İşte Dünya'nın ilk borsası ve en iyi korunmuş Zeus tapınağı: Türkiye topraklarında
Aizanoi antik kenti, Kütahya şehir merkezine 58 kilometre uzaklıkta bulunan Çavdarhisar ilçesinde yerleşimin hemen kenarında Emet yönünde bulunmaktadır. Günümüzden yaklaşık 1750 yıl önce inşa edilen Aizanoi Binası'nda borsa işlemleri yapılmıştır ve Dünya'nın ilk borsası olarak kabul edilir.
Aizanoi antik kenti, Kütahya şehir merkezine 58 kilometre uzaklıkta güneybatıda bulunan Çavdarhisar ilçesinde yerleşimin hemen kenarında Emet yönünde bulunmaktadır. Çavdarhisar, 28 Mart 1970 tarihinde yaşanan şiddetli Gediz depreminden dolayı yaşayanların çoğunun terk ettiği bir yerleşim olmuştur. Aşağıda anlatıldığı üzere dünyanın ilk borsası (gıda borsası) da bu deprem sonucunda yapılan kazılarda ortaya çıkmış ve keşfedilmiştir.
Çavdarhisar ilçesinin içinden antik kente girdiğinizde sizi öncelikle Kocaçay (Kısıkboğaz) deresinin üzerinde restore edilmiş bir antik köprü karşılayacaktır. Bu köprüye Aizanoi köprüsü denilmektedir. Sonrasında ise 1970 depreminde hasar gören evlerin arasından Zeus tapınağı tüm ihtişamı ile karşınıza çıkacaktır.
Günümüzde Çavdarhisar ilçesi, Aizanoi antik kenti üzerine kurulmuş olmakla birlikte bölgenin tarihi çok eskilere gitmektedir. Aizanoi bilgileri bulunan bu içeriğin devamında antik kentin tarihçesi, tarihi eserleri, gezilecek yerleri, yapıları, tapınakları, mimarisi ve önemi anlatılmaktadır.
AİZANOİ ANTİK KENTİ TARİHİ VE ÇAVDARHİSAR TARİHÇESİ
Efsaneye göre Aizanoi kentinin ismi, tanrıların tanrısı Zeus’un kızı su perisi Erato ile Arkadya’lı kral Arkas’ın oğlu olan Azan isminden gelmektedir. Bu etimolojik bir göndermedir. Bununla birlikte Kütahyalı olduğu düşünülen Ezop (Aisopos)’un bir hikayesi vardır. Hikayeye göre Zeus tapınağı adına kirpi (eksis) ve tilki (ouanous) kurban edilebilmektedir, bunu tapınağın ilk rahibi söylemiştir. Bundan dolayı kentin ismi Eksouanous’tan türetilmiştir. Bizanslı Stephanos ise kentin adının Tantalos’un oğlu Aizen’den geldiğini yazmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki Çavdarhisar ve Aizanoi aynı yerleşim yeridir ancak Anadolu Selçukluları zamanında Çavdar Tatarları burayı üs olarak kullandığından dolayı ismi Çavdarhisar olarak anılmaya başlanmıştır. Yöre halkı tarımla uğraşsa da burada nohut, buğday ve şeker pancarı yetiştirilse de çavdar yetiştirilmemektedir.
Aizanoi antik kentinin bulunduğu alanda yapılan araştırmalarda ilk yerleşimin M.Ö. 3000 yıllarına kadar gittiği saptanmıştır. Ancak Frigler’den önceki dönemlerine dair bir kayıt yoktur. Zaten Aizanoi antik kentindeki Zeus tapınağı alanındaki Frig tipli mezar taşları da bunun kanıtıdır. Peki, Frig Krallığı’ndan önce bölgede hangi medeniyet vardı? Hititler vardı. Fakat Güneydoğu Avrupa’dan gelen Frigler ne yazık ki geçtikleri yerleri veya büyük şehirleri yakıp yıkmışlardır. Bundan dolayı Aizanoi antik kentinde günümüze kadar Hitit dönemiyle ilgili pek bir şey kalmamıştır.
M.Ö. 676 yılında Kimmerler, Frigya kralı III. Midas’ı bozguna uğratarak Kütahya ve çevresine hakim olmuştur. Lidya kralı Alyattes döneminde (M.Ö. 620 – M.Ö. 560) bölgeyi Kimmerler’den alan Lidyalılar egemen güç olmuştur. M.Ö. 546 yılında Persler, Lidyalıları yenilgiye uğrattıklarında Kütahya ve bölge de Pers yönetimi altına girmiştir.
AİZANOİ ANTİK KENTİ VE BÜYÜK İSKENDER
İki yüz yıl kadar sonra M.Ö. 334 yılında Büyük İskender, Perslileri yenilgiye uğratmış, böylece sadece Aizanoi ve Kütahya değil, tüm Anadolu Helenistik döneme girerek Grek kültüründen etkilenmiştir. Büyük İskender’in ölümü üzerine bölgeye, Makedonyalı komutan Antigonos (M.Ö. 382 – M.Ö. 301) hakim olmuştur. Bu dönemde bölge, Pergamon Krallığı ile Bursa’da bulunan Bitinya Krallığı (Bithynia) arasında çekişmelere sahne olmuştur.
AİZANOİ VE ROMA DÖNEMİ
M.Ö. 133 yılında yerleşim Roma İmparatorluğu hakimiyetine girmiştir. Aizanoi bu dönemde kentleşmeye başlamıştır. Aizanoi sikkeleri de ilk bu dönemde basılmıştır ve sikkelerin üzerinde Epikthteis yazmaktadır. Yine bu dönemde kent tahıl, şarap ve yün üretimi sayesinde zenginleşmiştir. M.S. 2.yy’a kadar Aizanoi en parlak zamanını yaşamıştır. Dünyanın ilk borsası (gıda borsası – Macellum) da bu dönemde Aizanoi’de yapılmıştır. Amasyalı tarihçi Strabon (M.Ö. 63 – M.S. 23) bu kenti anlatmış ve içinden nehir geçtiği için özel bir konumda olduğunu bildirmiştir. Bu dönemde kent nüfusu 80.000 kişi dolaylarındadır.
Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasından sonra Doğu Roma ya da Bizans İmparatorluğu topraklarında kalan Aizanoi piskoposluk merkezi olmuş ve 7. yy’dan itibaren gittikçe önemini yitirmiştir.
AİZANOİ VE KÜTAHYA’DA TÜRK DEVLETLERİ DÖNEMİ
1077 yılında Anadolu Selçuklu Devleti, Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından kurulunca bölge Türkler tarafından ele geçirilmiştir. 1. Haçlı Seferi (1096 – 1099) sırasında 1097 yılında bölge işgal edilmiş ancak 200 yıl kadar sonra, 13. yy’ın sonlarında Germiyanoğulları beyliği himayesine girmiş, sonrasında da Osmanlı topraklarına dahil olmuştur.
2012 yılında Aizanoi antik kenti UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmıştır.
AİZANOİ ANTİK KENTİ KEŞFİ VE KAZILARI
Kütahya’daki Aizanoi antik kenti 1824 yılında Osmanlı imparatorluğunda bulunan Avrupalı gezginler tarafından keşfedilmiştir. Bunu takip eden yıllarda 1840 yılına kadar antik kent araştırılmıştır. 1926 yılında ise Alman arkeolog Martin Schede ve Alman mimarlık tarihçisi Daniel Krencker başkanlığında Alman Arkeoloji Enstitüsü burada ilk kazıları başlatmıştır. Bu kazılar Zeus tapınağı etrafında yoğunlaşmış olmasına rağmen 1928 yılında kazılar durmuştur.
1970 yılında ise kazılar yine Alman Arkeoloji Enstitüsü himayesinde başlamış ve 2010 yılına kadar sürmüştür. 2011 yılında ise kazıları Kültür Bakanlığı, Pamukkale Üniversitesi’ne devretmiştir. Günümüzdeki kazıları Pamukkale Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elif Özer yönetmektedir.
Tüm bu kazılar neticesinde günümüzdeki alanlar ortaya çıkartılmış ve burada bulunan buluntular Kütahya Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. 13. ve 14. yy’da buraya yerleştiği düşünülen Türklerin damgaları bugün alandaki mezar taşlarında ve çeşitli yapılarda tespit edilmiştir.
AİZANOİ ANTİK KENTİ YAPILARI VE GEZİLECEK YERLER
Zeus Tapınapı: Çavdarhisar yerleşiminin hemen kenarında tüm ihtişamı ile sizi karşılayacak olan İon sütun düzenindeki tapınak, Zeus tapınağıdır ve peyzaj içinde yükselen monolit sütunların anıtsallığı hayranlık uyandırmaktadır. Zeus tapınağının bulunduğu ufak tepe aslında bir höyüktür. Yapılan çalışmalarda bu höyüğün prehistorik döneme ait olduğu anlaşılmıştır. Zeus tapınağı, Roma imparatoru Domitian döneminde, M.S. 92 yılında yapılmaya başlanmış ve Hadrianus zamanında yapımı devam etmiştir. Duvarlarında imparator Hadrian ile kent için önemli çalışmalar yapan Apuleius’u öven yazıtlar ile savaş ve günlük hayatı tasvir eden çizimler bulunmaktadır. Zeus tapınağının bulunduğu alan bugün açık hava müzesi niteliğinde olup çeşitli dönemlere ait mezar taşları burada sergilenmektedir.
Tapınağın kısa yanlarında sekiz, uzun yanlarında 15 İon sütunu bulunmaktadır. Ayrıca tonozlu bodrum dahil toplamda dört bölümden oluşmaktadır. Zeus tapınağının oturduğu podyum 53 metre x 35 metre ölçülerindedir. Tapınağın altındaki tonozlu bodrum mekanı, Anadolu’da bir başka tapınakta görülmemektedir. Önceleri tapınağın alınlığının üzerinde olan Kibele büstü, 1970 depreminde düşmüş ve bugün tapınağın önüne konulmuştur. Tapınağı arkasına alan güzel bir konuma yerleştirilmiş olan Kibele büstü, önünde birçok kişinin sosyal medyada tam bu açıdan çektiği fotoğrafı paylaştığı bir simge haline gelmiştir.
Tonozlu bodrum için, kimi akademisyenlerin arasında Kibele’ye adandığı görüşü baskınken, diğer akademisyenler ise buranın Zeus’a adandığı ve çeşitli arşiv ile hazinelerin saklandığı bir alan olduğunu ileri sürmektedir. Bugün ise bu mekan gladyatör mezar taşlarından, Frig mezar taşlarına kadar çeşitli buluntuların görüldüğü bir galeri olarak kullanılmaktadır.
HAMAM VE PALAESTRA KOMPLEKSİ
Tapınağın hemen karşısında bulunan bu kompleks M.S. 2.yy’da yapılmıştır. Ön kısımda bulunan hamam yapısında su ısıtma kanallarının kalıntıları görülebilmektedir. Hamamın içinde soğukluk ve sıcaklık odaları mevcuttur. Hamamın içinde ve dışında zengin mermer kaplamaların bir kısmı görülebilmektedir. Palaestra denilen kare biçimli yapı da hamam yapısı ile bir bütündür. Burada çeşitli sporcular, spor çalışmalarını yürütmüştür.
Hamam ana yapısının etrafında çok sayıda yan mekan mevcuttur. Bunların en büyüğünün apsisinde tıp tanrısı Asklepios’un kızı tanrıça Hygieia’nın heykeli vardır.
AİZANOİ ROMA TİYATROSU VE STADİON
Buradaki antik tiyatro ve stadyum yapısının önemi büyüktür. Çünkü antik dünyada aynı aks üzerinde ve tek sahneye ait başka tiyatro ve stadyum yapılmamıştır. Yapı bu özelliği ile sadece Aizanoi’de bulunmaktadır. Bu yapının yapımına imparator Domitian zamanında başlanmıştır. Mimari süslemelere bakılarak Hadrianus zamanında çoğunluğunun bitirildiği görülmüştür. Sahne bölümü zengin mermer bezemelerle kaplıdır.
Antik tiyatro iki katlıdır, ancak genişleme çalışmaları yapılırken bir kat daha eklendiği düşünülmektedir. Tiyatro 20.000 kişi alırken Stadion bölümü ise 15.000 kişi kapasitelidir. Bu yapının restorasyonu 2012 yılında yapılmaya başlanmıştır. Ayrıca Anadolu’nun en büyük antik stadyumu Afrodisias antik kenti içerisinde bulunmaktadır.
AİZANOİ MACELLUM (GIDA BORSASI)
Çavdarhisar’ın içinde ve sütunlu caddenin hemen yanında yer alan Macellum, dünyanın ilk değiş tokuş borsasıdır. M.S. 2.yy’a tarihlenmiştir. 1970 Gediz depreminde hemen yanı başındaki caminin yıkılması sonucu bir kısmı gün yüzüne çıkmıştır. Sonrasında yapılan kazılarla tamamı ortaya çıkartılmıştır. Macellum yuvarlak bir alandır. M.S. 4.yy’da imparator Diocletinaus’un enflasyon ile mücadele için çıkarttığı tavan fiyat uygulaması ve kararnamesi, hem Latince hem de Grekçe olarak bu yuvarlak kült alanın bloklarının dış tarafına yazılmıştır. Burada çeşitli fiyatlar bulunmaktadır. Örneğin bir ressamın günlük ücreti 150 denarius, bir avukatın şikayet başına ücreti 250 denariustur. Bir duvar ustasının günlük ücreti ise 50 denarius olarak belirlenmiştir. Bunlarla birlikte 16 – 40 yaşındaki erkek bir kölenin fiyatının iki eşek fiyatına, üç erkek kölenin fiyatının ise bir at fiyatına eşit olduğu yine yazıtlarda mevcuttur.
Günümüze kadar gelmiş ve en iyi korunmuş olan Macellumların ikisi de yine Anadolu topraklarında bulunmaktadır. İlki Burdur’un meşhur antik kenti çeşmesi ile ünlü Sagalassos antik kenti içerisinde bulunmaktadır. Bir diğeri de Antalya Perge antik kenti agorası veya şehir merkezinde bulunmaktadır.
AİZANOİ SÜTUNLU CADDE
Macellum ile aynı yerde ve köyün içindedir. Sütunların hemen yanındaki yerde olan bir taraça kenarında Grekçe Aizanoi ismi okunmaktadır. Buradaki sütunların önceki dönemlere ait yapılardan söküldüğü ve buraya getirildiği düşünülmektedir.
M.S. 6.yy’a kadar sağlam kalan caddenin bu dönemde bir deprem tarafından yıkıldığı varsayılmaktadır. Sütunlu cadde, çeşitli dükkan ve galerilerin oluşturmuş olduğu bir şekilde Macellum’u geçerek Zeus tapınağına oradan da Kibele kutsal alanı Meter Steunene’e kadar gitmektedir.
AİZANOİ METER STEUNENE KUTSAL ALANI
Zeus tapınağının altı Meter Steunene kült odası olarak geçmektedir. Aslında bu yuvarlak yapı Aizanoi antik kenti alanı dışında, 2 km kadar mesafede bulunmaktadır. Meter Steunene, Kibele kutsal alanı veya tören alanı olarak geçmektedir. Yuvarlak ve kayadan yapılmış olan yapının bulunduğu yerdeki kayalıklarda ana tanrıçanın yaşadığı düşünüldüğünden Frigler burada bu kutsal alanı yapmış ve adaklar sunmuştur.
Kaynak: yollardan.com