Avrupa'nın enerji krizini hafifletme planı: Kaya gazı
Avrupa'da yaşanan enerji krizi, kömür ve nükleer enerjide olduğu gibi geçmişte çevrecilerin tepkileri nedeniyle rafa kaldırılan kaya gazı üretimine de yeşil ışık yakılmasına neden olabilir.
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, uzun yıllar enerji arz güvenliği yerine iklim değişikliğine karşı çevreci dönüşüm odaklı politikalara yöneldi. Rusya'ya yaptırımlar sonrası yaşanan enerji krizi ise Avrupa'nın enerji stratejisinde, çevreci yaklaşımlar yerine enerji arzı ve güvenliğini önceleyen alternatifleri değerlendirmesine ve farklı tercihlerde bulunmasına yol açtı.
KÖMÜRDEN ÇIKIŞ DURDU
Avrupa ülkeleri son 30 yılda özellikle iklim duyarlılığının ve çevre hassasiyetinin yükselmesinin etkisiyle kömür kaynaklarından vazgeçme planları ve programlarını devreye almıştı.
KÖMÜRDEN ÇIKIŞ DURDU
Pek çok AB üyesi ülke, uzun yıllar enerji arz güvenliğine katkı sağlayan ve uygun maliyetle faaliyet gösteren kömür madenlerini ve santrallerini kapatmaya veya bunlardan üretimi düşürmeye yöneldi.
KÖMÜRDEN ÇIKIŞ DURDU
AB'de 1990 yılında elektrik üretimin yüzde 40'ını sağlayan termik santrallerin payı her yıl azaldı ve kömürün payı 2020'de yüzde 13'e kadar geriledi.
Ancak Kovid-19 salgını sonrasındaki ekonomik canlanma, Rusya ile ilişkilerdeki gerilim ve alternatif enerji kaynaklarında yaşanan sıkıntılar kömüre ilgiyi yeniden artırdı. Kömürden elektrik üretimi 2021 yılında yüzde 15'e kadar çıkarken bu durum özellikle Rusya ile gerilimin artmasıyla birlikte daha da hızlandı. Bu yıl AB ülkelerinin elektrik üretiminde kömürün payının yüzde 20'ye ulaşması bekleniyor.
KÖMÜRDEN ÇIKIŞ DURDU
Başta Almanya, Fransa, İngiltere, Avusturya gibi Avrupa'nın öncü ülkeleri Rusya'dan doğal gaz tedarikinde olası bir kesintiye karşı kömür planları hazırladı.
Bu ülkeler, kömür santrallerini tekrar açmaya veya kapanması planlanan santrallerin faaliyet sürelerini uzatmaya yöneldi.
NÜKLEER SANTRALLERİN DÖNÜŞÜ
Enerji arz krizi, nükleer enerjiden çıkış plan ve programlarında da değişikliğe neden oldu.
Avrupa ülkeleri, Japonya'daki Fukuşima nükleer santralinde 2011'de yaşanan sızıntı sonrasında nükleer santrallerin güvenliği konusunda kaygılanmaya başlamıştı. Bu dönemde küresel piyasalarda başta petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil yakıt fiyatlarının makul seviyelerde seyretmesi, Avrupa'da çevreci kamuoyu baskısı ve yenilenebilir enerji yatırımlarının makul fiyatlara inmesi nükleer santrallerden çıkış sürecini başlatmıştı.
NÜKLEER SANTRALLERİN DÖNÜŞÜ
Enerji krizi özellikle Avrupa'da pek çok ülkenin nükleer enerjiye olan yaklaşımını değiştirdi.
- Fransa, 2050'ye kadar 14 yeni nükleer reaktör kurma ve küçük modüler reaktör (SMR) teknolojilerine yatırım yapma planını açıkladı.
- İngiltere'de hükûmet, ülkenin güneydoğusunda inşa edilmesi planlanan Sizewell C nükleer santraline onay verdi.
- Almanya, 3 nükleer santralin faaliyet sürelerini uzatma çalışmalarına başladı.
- Belçika, daha önce kapatılması planlanan 2 nükleer güç santralinin faaliyet süresini 10 yıl uzattı.
- Hollanda, 2 yeni nükleer reaktör yatırımı planlamaya başladı.
- Polonya da nükleer yatırımlar için ön çalışmalara yöneldi.
KAYA GAZI SEÇENEĞİ
Bu noktada, Avrupa ülkelerinin kömür ve nükleere yönelik yaklaşımlarını ve programlarını değiştirmesi, kaya gazı konusunda da benzer bir ihtimali doğurdu.
Son dönemde doğal gaz fiyatlarındaki hızlı yükseliş, kaya gazı çıkarılması alanındaki teknolojik ilerleme ve bu gazının çıkarılma maliyetinin, başka ülkelerden tedarik edilmesinden daha makul seviyelere inmesi bu kaynağa ilgiyi artırıyor.
Mevcut durumda Avrupa'da kaya gazı üretimi yapılmıyor.
KAYA GAZI GÜNDEMDE
Avrupa ülkeleri de son 10 yılda kaya gazına yönelik çeşitli çalışmalara odaklandı. ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA) verilerinin yer aldığı AB raporlarında, Avrupa'da teknik olarak çıkarılması mümkün olan kaya gazı rezervinin yaklaşık 13,3 trilyon metreküp olduğu tespit edildi.
En büyük kaya gazı rezevleri:
- 4,2 trilyon metreküple Polonya
- 3,9 trilyon metreküple Fransa
- 1,4 trilyon metreküple Romanya
- 900 milyar metreküple Danimarka
- 700 milyar metreküple İngiltere ve Hollanda
- 500 milyar metreküple Almanya ve Bulgaristan
KAYA GAZI ÇIKARILMASINDAKİ GÜÇLÜKLER
Avrupa ülkelerinde mevcut durumda kaya gazı konusunda çok olumsuz bir kamuoyu algısı mevcut. Kaya gazı çıkarmak için yüksek basınç altında çok miktarda suyun, kum ve kimyasallarla karıştırılarak yer alına verilmesi gerekiyor.
Bu süreç ve ortaya çıkaracağı riskler özellikle çevreciler tarafından sert bir dille eleştiriliyor. Avrupa'da, kaya gazı rezervlerinin belirlendiği bölgelerde nüfus yoğunluğunun yüksek olması ve verimli tarım arazileri bulunması bir başka sorunu ortaya koyuyor.