Terk edilmiş 11 hayalet şehir: Listede Türkiye de var
Artık tek bir insanın yaşamadığı, farklı hikayelerle sonları gelen, birçok hayalet şehir var. İşte dünya üzerindeki terk edilmiş şehirler.
PRİPYAT, ÇERNOBİL, UKRAYNA
Dünyadaki 8 terk edilmiş şehir listemize elbette hepimizin yakından bildiği Çernobil ile başlıyoruz. 26 Nisan 1986 tarihinde Ukrayna’da Kiev’in 130 km kuzeyinde bulunan Pripyat kentinde insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden biri gerçekleşti. Çernobil Nükleer Santrali’nde 4 numaralı reaktörde test yapılırken yanlış kararlar sonucu çekirdek kazara patladı ve gelmiş geçmiş en büyük nükleer kazalardan biri gerçekleşti. Çekirdekte çıkan ve söndürülemeyen yangın atmosfere yükseldi ve Türkiye dahil bir çok çevre ülkeleri etkiledi. O süreçte tüm Pripyat kenti tahliye edildi. O gün bugündür Pripyat, tam bir ölü şehir… Hala daha yataklarda renkleri gitmiş tozlanmış çarşaflar, kırılmış oyuncaklar, yıkık binalar, paslanmış arabalar… Bu yürek burkan olaydan sonra uzmanlar, yüzlerce yıl daha bu şehrin radyasyondan dolayı yaşama uygun olmayacağını tahmin ediyorlar.
Kiev’e gidip Çernobil’i de görmek isterseniz, direkt kendiniz gidemiyorsunuz. Düzenlenen özel turlarla gitmeniz gerekiyor. Ancak ne olursa olsun biz bu bölgeye gitmenin hala güvenli olmadığını düşünüyor ve tavsiye etmiyoruz. Yaşananları tüm ayrıntıları ile görmek isterseniz Kiev’de bulunan Çernobil Müzesi’ni ziyaret edebilir ya da oturduğunuz yerden Chernobyl dizisini izleyebilirsiniz.
FUKUSHİMA, JAPONYA
Tıpkı Çernobil nükleer faciasının bir benzeri de 2011 yılının Mart ayında Japonya’nın Fukushima kentinde yaşanmıştır. 1971 yılında faaliyete geçen Fukushima Nükleer Santrali, 9,0 şiddetinde yaşanan depremle miladı yaşadı. Ayrıca ardından gerçekleşen tsunami ile de birlikte korkunç bir facia ortaya çıkıyor. Tokyo’dan 300 kilometre uzaklıkta yer alan Fukushima’nın aynı zamanda Pasifik’e de kıyısı bulunmaktadır. Denize kıyısı olması sebebiyle nükleer santral inşasına uygun bulunmuştur. Fakat buna rağmen yaşanan felaketle birlikte artık Fukushima dünyadaki terk edilmiş şehirler arasına girmiştir. Nitekim burası nükleer patlamadan önce tarım cenneti olarak bilinmekteydi. Facia nedeniyle 300 binden fazla kişi bölgeden göç etmek zorunda kalmıştır.
KUZEY KARDEŞ ADASI, NEW YORK
New York’ta yer alan Kuzey Kardeş Adası yıllar boyu zaman zaman tifo salgını gibi ölümcül hastalıkların görüldüğü bir yer olarak bilinmekteydi. Hatta salgın hastalıklardan korunmak amacıyla burada yer alan Riverside Hastanesi’nin tecrit amacı ile kullanıma gireceği bilinmektedi. Nitekim tifo salgınının baş gösterdiği Typhoid Mary’nin evi Kuzey Kardeş Adası’nda yer alıyor. Hastalığın yayıldığı bölge olması ve karantina amaçlı olarak ön plana çıkması sebebi ile Kuzey Kardeş Adası zaman içerisinde göç vermeye başlamıştır. Hal böyle olunca terk edilmiş; harabe bir yere dönüşmüştür.
HUMBERSTONE, ŞİLİ
Şili’nin Humberstone kasabası, 1862 yılında kurulmuş ve nitrat madenciliği merkezi olarak hizmet vermiştir. Kısa sürede zenginliği ile adından söz ettirmeye başlayan Humberstone kasabası, yakınlarındaki Santa Laura ile birleşerek nitrat üretimine devam ettiler. Böylece iki kasaba da 1930’lu yıllarda nitrat madenciliği ve işleme merkezi olmanın haklı gururunu yaşıyordu. Fakat ilerleyen yıllarda madencilikteki nitrat ihtiyacının azalmasıyla birlikte 30 yıl sürecek büyük bir düşüş evresi başladı.Nitekim 1961 yılına geldiğimizde tüm nitrat fabrikaları kapatılmaya başlandı. Humberstone kasabasında yaşayan halkın da bölgeyi terk etmesi ile burası harabeye dönüştü. Humberstone kasabası terk edilmesine rağmen burada yaşamış olan toplumun ruhu unutulmadı. 2005 yılında UNESCO tarafından Dünya Miras Alanı ilan edilmesi ile Humberstone kasabasının yıkımı engellenmiş ve dokusu gelecekte nesillere aktarılmıştır.
DETROİT, MİCHİGAN, ABD
Bir zamanlar Amerika’nın en büyük 3. şehri olan Detroit’in dünyadaki 8 terk edilmiş şehir listemize nasıl eklendiğine inanamayacaksınız. Bir diğer adı “Motor Şehri” olarak da bilinen aynı zamanda otomotiv endüstrisinin kalbinin attığı şehirdi. Henry Ford’un montaj hattının iyileştirilmesi ile birlikte 1920’li yıllarda seri otomobil ve kamyon üretimine yönelme görüldü. Bu sayede Detroit de hızla genişledi. Kısa sürede gelir düzeyi yüksek olan zengin binalar Detroit’in merkezinde görülmeye başlandı. Fakat bu gelişim bir yerden sonra durdu. Özellikle 1980’li yıllara gelindiğinde Amerikan otomotiv endüstrisinin düşüşe geçmesiyle Detroit şehri ağır darbe aldı. Elbette şehrin iflasına neden olan şey sadece yabancı araba üreticilerinin rekabeti değildi. Banliyöleşmenin de bu düşüşte önemli payı vardı. Ayrıca insanlar şehir dışına çıkmaya başladıkça Detroit’te alış-veriş dengesi de bozuldu. Şehrin hemen hemen tüm bölgeleri terk edilmeye bırakılmıştı. Buradaki binalar adeta çürümeye terk ediliyordu. Yılların otelleri, kiliseleri, ofis binaları, evleri, tiyatroları, fabrikaları ve mağazaları çürümeye başladı.
MANDU, HİNDİSTAN
400 yıldan uzun bir süredir terk edilmiş durumda olan Mandu, Kuzey Hindistan’da yer almaktadır. Hatta bir zamanların devlet başkentiydi. Geçmiş çağlarda kraliyet sarayı olarak kullanılan binası ile dikkatleri üzerine çekmeyi başarmış. Bunun yanı sıra Müslüman bir devlete başkentlik yapması sebebi ile de dışardan bakılınca cami gibi gözüken pek çok kalıntıya ev sahipliği yapmaktadır. Fakat günümüzde Mandu, tepenin yamacına kurulmuş harabe bir görüntüye sahip.
ORADOUR-SUR-GLANE, HAUTE-VİENNE, FRANSA
2.Dünya Savaşı döneminde birçok filme konu olan işkencelerin biri maalesef bu köyde gerçekleşmiş. 10 Haziran 1944 yılında Alman işgali altında kalan bu Fransız köyünde, içlerinde kadınlar ve çocukların da bulunduğu 642 kişi Naziler tarafından katledildi. Bu katliamdan kurtulanların anlattıklarıyla nasıl bir işkenceye maruz kaldıkları gözler önüne serildi. Acı çekerek ölmeleri için, sadece bacaklarına ateş edilmiş, artık hareket edemediklerinde ahırlara kapatılıp ateşe verilmiş. Bu kan dondurucu katliam sonrasında Fransız Cumhurbaşkanı bu yıkılan köyün ölenlerin anısına müze olarak kalmasını emretti. Etrafta paslanmış arabalar, bir kısmı yıkılmış yapılar ve boş sokakları görünce, bir de bu insanlık ayıbıyla birleşince hikayesi üzülmemek elde olmuyor.
POMPEİ, İTALYA
Pompei antik Roma döneminde zevk ve sefa içerisinde yaşantısıyla adından çokça söz ettiren bir yerdi. Bu zevki sefa, refah seviyesi arttıkça yerini sapkınlıklara bırakıp, maalesef sokak ortasında kral istediği herkese cinsiyet fark etmeden tecavüz edebilir hale geldi. Pompei’nin yakınlarında bulunan Vezüv Yanardağı’nın patlaması sonucu ise küller altında kalıp tüm insanlar ve hayvanlar yanarak yaşamını yitirdi. Yaklaşık olarak 1700 yıl kadar varlığından haberdar olunmayan şehir, 1748 yılında yapılan kazılar sonucu tesadüfen bulundu.
Pompei’ye geldiğinizde taşlaşmış insan ve hayvan figürlerinin yanı sıra, sapkınlıklarının duvarlara resmedilmiş hallerini, 2 yıl süren restorasyon işlemleri sonunda açılan Pompei’nin en büyük villası olan Gizemler Villası’nı, genel evi, 5000 kişilik oldukça büyük amfi tiyatro ve daha bir çok şey görebilirsiniz. Ancak göreceklerinizin yanı sıra burada hissedecekleriniz apayrı bir duygu… Yaşanmışlıklar ve sonu faciayla biten bir şehir… Pompei öyle bir yer ki yolunuz İtalya’ya düşerse kesinlikle uğramalı ve 1 gününüzü burada geçirmelisiniz.
BALESTRİNO, SAVONA, İTALYA
Orta Çağ İtalyan kasabası izlenmi uyandıran Balestrino dünyadaki 8 terk edilmiş şehir listemizde son sırada yer almaktadır. Masallardaki gibi tepeye kurulan bu kasaba yemyeşil doğası ile bütünleşmiş bir doğallığa sahiptir. Geçmiş yıllarda San Pietro dei Monti’nin Benedictine Manastırı’na ait olan Balestrino, 19. yüzyıldan sonra nüfusunu kaybetmeye başlamıştır. Özellikle bölgede yaşanan depremler, halkı korkutmaya yetmiştir. Depremler sonucu bölgeye ve mülklere zarar verilmesi nüfusta azalmalara sebep olmuştur. 1953 yılına gelindiğinde ise Balestrino kasabası tamamen terk edilmiştir.
KAYAKÖY, MUĞLA, TÜRKİYE
Dünyadaki 8 terk edilmiş şehir listemizde ülkemizden de bir şehir yer almaktadır. Burası Muğla’nın Kayaköy şehridir. Bu hayalet köy, 19. yüzyılda kurulan Rum köyüydü. Cumhuriyetin kurulduğu döneme dek oldukça aktif bir yaşantı mevcutken, 1923 yılında mübadele ile Rumlar Yunanistan’a gittiğinden köy tamamen boşalıyor. Boşalan köye Selanik’ten gelen muhacirler yerleştiriliyor. Fakat burada yaşamlarına devam edemeyip civar köylere yerleşiyorlar ve köy artık kimsenin yaşamadığı ıssız bir hal alıyor. 1957 yılında Fethiye depremiyle yıkılsa da şu anda canlı müze olarak birçok turistin akın ettiği bu köy Fethiye’ye yolunuz düşerse uğramanız gereken yerlerdendir.
ANGKOR WAT, KAMBOÇYA
Dünya’nın en büyük tapınağı olan Angkor Wat (Şehir Tapınağı), birçok kişinin gidip görmek istediği yerlerdendir. 9. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar aktif bir yaşam mevcutken, Kmer Krallığı başkentinin taşınmasından sonra maalesef terk ediliyor. Terkedildiği için etrafını yabani otlar sararken minik bir orman görüntüsünü alıyor. 20. yüzyılda etrafını saran bu otlar temizlenerek, güzelleştirilen tapınak, sonrasında turistlere ziyarete açılıyor. Tapınağın hala bu kadar iyi korunuyor olması ve tarihi, görkemli yapısıyla turist akınına uğrayan hayalet şehirlerden biridir.
Kaynak: yolcu360.com