AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten teğmenlerin kılıçlı yeminiyle ilgili açıklama
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Kara Harp Okulunda teğmenlerin kılıçlarla yemin etmesine ilişkin değerlendirmede bulundu. Ömer Çelik, "Bu incelenmesi gereken bir konu ve bütün boyutlarıyla incelenecektir." dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Habertürk'te canlı yayınlanan "Özel Röportaj" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Kara Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni'nde teğmenlerin kılıçlarla yemin etmesine ilişkin değerlendirmesi, Ankara'da bununla ilgili ne konuşulduğunun sorulması üzerine Ömer Çelik, iki konunun gündeme geldiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Birtakım eski asker, siyasetçi, yazar, belli bir kesim, 'hükümete karşı genç teğmenler bir kalkışma içerisinde' gibi kodlamaya çalıştılar. Bunların birçoğuna baktığımızda, bunlar vesayet özlemleri dinmemiş olan aktörler. Dolayısıyla silahlı kuvvetlerinin tamamını hükümete karşı bir kalkışma içerisinde gösterme şeklindeki tavırdaki sorumsuzluk dikkati çekici. Bu son derece kötü bir yaklaşım. Bir de bunlara cevap vereyim derken, mezun olan bütün teğmenlere, askeri kesime dönük hakaret ifadeleri kullananlar oldu. Bu da doğru bir şey değil. Bugün Cumhurbaşkanımızın konuşmasında da var, Türk Silahlı Kuvvetleri gözbebeğimizdir, bunun içinde de disiplinsizliğe müsaade edilmez. Bu cümleyi alan, bu cümleyi ihmal ediyor. Kim hangi dünyaya kulak kesilmişse diğerine sağır durumu var. O zaman da mevzu tartışılmış olmuyor, mevzu üzerinden başka siyasi kapışmalar ya da başka hesaplaşmalar görülmüş oluyor."
Ömer Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Burada hassasiyet gösterilen konu, birincisi alternatif yemin meselesinin söz konusu ortaya çıkmasıdır. Askerlik bir meslekten çok bir hayat tarzı. Onu yüzde 99 disiplinle bile yapamazsınız, yüzde 100 disiplinle olacak. Yüzde 100 disiplin gerektiren bir konuda bu alanın düzenlenmesi gerektiği açıktır. Geçmişte yeni mezunların, bazı emekli askerlerin vesaire başka türlü motive etmeye çalıştığını, başka türlü kodlar kodlamaya, konumlandırmaya çalıştığını da biliyoruz. 27 Nisan sürecinde de gördük, başka zamanlarda da gördük. Herkesin bir de sosyal hayatı var, bir şekilde onları temel hiyerarşinin dışında motive etmeye, örgütlemeye çalışan girişimler... Türkiye buna yabancı değil. Biz bütün bu çerçeveyi 360 derece görebilecek durumdayız. Buradan 'Antidemokratik bir ipucu mu çıkıyor? Bir hareketlilik mi var?' diyerek, hassasiyetini gösteren vatandaşlarımızın söylediği son derece saygıdeğer. Çünkü birilerinin hemen bu olay ortaya çıkar çıkmaz şu şekilde sosyal medyada ifadeler kullanması; 'Bu hükümete karşı yapıldı, hükümete mesaj verildi' gibisinden. Bu incelenmesi gereken bir konu ve bütün boyutlarıyla incelenecektir."
Büyük çoğunluğu itibarıyla böyle bir mezuniyet töreninden sonra topyekun suçlamaya gitmenin, bununla ilgili çirkin ifadeler kullanmanın da doğru olmadığını söyleye Çelik, "Demokratik denetim mekanizmaları işliyor şu anda. Sonuç çıktığında, MSB açıklamasında vardı; kasıt, ihmal, disiplinsizlik, bunların üçü ayrı şeyler, bütün bu bağlamlarda tabii ki incelenecek ve ona göre gereği yapılacak. Cumhurbaşkanımızın bugünkü açıklaması net bir şekilde ifade ediyor, antidemokratik bir motivasyonla hareket edenler olduğunun da tespit edildiği ortaya çıkıyor. Dolayısıyla bu ayrıştırılarak, bununla ilgili düzenleme yapılacaktır, adım atılacaktır." dedi.
Ömer Çelik, farklı yemin okuma meselesinin düzenlenmesi gerektiğinin net şekilde açık olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yaptığı açıklamalara işaret eden Ömer Çelik, şunları kaydetti:
"Sayın Özgür Özel demiş ki 'Atatürk diyen çocuklara soruşturma açıyorsunuz.' Bu yanlış bir açıklama. Bu çocuklar Atatürk dediği için bu soruşturma açılmıyor, buradaki disiplinsizlik unsurlarının tespit edilmesi için bu soruşturma açılıyor. Ben çok iyi hatırlıyorum mesela bununla onu mukayese etmiyorum da 27 Nisan'da muhtıra teşebbüsüne girildiğinde de o zaman o bildirideki şey neydi? 'Atatürkçü düşünceye uygun Cumhurbaşkanı' deniyordu. Bu askeri bürokrasinin işi değil ki? Burada tartıştığımız mesele o değil. Bu tartışmayı Atatürk ekseninde bir tartışmaya taşıdığınız zaman asıl mecrasından çıkarmış olursunuz, mesele konuşulamaz hale gelir veya yanlış konuşulur."
Kaynak: Anadolu Ajansı