Cihat Yaycı Paşa'dan flaş açıklama: "FETÖ'nün varisinin damadı üniversitede akademisyen!"
Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, Ulusal Kanal'a verdiği röportajda akademideki FETÖ yapılanmasının ne kadar tehlikeli bir halde olduğundan bahsetti. Yaycı, FETÖ'nün varisi olarak görülen kişinin damadının hala akademisyenlik yaptığını ve sosyal medyaya birçok takipçisi olduğunu dile getirdi.
Cihat Yaycı konuyla ilgili olarak şunların altını çizdi:
ÇALINAN SORULAR VE FETÖ İLE MÜCADELE
- Akademideki FETÖ mücadelesi başından beri etkin bir şekilde yapılmıyor. Bu durum sınav hırsızlıklarıyla bağlantılı bir durum. Sınav hırsızlığı yapanlar o hırsızlıkla akademiye girenlerdir. Böyle bir kapalı döngü içerisinde yer alınıyor. Sınav hırsızlığıyla akademiye ve devlete girenler tespit edilmeden bu FETÖ belasından kurtulmak mümkün değil. Çünkü FETÖ, akademi ve bürokrasiyi hedef almış bir örgüt. Halkta taban bulmak gibi bir dertleri yok bunların. Bunlar bürokrasiyi ve akademiyi ele geçirerek devletin, halkın yönetiminde söz sahibi olmak istiyorlar. Halkı yönlendirmek, sınav hırsızlığı yapmak, bürokrasiye adam yetiştirmek bunların amacı. Türkiye'nin en önemli güvenlik ve beka sorunu FETÖ'dür ama ne hikmetse bürokrasi ve akademiden bu bela atılamıyor, atılmıyor.
500 BİN HIRSIZ NEREDE?
- Görevdeyken FETÖMETRE'nin bir benzerini üniversiteler için yaptım ve bunu ilgili makamlara ilettim ama hiçbir işlem yapılmadı. 2005 ve 2013 arasında sınav çalınması sebebiyle 260 bin kişi mağdur ediliyor. Peki bu sınav sorularını alarak akademiye girenler neredeler? Bir tane bana sınav hırsızlığı nedeniyle üniversitelerden atılan adam söyleyin, var mı? FETÖ soru hırsızlığıyla en az 500 bin kişiyi devlete soktu diyor savcılığın iddianamesi. Peki bu kişiler nerede? Nerede bu adamlar?
KILIKTAN KILIĞA GİREN BİR AKADEMİSYEN VE BAŞ YÜCELER MECLİSİ!
- Bir devlet üniversitesinde her türlü kılığa giren bir akademisyenden bahsedeceğim. FETÖ'nün "Baş Yüceler" denilen bir meclisi var 5 kişiden oluşan. Bu mecliste Gülen haininden sonra göreve gelmesi en yüksek olan adamın damadı bir üniversitede öğretim üyesi şu an. Şimdi soruyorum size: FETÖ gibi bir terör ve casusluk örgütünün ikinci adamının kızını, örgütte yetişmeyen ve örgütte gelecek vaat etmeyen birine vermesi mümkün mü? Böyle bir riski alabilir mi! Bu adam örgütün elebaşının kızıyla evliliği kayıtlardan sildiriyor ama biz buluyoruz. Şu anda bu adam devletin parası ve yetkisiyle Balkanlarda FETÖ'ye hizmet ediyor! Bu adam FETÖ'nün internet gazetesinde 15 Temmuz sonrasına kadar yayın yapıyor, hükümeti tehdit ediyor. Bu adam Türkiye'deki en önemli üniversitelerden bir tanesinin Balkanlardaki bütçe ve faaliyetlerini yönetiyor, FETÖ'nün baş elemanı... Sosyal medyada bir sürü takipçisi var şu anda. Gerçekten çok tehlikeli bir adam. Bu adamın FETÖ bağlantısı yoksa kimin var Allah aşkına! Bu akademisyenin hakkında niye soruşturma açmıyorsunuz! Niye işine son vermiyorsunuz! Akademideki bu yapılanmaya sessiz kalınması kesinlikle vatana ihanettir. YÖK, FETÖ ile mücadele konusunu rektörlere bırakmış. Peki rektörler FETÖ bağlantılıysa ne olacak? Rektörler işlem yapmıyorsa YÖK işlem yapacak. Bu anlattığımız durum bir ihbardır. Bunlara sessiz kalınması suç işlenmesi demektir. FETÖ'nün ikinci adamının damadı olmak, hizmet hareketi demek, FETÖ'nün gazetelerinde yazmak... Bunlar iltisak değilse hangisi iltisaktır Allah aşkına! Buna çocuk, öğrenci teslim edilir mi!
