında seçeneğin kalmadığı açık ve net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Kimse bizden KKTC’nin haklarını görmezden gelmemizi onları çiğnettirmemizi beklemesin. Bizler KKTC’nin artık diğer ülkelerce tanınması için sesimizi daha çok yükselteceğiz. Biz daha önce de “çözümsüzlük çözüm değildir” diyerek bu sorunun ortada bırakılmasının, görmezden gelinmesinin yanlış olduğunu anlatmıştık. Artık tüm yanlışları silecek doğru adımın vaktidir. KKTC’nin tanınması başta Avrupa Birliği olmak üzere birçok tarafın attığı yanlış adımların telafisi olacaktır. Kıbrıs adası artık gerilimlerle değil, barış ve huzurla anılmayı hak ediyor.
"F-16 Meselesi Sadece Menendez'e Bağlı Bir Konu Değil"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’li Senatör Bob Menendez'in hakkında hazırlanan yolsuzluk iddianamesi sonucu geçici olarak görevi bırakmak zorunda kalması ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan, "Beyaz Saray'dan gerek F-16 satışının Senato’ya sunulması, gerekse modernizasyonun onaylanmasıyla ilgili bir hareket bekliyor musunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
- Bizim, F-16’larla ilgili bu konuda en önemli sıkıntılarımızdan biri de ABD’li senatör Bob Menendez’in ülkemiz aleyhine faaliyetleriydi. Dolayısıyla, Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan şu anda bu süreci yakından takip edecek. Zaten ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan üç-dört gün önce Amerika'da görüştüler. Bu görüşmeler hala devam ediyor. Ama şimdi bu durumu fırsata dönüştürüp kendisiyle tekrar görüşmekte fayda var. Bu sayede F-16 ile ilgili süreci de belki hızlandırma fırsatımız da olabilir. Sadece F-16 değil, diğer bütün konularda Menendez ve onun zihniyetindekiler bize karşı engelleyici faaliyet yürütüyor. Menendez’in devreden çıkması bize avantaj sağlıyor ancak F-16 meselesi sadece Menendez’e bağlı bir konu değil. Yönetilmesi gereken alanları Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan yürütecek. Bu konuda ABD’den artık net bir yanıt bekliyoruz. Temenni ediyoruz ki beklediğimiz olumlu neticeyi fazla uzamadan alırız. Bu konu dahi bizlere savunma sanayii noktasında kendi kendine yeten bir ülke olmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Daha önce İHA-SİHA noktasında da aynı durumdaydık. O zamanlar Predatör meselesi vardı. İhtiyacımız olduğu halde müttefikimizden alamamıştık. Ne yaptık, kendi İHA’larımızı ürettik. Durmadık SİHA yaptık, TİHA yaptık, Kızılelma yaptık, Hürkuş yaptık, Atak yaptık… Şimdi de F-16’lara ihtiyacımız var fakat bir yandan da yeni nesil savaş uçağımız Kaan’ı üretmek için çalışıyoruz.
Zengezur Koridoru'nda Nasıl Bir Süreç Bekleniyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan'ın Karabağ'daki terörle mücadele operasyonlarından sonra Zengezur Koridoru'nda nasıl bir sürecin beklendiği ile ilgili de şu ifadeleri kullandı:
- Kara ve demiryolu hatları ile Nahçıvan ve Azerbaycan’ın diğer bölgeleri ile doğrudan bağlantı kurmamız ilişkilerimizi daha güçlü hale getirecek. Bu güçlü bağ sayesinde birçok konuda yürüyerek aldığımız mesafenin katbekat fazlasını önümüzdeki süreçte koşarak alacağız. Bu nedenle bir an önce bu koridorun açılması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Türkiye ve Azerbaycan için çok önemli bu koridorun hayata geçmesi stratejik bir konudur ve muhakkak tamamlanmalıdır. Bu koridor açıldığında Bakü’den çıkan bir araç ya da tren doğrudan Kars’a gelebilecek. Türkiye-Azerbaycan kardeşliği çok daha güçlenecek. İran’dan da bu konuda olumlu sinyaller gelmesi sevindirici.
Kalkınma Yolu Projesi'nde Son Durum Ne?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Basra Körfezi ülkeleri, Irak ve Türkiye'yi kapsayan Kalkınma Yolu Projesi ile ilgili de açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'a, Türkiye’nin, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar ile görüşmeler içinde olduğunu söylediği hatırlatıldı. Erdoğan, konuyla ilgili olarak "Türkiye ve Irak arasında zaman zaman terörle mücadele operasyonları nedeniyle çıkan gerginlikler bu projeye engel teşkil edebilir mi?" sorusuna şu yanıtı verdi:
- Bu konuda Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Muhammed Bin Zayed’in çok kararlı bir duruşu var. Hatta en son görüşmemizde projenin yazılı olarak ortaya konulmasından bahisle “60 günde içinde bu projeye yönelik hazırlıkları tamamlayalım” diye bir teklifi oldu. Tabii bu Kalkınma Yolu Projesi noktasında, Amerika’nın, Japonya’nın, Hindistan’ın ve Çin’in kendilerince projeye yaklaşımları söz konusu. Projeyle Irak üzerinden Türkiye ve Avrupa’ya geçiş söz konusu. O bakımdan bizim durumumuz çok büyük önem arz ediyor. Onun için de süratle Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız muhataplarıyla görüşmeleri yapıp bu işi hayata geçirmenin gayreti içerisinde olacak. Çünkü birileri anlaşmazlıkları kışkırtmanın gayreti içinde. Biz ise bu anlaşmazlıkları kışkırtmaktan çok çözüme yönelik ne gibi adımlar atarız bunun gayreti içerisinde olacağız. Çünkü Kalkınma Yolu bu coğrafyaya özellikle çöreklenmiş tüm karanlık odakları yok edecek kalkınma aydınlığının inşallah ilk adımı olacaktır. Bundan dolayı çok çok büyük önem arz ediyor. Türkiye de bu işin tam nirengi noktasında… İnşallah sonu hayır olur.
Türkiye'den Avrupa'ya Enerji Aktarımı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ziyaretlerinde İsrail’le enerji sondaj çalışması başlatılacağını söylemişti. Erdoğan açıklamalarında, Türkiye’den Avrupa’ya da enerji aktarımının yapılacağını belirtmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, çalışmanın Akdeniz'te tam olarak nerede gerçekleşeceğine ve çalışmaya dair bir takvim olup olmadığını ilişkin de önemli mesajlar verdi. Erdoğan ayrıca, Netanyahu'nun söz konusu ziyaretinin tarihi hakkında da konuştu.
- Ziyaret tarihi ile ilgili Dışişleri Bakanlığımızın çalışmaları devam ediyor. Zannediyorum Ekim-Kasım gibi Netanyahu’nun hastalık nedeniyle gerçekleştiremediği ve ertelenen Türkiye ziyareti yapılır. En uygun zamanda bu ziyaretin olması için görüşme trafiği devam ediyor. Biliyorsunuz bu işlerin sekreteryası Türkiye ve İsrail Dışişleri Bakanlarına ait. Ondan sonra da biz iade-i ziyaretimizi yapacağız.Türkiye ve İsrail olarak birçok alanda iş birliği yapıyoruz. Yeni iş birliği alanlarının varlığı da bir gerçek. Özellikle Avrupa, Rusya-Ukrayna savaşı sonrası oluşan konjonktürün de etkisi ile sürdürülebilir enerji kaynağı arayışında. İsrail’in kaynaklarının Avrupa’ya taşınması konusunda arayışta olduğu da herkesin malumu. En akılcı rota ise Türkiye üzerinden bu kaynakların Avrupa’ya ulaştırılması. Bunu son görüşmemizde de ele aldık, çalışmalara başladık. Diğer taraftan sondaj çalışmaları noktasında da iş birliği fırsatları bulunuyor. Bununla ilgili teknik çalışmaların yapılması talimatlarını ilgili arkadaşlarımıza verdik. En kısa sürede gerek Türkiye’de gerek İsrail’de yapacağımız görüşmelerde rota, takvim ve sondaj alanları gibi ayrıntıları da netleştiririz.