Avukat Merve Ayvalı! "LGBT İdeolojisini Dayatan Baro Yönetimi İstemiyoruz"
Avukat Merve Ayvalı, Ankara Barosu'nun düzenlediği LGBT etkinliğine tepki göstermişti. Ayvalı'nın tepki göstermesi sonrası hakkında soruşturma başlatıldı. Ayvalı ve avukatlar, Ankara'da Baro yönetiminin kararı sonrası basın açıklaması düzenledi.
Basın açıklamasında konuşan Merve Ayvalı şunları söyledi:
Büyük ve güçlü bir mücadele verdiğimizi gösterdik. Günlerdir gelen destek mesajlarıyla büyük Türk milletinin bizimle olduğunu biliyoruz. Geçen Haziran ayında, onur ayı etkinlikleri kapsamında ve Cumhuriyetimizin 100. yılı logosuyla, Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi tarafından düzenlenen, "Güncel Gelişmeler Işığında Toplumsal Eşitlik Mücadelesi ve LGBTİ+" başlıklı söyleşiye kişsel sosyal medya hesabımdan tepki gösterdim. "Ankara Barosu LGBT ideolojisinin propagandacısı olmuş. Ankara Barosu'na kayıtlı bir avukat olarak sessiz kalmıyorum. Bu etkinlik iptal edilmeli" paylaşımım nedeniyle, Baro yönetim kurulu kararıyla hakkımda disiplin kovuşturması başlatılmıştır. Yine baro yönetim kurulu kararıyla Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkan Yardımcılığı görevimden alındım ve Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi ve Kadın Hakları Merkezi üyeliğinden çıkartıldım.
Görevden alma kararını yargıya taşıyacağımı ve hukuki mücadele başlatacağımı öncelikle belirtmek isterim. Ancak bu mücadele yalnız hukuki bir mücadele değildir. LGBT propaganda ve dayatmasına karşı mücadele insanı ve toplumu, emperyalist, Batı kaynaklı ideolojik ve kültürel saldırılardan korumayı amaçlayan çok yönlü bir mücadeledir. Sosyal medya paylaşımımda "Ankara Barosu LGBT ideolojisinin propagandacısı oldu" demiştim. Yine söylüyorum, basının önünde tekrar ediyorum. Ankara Barosu LGBT ideolojisinin propagandasını yapıyor. "Farklı cinsel yönelime sahip insanları korumayalım mı?" diyerek, "insan haklarını savunuyoruz" diyerek sizi kandırmalarına izin vermeyin. Herkesi nefret suçlusu ilan etmelerine izin vermeyin. Sorun onlara, "Neymiş toplumsal cinsiyet, neymiş LGBT+, artının içine kaç cinsiyet, kaç cinsel kimlik giriyormuş, bunları hangi otorite belirliyormuş"... Sorun onlara. Size cevap veremeyecekler, ezberlerini tekrarlayacaklar.
Biz açıklayalım, toplumsal cinsiyet adı altında doğal olmayan cinsiyetleri yayıyorlar. LGBTİ+ tanımını kabul ederek kadın ve erkek olan biyolojik cinsiyetin atanmış olduğunu, oysa insanların istediği cinsiyette ve ya birinden diğerine giden akışkan cinsiyette, hatta cinsiyetsiz yaşayabileceğini, cinsiyette ve cinsellikle sınırların olmadığını savunuyorlar. Buyrun size yepyeni bir ideoloji. Bilim dışı, çürük çarık ama eleştirmek yasak.
Ankara Barosu Yönetim Kurulu'nun görevden alma kararında "İnsan hakları temel politikalarına ve hak temelli merkezlerde çalışma prensiplerine aykırı davrandığım" iddia ediliyor. Sosyal medya paylaşımımda eşcinsel ya da transseksüel vatandaşlarımızla ilgil en ufak bir ifade yoktur. Anayasamıza göre hiçbir ayrım gözetmeksizin herkes eşittir. Herkesin insan ve vatandaş olarak hakları koruma altındadır. LGBT tartışmaları sürekli ve bilinçli olarak insan hakları düzlemine çekilmekte, eşcinselliğin teşvikine ve LGBT ideolojisine karşı çıkanları homofobik ve nefret suçlusu etiketi yapıştırılmaktadır. Gerçek ise bambaşkadır... Eşcinselliği, transseksüelliği ve artı diye tanımladıkları doğal olmayan cinsel kimlikleri yayanlar insanı yıkıma uğratanların ta kendisidir. İnsanı cinsiyetine yabancılaştırmanın neresinde insan haklarını savunmak vardır? İnsanı kendi bedeniyle kavgalı hale getirerek bunalıma, uyuşturucuya, intihara sürüklemenin neresinde insan haklarını savunmak vardır?
Ne ilginçtir ki bir yanda insanlık düşmanı PKK'ya binlerce tır silah veren, kafa kesen IŞİD'i besleyen yabancı devletler diğer yandan LGBT örgütüne insan haklarını savunsun diye milyonlarca dolar fon veriyor. Uyarıyoruz gençlerimiz tuzağa çekiliyor. Herkes ya susuyor ya bu tuzağa ortak oluyor. LGBT dayatması çocukları istismara açık hale getiriyor. Bunu bütün dünya görüyor. Hatta bazı ülkeler LGBT propagandasına karşı çocukları korumak için yasa çıkartıyor.
Bugün LGBT ideolojisine ve onun hangi adla olursa olsun, hangi içerikle yapılırsa yapılsın her türlü etkinliğine karşı çıkmak en başta çocukları korumaktır. Geleceğimize sahip çıkmaktır. İşe bakın ki Ankara Barosu Yönetimi çocukları koruduğu için Çocuk Hakları Merkezi Başkan Yardımcısını görevden almıştır. Hâlâ görmeyenle, duymayanlar, bilmeyenler için çocuklarımızın nasıl zarar gördüğünü birkaç örnekle açıklayalım. Cinsel kimlikleri oluşmamış çocuklara kız yada erkek bedeninde doğmuş olabilirsin ancak kız yada. erkek olmak zorunda değilsin, ileride kendi cinsiyetini seçebilirsin hatta cinsiyetsiz olabilirsin demek çocukların cinsiyetiyle, ruhsal ve bedensel bütünlüğüyle oynamaktır. LGBT çocuk vardır, trans çocuk vardır demek, küçücük çocuklara cinsellik yüklemektir. Söz konusu medeni Avrupa başkentlerindeki Onur yürüyüşlerinde çocukların pornografik şovların öznesi yapılması, cinselliklerini sergilemeye teşvik edilmesi, uygunsuz görsel materyallere maruz bırakılması, cinsel eylemin tarafı haline getirilmesi çocuk istismarıdır. Hem de yaygın ve kitlesel bir istismardır.
Uzaklara gitmeye gerek yok, İstanbul Üniversitesi bünyesinde yayınlanan bir makaleyle, Türkiye'de 18 yaş altı 22 çocuğa geri dönüşsüz hormon tedavisi uygulandığı ve 7 çocuğa öncül cinsiyet değiştirme operasyonu yapıldığı ortaya çıkmıştır. Türk Medeni Kanunu'na göre 18 yaş altına cinsiyet değiştirme operasyonları yapılması yasaktır. Masum ve bilinçsiz çocukların kanuna aykırı olarak cinsiyet değiştirmeye sürüklenmesi apaçık bir çocuk istismarıdır. Vicdanlara sesleniyoruz, bu çocukların haklarını kim savunacak?
Son olarak görevden alma kararıyla düşünce ve ifade özgürlüğüne darbe vurulduğunu belirtelim. Meslektaşlarının haklarını savunmakla görevli Ankara Barosu Yönetimi, LGBT'yi savunmak uğruna anayasal koruma altındaki düşünce ve ifade özgürlüğünü hiçe sayarak hukuku çiğnemiştir. En önemlisi ise Baro Yönetimi, ülkemizin köklü ve değerli bir kurum olan Ankara Barosu'nu LGBT dayatmasının merkezi haline getirmiştir. LGBT'yi dayaran Baro Yönetimi istemiyoruz.