Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Kendimi yalnızlığımın kafesinde bir o duvara bir bu duvara vurmak geliyor içimden, elimde değil.”
“Kendimi yalnızlığımın kafesinde bir o duvara bir bu duvara vurmak geliyor içimden, elimde değil.”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Kendimi yalnızlığımın kafesinde bir o duvara bir bu duvara vurmak geliyor içimden, elimde değil.”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Havalandırmaya çıktım; dokuz adım uzunluğunda, beş adım genişliğinde, dolap beygirleri gibi dönerek, Rus usulü atıyorum voltayı.”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“İki misafirim var avluda, iki serçe. Belli ki eşler. Kafalarını çevire çevire beni izliyorlar, dinliyorlar da galiba.”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Kapıyı kapatmaya gelen gardiyanların gürültüsüne uçtular.”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Kitaplarla çekelim” diyorum.”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Sonra başlıyoruz çekime.”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Benim meramım, yaşadığım yerin görüntülerini sunabilmek.”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Kötü, çirkin, cezaevinde bulunduğunu, hücrede olunduğunu gösteren fotoğraf yasak.”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Hücrede tek başına olduğunu, yani tecrit hissi verecek fotoğraf yasak.”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Elimde bulunan: Felsefe, Antropoloji, Mitoloji sözlükleri ile Churchill, Kant, Bolivar, Rousseau biyografileri ve tabi ki Enver’in romanı ile Nazlı Hanım’ın denemesini bitirmeye ve bu arada yeni kitabımla ilgili son düzenlemeleri yetiştirmeye çalışıyorum.”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Volta attığım koridora isim koy dediler. Kıyamadım o güzel sokaklarımızın adını mahpusa taşımaya.”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Gene yalnızız diyorum gölgeme, sakın peşimden ayrılma. Kalırsın bir başıma!”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Hücrede en inanılmaz alet, masa. Hani şiirdeki gibi; masa da masa ha!
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Çok acı verdiğinde hasret, yakın bu fotoğraflardan birinin ucunu, salın külünü dumanını mavi göklere, bilin ki sevdanız, inancınız selamınız bana ulaştı bile.”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Profesör Yalçın Küçük, kaldığım tecrit hücresinin yan koğuşunda kanalın mazgalına ayağıyla vururdu. Bu benim arandığım anlamına geliyordu. Kanalizasyon mazgalına eğiliyorum. Hoca da eğiliyor. İki büklüm, kanalizasyon başındaki görüşmeyi daha fazla sürdürmek olanaksız.”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“27 Mart 2012 günü öğleden sonra, uzun ve büyük mücadelenin ardından, tecritte yeniden iki kişi olduk. Beni Barış’ın yanına koymadılar ama onu benim yanıma tecride koydular.”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Barış’ın gelmesi büyük sevinç oldu. Tecrit yalnızlığım 394. Gününde bitti.
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Ona da ‘Haziran’a kadar beraberiz, gel bakalım’ deyip ortalığı gösterdim. Tecrit hücresini tanıttım.”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“O da küflü duvarların boya ve alçıyla kapanan yerlerine ‘dört kapı dört kilide’ baktı, gözleri daldı. Tecrit etkisi böyleydi.”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Barış’ı dostu ve çalışma arkadaşı olan eski tecrit ortağım Sait’in boşalttığı hücreye yerleştirdim.
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Akşam beklerken baktım bir telaş içinde hücreyi, koridoru düzenliyor. Duvarlara resimler asıyor. İzledim. Ara sıra müdahale ettim.”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“-Burası ev değil. Asla buranın parçası olmayacağız. Burayla aramızda en küçük bağ olmayacak. Kurumsallaştıramayacaklar bizi. Ona göre düzenle.”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“-Elbette ama böyle daha güzel olmadı mı?”
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“Tecrit küçücük Sorun etmedi. ‘Küçük değil mi’ dedim, dudağını büktü, ‘Yeter ki insan büyük olsun’ dedi.
Özkan ve Terkoğlu'nun hücresinden kareler
“İnsan uzanabildiğinin ötesine geçmeli, yoksa cennet neye yarar?”